"Eskişehir'in vaka oranları en yüksek birkaç ilden biri olarak gösterilmesi ve görülmesi zaten ekonomik olarak büyük bir darbe yemiş şehrimiz için ekonomik kayıpların devam etmesi anlamına gelir. Tam da bu yüzden sadece vaka sayıları ile bir yerdeki salgının boyutlarını belirlemeyi bir hayli sakıncalı görüyoruz.
Eskişehir'de yapılan tetkik sayısının nüfusa oranı ile başka şehirlerdeki tetkiklerin nüfusa oranlarına da bakmak lazım. Belki de Eskişehir'de çok daha fazla insan herhangi bir rahatsızlık sonrası gidip test oluyor ve bu yüzden test oranlarımız daha yüksek çıkıyor olabilir.
Sağlık Bakanlığımızın, İl Sağlık Müdürlüğümüzün bu hususlar üzerinde hassasiyetle durması lazım gelir. Çünkü vaka sayıları başlı başına bir veridir, önemli de bir veridir ama her şey değildir. Daha önce yapılan ve sadece hasta olanların belirlendiği rakamlar bizce daha sağlıklıydı.Eğer bir sonraki veriler açıklandığında Eskişehir ülkede en yüksek oranda vaka sayısına ulaşmış gibi gösterilirse işte o zaman biz de insanların bu şehri transit geçmek için çare arayacaklarını düşünür ve üzülürüz. İnsanlarımıza, özellikle de Eskişehir'imize vaka rakamları üzerinden yapılan zulüm artık son bulsun!"
NE YAZIK Kİ VAKA SAYISINDA BİR HAFTA İÇİNDE BİR BASAMAK DAHA YÜKSELDİK!
Yukarıdaki ifadeler 25 Haziran 2021 tarihli "Aşılamada ülkenin en önde olan şehrinde vaka sayıları niye bu kadar yüksek?" başlıklı yazımızdan.
Ne yazık ki bir öngörümüzü büyük oranda tuttu. Biz Eskişehir'in bir sonraki hafta vaka sayılarında ülkede bir numaraya yerleşebileceğini, öyle gösterilebileceğini tahmin etmiştik. Ancak az bir farkla ikinci olduk. Yani bir basamak daha olumsuz yönde ilerledik, olumsuz yönde zirveye yaklaştık, sadece bir adım kaldı!
Eskişehir hem aşılamada zirveye yaklaşıyor hem vaka sayısında. Bakın bu garip bir çelişki değil mi?
Çünkü topluma aşı yaptırmaları için sevilen sanatçılar ve sporcular üzerinden tam bir reklam bombardımanı gerçekleştiriliyor. Aşılamada büyük bir hız kazanıldı. Her gün 1 milyondan fazla doz aşı yapılıyor. 18 yaş üstünde bulunan ve isteyen herkes aşı için randevu alıyor, aynı gün ilk doz aşısını yaptırabiliyor!
AŞILAMA YÜKSEKKEN VAKA SAYISI DA YÜKSELİNCE ŞÜPHELER AŞILAR ÜZERİNDE TOPLANIYOR!
Aşılamada Türkiye'de en önde bulunan ve nüfusunun dörtte birine çift doz aşısını yaptırmış olan bir şehirde vaka sayısının ülke ortamalarının iki katından fazla olması bizim gibi birçok insanın zihnini kurcalıyor, karıştırıyor: Acaba aşılama rakamı arttıkça vaka sayısı da mı artıyor?
Bakın aşıların faydasız olduğunu söyleyenlerden değiliz; muhtemelen faydaları vardır ve aşılamadan 100 ölüm gerçekleşecekse, aşılama ile belki bu sayı 10'a düşecektir, düşüyordur. Rakamları bilmiyoruz. Bu yüzden aşıların etkililik oranları hakkında net bir ifade kullanmak doğru olmaz. Ama bu kadar yüksek aşılama oranına ulaşmış bir şehir ülkede vaka sayısında başa oynuyorsa, en yüksek seviyede bulunan il olmasına sadece bir basamak kalmışsa işte orada birtakım şüphelerimizi de paylaşmak zorundayız!
Bu konuda biz gazeteci olarak gözlemlerimizi ve gözlemlerimiz sonunda oluşan şüphelerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Ancak bu konuda çok ciddi araştırmalar yapılması lazım, meselenin masaya yatırılması lazım. Yani tek başına vaka sayısı ile şehirlere yaklaşım bize kalırsa yanlış. Vakaların ne kadarı hasta oluyor, onlardan ne kadarı hastanelik oluyor, ne kadarı ağır geçiriyor hastalığı? Bunlar önemli sorular ve bunların cevapları da zihnimizi kemiren şüpheleri, soruları sonlandırabilir.
ESKİŞEHİRLİ BELKİ DE EN KÜÇÜK ŞÜPHEDE GİDİP TEST YAPTIRMAMALI!
Eskişehir İl Sağlık Yönetimine bu konuda büyük görev düşüyor. En yüksek aşılamaya ulaşmış bir şehirde vaka sayılarının da en yüksek seviye de bulunmasının nedeni ne? Aşılamadaki yüksek oran ile vaka sayılarındaki yüksek oran arasında bir ilişki var mı? Örneğin çevre illerden Eskişehir'e tedavi için gelenlerin testi pozitif çıktığında onlar geldikleri şehirlerin hesabına mı yoksa Eskişehir'e mi vaka olarak kaydediliyorlar? Yoksa bazı illerin sağlık yönetimleri vakaları bir şekilde yüksek göstererek o şehrin halkını daha hızlı bir şekilde aşılama yapmak için zemin mi hazırlıyor?
Bu meselenin mantıklı bir izahı yapılabilse gerçekte iyi olacak. Zira biz İstanbul'u, Yalova'yı, Ankara'yı gördük son zamanlarda. O şehirlerdeki insan sirkülasyonu bizdekinden kat kat fazla olabilir şu zaman diliminde. Acayip kalabalıktı caddeleri, sokakları. Ancak oralarda vaka oranları düşük, oradaki hareketin yarısı bile olmayan Eskişehir'de vaka sayıları hayli yüksek.
Bu işte gerçekten bir terslik var, bir bit yeniği var!
![]() |
İYİ Parti'nin kuruluşundan sonra önce Tepebaşı İlçe sonra da İl yönetiminde en üst düzeyde görev yapan Mehmet Ektaş'ın istifası Eskişehir kamuoyunda sürpriz gibi algılandı. Ancak dünkü yazımızda da dile getirdiğimiz gibi kamuoyuna pek fazla yansımayan parti içindeki sıkıntılar nedeni ile Ektaş'ın istifası sürpriz değildi. Zaten daha önce en az iki defa dilekçe yazıp ayrılmak istemiş bu görevinden.
TOPLANTI DA ÇOK GARİP TOPLANTIDA SORULARA VERİLEN YANITLAR DA!
Ektaş'ın istifasından hemen sonra, MHP'nin 2014 yerel seçimlerinde Odunpazarı Belediye Başkanı Adayı Emine Edizgil, 142 arkadaşı ile birlikte İYİ Parti'ye katılmak için ilk adımı attı. İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu da üyelik formlarının doldurulması için bir tören düzenledi. Garip olan il yönetim kurulu üyelerinin bile bu etkinlikten haberdar olmamaları. İşte böyle garip yönleri bulunan toplantı esnasında gazetecilerin sorularına da bir hayli garip cevaplar verildi.
Örneğin Arslan Kabukçoğlu'na Ektaş'ın istifası sorulunca "Benim görevim ayrı il başkanının görevi ayrı. İl başkanı bir karar verdi ayrıldı. Ayrılmasa, çalışsa tabi ki daha iyiydi. Takdir kendinin. Herkes kendi görevini yapar bir problem olmaz. Biri gider diğeri gelir. Arslan gider başkası gelir. Bu işler böyle. Müracaatlar belli. Seçecek olanlar belli, il yönetim kurulu üyeleri değerlendirecektir" deyiverdi.
Zaten cümle içinde "Biri gider diğeri gelir" ifadesi kullanılıyorsa, bu kadar başarılıyken görevi bırakan kişinin arkasından herhangi bir üzüntü yaşanmadığı, o kişiye ve hizmetlerine çok da önem verilmediği anlaşılır, öyle düşünülür!
Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatındaki en büyük hatalarından birisi, 5 seçim, bir halk oylaması ve bir darbe girişimi yaşamış birçok il yönetimini "Metal yorgunluğu" ile itham etmesiydi. AK Parti cephesinde o gün bugündür bu basit ifadenin verdiği tahribat ortadan kaldırılabilmiş değil!
ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ İLERİSİ İÇİN BAZILARI İLE PLANLAR YAPILMIŞ, SÖZLER VERİLMİŞ!
Kabukçuoğlu'nun ifadelerindeki özensizlik de bizlere bazı ipuçları veriyor. Ancak esas ip ucu toplantıyı düzenledikleri kişilerin başında bulunan Emine Edizgil'in sorular üzerine yaptığı açıklamada gizli gibi.
"Hiçbir özel sebebi yok. İl başkanı olmayacağım. Ben üyeliğe başvurduğumda, partililerimiz bana il başkanı olur musun dediğinde, ‘Ben seçilmiş bir insanın yerine gelmem’ dedim. Ne zamanki onun seçim dönemi biter, kongremiz yapılır. Seçimle gelmek isterim. Asla öyle bir düşüncem olmadı. Bunu da birçok yerde dillendirdim.”
Hani meşhur bir söz var ya: "Hiçbir şey olmasa da yine de bir şeyler oluyordur!"
Aynen o misal. İYİ Parti'nin Eskişehir teşkilatları ile ilgili bir operasyon gerçekleştirildiği ya da gerçekleştirilmek üzere olduğu gibi bir düşünceye kapılmamak elde değil. O operasyonun da çok uzak olmadığı görülüyor. Belli ki bazıları ile bazı şeyler konuşulmuş, pazarlıkları yapılmış ve hatta üzerinde anlaşma sağlanmış. Adım atılmak için Ektaş'ın istifası bekleniyormuş!
Üzerinde anlaşma sağlanılan hususların yerine getirilmesi tahmin edilden zor ve sancılı olabilir mi? Şu ortamda olacağını pek sanmıyoruz. Çünkü İYİ Parti'de şu an toplananlar daha önce birtakım hesaplarını gerçekleştirememiş, hırslı insanlar. Bu yüzden de kimin nasıl harcandığını çok umursamayacaklardır. Mehmet Ektaş'ın harcanmasını umursamadıkları gibi!
İYİ Parti'de olup bitenin partinin geleceği açısından iyi mi kötü mü olduğunu anlamak için biraz sabretmemiz gerekecek!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!