Ülkemizde toplum kutuplaşmış, kutuplaştırılmış durumda. Zaten kutuplaşmadan duramıyoruz. Şahsen az sayıda da olsa kutuplaşılacak insan, çevre ve zihniyet olduğunu da görüyoruz. Ancak biz toplum olarak haddinden fazla kutuplaşıyor ve bunun doğal sonucu olarak aşırı taraflı davranıyoruz. Öyle ki gerçekleri fark edemiyoruz, tarafını tuttuklarımızın bize verdiği zararları göremiyoruz ya da umursamıyoruz!
Türkiye'de AK Parti-MHP ve BBP'nin birlikteliğine karşın diğer tüm partiler iktidar karşıtı cephede. Yani muhalefetteler. Muhalefette olanların en önemli özelliği nefret ile hareket etmeleri. Zira muhalefet partileri hemen her gün yeni bir yalan atıyor, yeni bir iftira üretiyorlar ve kendi peşlerinden giden kesimlerin iktidar cephesine karşı öfkelerini, tepkilerini haksız yere artırıyorlar. Zaten bir yerde toplumsal kutuplaşma varsa bu tek taraflı değildir; buna hizmet eden en az iki taraf mevcuttur.
MUHALİF KESİM KENDİNDEN GÖRDÜKLERİNİ HİÇ SORGULAMIYOR!
Bakın AK Parti'ye oy veren kitleye bu ülkede yıllarca "koyun, göbeğini kaşıyan adam" yakıştırmaları yapıldı ve o kesim küçümsendi, kendileri ile adeta dalga geçildi. Böyle yapmalarının tek sebebi kendilerinin hoşlanmadığı, bir türlü sevemediği bir siyasi görüşe insanların oy vermeleriydi. Ancak AK Pari'yi oy verenlerin AK Parti'yi alabildiğine rahat ve sert ifadelerle yerden yere vurabildiğine, gerektiğinde önemli oranda oy vermeyerek cezalandırabildiklerine şahit olsak bile aynı şeyi muhalefette bulunan kitle için söyleyemiyoruz. Zira önlerine konulan her söze, her yalana, her iftiraya hemen inanıyor ve asla sorgulamıyorlar!
Muhalefet partilerine destek olup AK Parti'nin karşısına her şartta dikilen Eskişehirli hemşehrilerimiz örneğin yapılan zamlardan şikayet edip duruyorlar. Ancak CHP'li belediyeler zam yapınca suskun kalmayı, görmezden gelmeyi ve hatta zamları savunmayı tercih edebiliyorlar. Geçen yıl yaz aylarında Kalabak Suyunda yaşanan sıkıntıları, sağlık skandallarını bile gözlerini kapatarak geçiştirmişlerdi!
HİÇBİR ŞEY YAPMASALAR, HATTA ZARAR VERSELER BİLE YİNE DE DESTEK VERİYORLAR!
İster merkezi iktidar yanlısı olarak kendinizi konumlandırın isterse yerel iktidar (belediyeler) yanlısı, bizlere karşı yapılan her yanlışın vatandaş olarak, halk olarak karşısında durabilmemiz lazım. Zira bu şekilde davranmak hepimize kazandırır. Ancak toplum kesimleri olarak bizler, kendimizin kaybetmesi uğruna savunduğumuz az sayıdaki siyasetçiye, belediye başkanına ve onların adamlarına kazandırmayı tercih ediyoruz!
Eskişehirli hemşehrilerimiz şehrimizde hiçbir şey yapılması bile Büyükşehir Belediye Başkanına, ilçe belediye başkanlarımıza yüzde 60-65 memnuniyet puanı veriyorlar. Hiçbir iş yapmasalar, kendilerine hizmet getirmeseler, hatta yapıp ettikleri ile bir ton mağduriyet yaşatsalar bile, sırf kendi fikrinden, düşüncesinden, kesiminden diye yine gidip onlara oy veriyorlar.
OY VERİP İKTİDARA GETİRDİKLERİMİZİ DAHA GÜZEL VE UYGUN HİZMET İÇİN ZORLAMALIYIZ
Taraf olmakta bir sıkıntı yok. Ancak tarafı olduğunuz kişileri yerelde ya da ülke genelinde iktidara getirdiğiniz zaman yapıp ettiklerini "karşı" olarak tanımladığınız kesimlerden önce sizin kontrol etmeniz ve yanlış yaptıkları zaman uyarıda bulunmanız gerekir. Bu hem tarafını tuttuklarınızın iktidarda daha uzun süre kalmalarına hem de sizlere-bizlere (hepimize) daha iyi hizmet etmelerine vesile olur.
Eskişehir halkı genel itibariyle belediye başkanlarına ve yönetimlerine bu kadar çok mağduriyete rağmen ses çıkarmıyor, eleştiri getirmiyor ve oy vermeye devam ediyor. Doğal olarak mağduriyetlerimiz de devam ediyor.
Arzu ederdik ki Eskişehir halkı olarak başta Büyükşehir Belediyesi yönetimi olmak üzere tüm belediye başkanlarımızı bizlere daha kaliteli, daha uygun maliyetli daha çok hizmet getirmeleri konusunda zorlayalım!
VERDİKLERİ SÖZLERİ, HAK ETTİĞİMİZ HİZMETLERİ TALEP ETSEK AYIP MI ETMİŞ OLURUZ?
Mesela şu günlerde her sağanak yağış ile birlikte yaşadığımız sıkıntılar konusunda, oylarımızla başkan ettiklerimizi, meclis üyesi haline getirdiklerimizi biraz zorlasak ve o sıkıntıların hiç değilse bir kısmını yaşamayacağımız hale getirsek şehrimizi, çok mu kötü olur?
Mesela üniversite öğrencilerinin tekrar gelmesi ile biraz daha çekilmez hale gelecek olan trafik ve toplu taşıma sorunlarımızın çözülmesi için, oylarımızla seçtiklerimizi biraz daha zorlasak büyük ayıp mı etmiş oluruz?
1999 seçimleri öncesinde bu şehre 26 söz verdi Büyükşehir Belediye Başkanımız. O sözlerden birisi de musluklarımızdan sağlıklı, içilebilir su akıtmaktı. O gün bugündür o sözünü tutmadı ya da tutamadı. Ancak şehir halkı bu kadar önemli bir konuda bile müsamahakar davrandı ve oy vermeye devam etti. Halen çeşmeden akan suyu içemiyor, hatta yemek ve çay dahi yapımıyoruz. Aklımıza artık başımıza toplayıp başkandan verdiği sözü yerine getirmesini talep etsek kendilerine karşı saygısızlık mı etmiş oluruz?
İMARDAKİ GECİKME HERKESE ÇOK BÜYÜK EK MALİYET GETİRİYOR
Belediyelerimizin bazılarında imar izinleri için Eskişehirli müteahhitler, arsa sahipleri olarak 6-7 ay bekledikleri oluyor. Örneğin 6-7 ay önce konut inşaatına başlamak için izin alabilmiş olsa bir müteahhit bugün birçok malzemeden belki yüzde 20-30 kar etmiş olacaktı. Zira bu arada inşaat malzemelerine önemli oranda zam geldi. Dolayısı ile hem müteahhitler daha pahalıya aldılar inşaat malzemelerini hem de onların ürettikleri konutlar tüketiciye doğal olarak daha yüksek bir fiyata mal olacak. İmar izinleri için verilen süreyi, paralel yapılar kurup uzatan belediye başkanlarımıza, bu süreçleri hızlandırmaları için biraz baskı yapsak çok mu büyük terbiyesizlik etmiş oluruz?
Bunlara benzer birçok hususta, kendilerini takdir ettiğimiz, severek oy verdiğimiz seçilmişlere ve onların birlikte çalıştıklarına demokratik baskı yaparak şehrimizin daha iyi bir yere gelmesini, vatandaş olarak bizlerin de daha kaliteli ve uygun maliyetli hizmet almasını temin edebiliriz. Eskişehir halkı bu niteliklere haiz olduğunu hiç değilse şu saatten sonra göstermeli!
![]() |
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!