Bazı gerçekler vardır ki bir türlü kabul edemeyiz; aslında bizim hedeflerimizin aksine bir takım gelişmeler olmasa sıkıntı olmayacaktır ama o aksi yönde gelişmeler yaşanmıştır ve bizim hedefimize ulaşmamız artık mümkün olamayacaktır ya da çok ama çok zor olacaktır. Bu göründüğü, net bir şekilde belirdiği halde bile biz kabullenmek istemeyiz. Kabullenmediğimiz zaman herhalde olumsuzlukların gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz!
2023 HEDEFLERİNE EKONOMİK OLARAK ULAŞMAK ARTIK ÇOK ZOR!
Türkiye'nin 2023 hedeflerine 2023 itibariyle ulaşması artık hiç de kolay görünmüyor. Türkiye, içimizdeki ABD hesabına çalışan yapının ifşa olmaya başlamasından itibaren sürekli olarak sıkıştırılıyor, rahat bırakılmıyor. 7 yılı aşkın bir zamandır darbe de yaşadık, ekonomik saldırılar da. Tüm bunların bizlere verdiği zarar yetmezmiş gibi bir de tüm dünyayı vuran bir virüs belasına maruz kaldık.
Elbette daha önce yaşadığımız ekonomik krizler de etkiliyordu hayatımızı olumsuz yönde ama pandeminin etkisi gibi olmuyordu hiçbiri. Salgın nedeniyle konulan yasaklar hepimizin içinden geçti, halen de geçiyor. Ekonomik olarak büyük yaralar aldık. Bu yaralarla 2023 hedeflerine 2023'te, en azından ekonomik hedefler olarak, ulaşmamız artık neredeyse imkansız!
BİZ KENDİ KENDİMİZİ ÖVÜP DURURKEN BAŞKA ŞEHİRLER BİZİ SOLLAYIP GEÇİYOR!
Eskişehir de her geçen yıl daha başka şehirlere geçiliyor. Elbette bizler şehrimizde kendi kendimize "Biz şöyle şehiriz, biz böyle şehiriz. Biz şöyle süperiz, biz böyle süperiz" diye övünmelerimize, tesellilerimize devam ederken diğer şehirlerin bir bir ekonomik büyüklük olarak Eskişehir'i geçmeye başladıklarını, bir zamanlar Bursa ile yarışan Eskişehir'in artık Bursa'nın İnegöl ilçesi ile yarışır konuma düştüğünü görüyoruz. Pandemi, Eskişehir'in ağırlıklı olarak hizmet sektörüne dayalı ekonomik yapısının gelecek yıllar adına sağlam bir dayanak olamayacağını net bir şekilde gösterdi bizlere.
ŞEHRİN EKONOMİSİNİ VE MORALİNİ FABRİKALAR AYAKTA TUTTU!
Eskişehir'de sanayi tesisleri olmasaymış, bugün halimiz gerçekten de içler acısı olurmuş. Eskişehir pandemi günlerinde sanayi tesislerinin hatırı sayılır bir kapasite ile çalışmaları nedeniyle öyle ya da böyle ayakta kalabildi. Bu kadar sıkıntılı bir dönemde EOSB'de (Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi) rekor seviyede yeni fabrika kuruluşları ile ilgili haberlerle moral ve motivasyonunu ayakta tuttu bu şehir!
Evet, şehirde etkili bir çevre sanayiye karşı. Onlar butik şehir olsun istiyorlar Eskişehir. Fikir olarak cazip görülebilir. Ancak ekonomik gerçekler açısından baktığımızda Eskişehir'in ekonomik olarak çok yönlü bir yapı üzerinde yükselmesi gerektiği gün gibi ortada.
ESKİŞEHİRSPOR'DAKİ DÜŞÜŞ ŞEHRİN GERİ KALIŞINDAN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ
Garip bir şekilde Anadolu Efsanesi Eskişehirspor da hızlı bir şekilde alt liglere düşüyor. Bu yıl, geçen yıl düştüğümüz ancak pandemi nedeniyle indirilmediğimiz ikinci lige düşme konusunda çok büyük iş başardık! Henüz galibiyetimiz yok ligde. Takım 30 maçtır kazanamıyor. Teknik direktör öğütmeye devam ediyoruz!
Eskişehirspor'da da Eskişehir'de de en önemli sıkıntı para. Öğrencinin sırtına yaslanarak ya da sayıları ve kalış süreleri artırılmadan yerli turistin sırtına yaslanarak kazanılan, kazanılabilecek olan para sınırlı. Bu alanlardaki daralma bizi çok fena vuruyor. Eskişehirspor'da 2008 yazından beri en önemli sorun parasal sorundu. Hele hele Mayıs 2013'ten sonra döviz kurundaki ciddi yükselişler tüm kulüpleri olduğu gibi Eskişehirspor'u da vurdu. Kulübe sağlam gelir kaynakları zamanında bulunmadığı için taşıma suyla değirmen döndürülemedi. Uluslararası bağımsız bir firmaya yaptırılan ilk araştırma sonunda ne kadar borçlu bir yapımız olduğu ortaya çıktı. Halen de oldukça borçlu bir kulübüz ve buradan kurtulma umudumu hızlı bir şekilde tükeniyor.
HEM ŞEHRİN HEM FUTBOL KULÜBÜNÜN YENİ BİR ANLAYIŞLA YÖNETİLMESİ ZORUNLU
Şehir olarak iyiye gitmiyoruz. Bu kadim şehrin potansiyeli, kendisini sollayıp geçen ya da geçmek üzere olan birçok Anadolu kentinde bulunmuyor. Bu muazzam potansiyel nedeniyle Eskişehir'in de, futbol kulübünün de çok daha iyi yerlerde olması gerekiyor. Bunun için de yepyeni bir anlayışla şehrin ve kulübün yönetilmesi elzem görünüyor.
Bu gidişle belki bir süre sonra kulübe kayyum atanır da Eskişehir ne olacak? Kayyum belki Eskişehirspor'un kurtuluşuna giden bir aşama olacak, bilemiyoruz. Giresunspor bugün 1. Ligde lider. Biz Süper Ligde oynarken onlar kayyumlarla yol almaya çalışıyordu. Bugün onlar Süper Ligin adayı gibi görünüyorlar biz de bir alt ligin!
HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ OLMADAN!
Düşünmemiz lazım; bu şehir ve bu kulüp neden buralarda? Hem şehir hem de kulüp olması gereken yerlere kimlerle, nasıl gelecek?
Kulübün daha alt liglere düşmesi nasıl bizleri üzüyorsa şehrin de daha alt liglere düşmesi hepimize özellikle de ekonomik anlamda çok şey kaybettirecektir. Bugünden uyarmaya çalışıyoruz ki, aynen zamanında Eskişehirspor konusunda uyarılarda bulunduğumuz gibi, belki uyanırız da toptan kalkınma için yeni bir aşk ve şevkle hep birlikte çalışmaya başlarız!
![]() |
Eskişehir'de Büyükşehir Belediyesi aylardan beri billboardlardan vatandaşa su kullanırken tasarruflu olunması yönünde uyarılarda bulunuyor. Evet, bugüne kadar beklenilen yağışlar gerçekleşmedi. Sıkıntı büyük ve daha da büyümesi ihtimal dahilinde.
Belediyenin yaptığı uyarı ise gerekli ve gerekli olduğu kadar da anlamlı elbette.
Ancak bu uyarı aslında geçmişte yapılan bazı haberlerin yeniden hatırlanmasına da sebep oluyor. Örneğin 4 Ağustos 2007 tarihinde Hürriyet Gazetesinin yaptığı "Ağustosböceği ve karınca" başlıklı haber gibi!
Habere göre 15 yıldır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Ankara'yı susu bırakırken "Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ise yatırım programında olmamasına ve bütçesinde ödenek bulunmamasına rağmen kendi imkanlarıyla gölet yaptırarak Eskişehir’i su sıkıntısından kurtardı. Bilim adamlarının kuraklık uyarılarını dikkate alarak 2005 yılında merkeze bağlı Mamuca Köyü yakınlarındaki vadide baraj göletini 4.5 ayda tamamladıklarını anlatan Büyükerşen, bu inşaatta Büyükşehir Belediyesi’ne ait makine parkının kullanıldığını, belediye mühendisleri, teknik eleman ve işçilerin çalıştığını kaydetti. Büyükerşen, mevsimin kurak geçmesine rağmen yaptırdıkları Mamuca Göleti’nde halen 3.5 milyon metreküp su bulunduğunu ve 2.5 km. uzunluğunda ferş alanı olduğunu söyledi."
Kuraklık ihtimalinin ve söylentilerinin hayli arttığı, insanların "Susuz kalacağız galiba" diye endişeye kapıldığı bu günlerde bu haberi hatırlayıp rahatladık biz. Büyükerşen yıllar önce bugünleri görüp Mamuca Göletini yapmış. Tabi ki Eskişehir halkının, bizim içimiz rahat olacak!
NOT: Kişi başı günlük su tüketimi ortalama 224 litre...
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!