Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı konusunda yaşanan sıkıntıları biliyoruz. Sıkıntılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatına rağmen çözülmemiş gibi görünüyor. Her ne kadar Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından bize herhangi bir kapatılma bildirilmedi. Son bir haftadır yavaş yavaş eski düzenine dönmeye başladı. Havaalanının eskisi gibi faaliyetlerine devam etmesi için emek veren tüm siyasilere ve Belçika'da yaşayan Türklere teşekkür ederiz" demiş olsa da gerçekler çok farklı.
Belçika'da iş yeri olan bir tanıdığımız kısa bir süreliğine Eskişehir'e geldi. Cumartesi akşamı oturup bir yerde çay içtik, sohbet ettik birkaç kişi. Havayolu ile gelmiş. Ancak İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına inmiş ve oradan otobüsle Eskişehir'e gelmiş. Dönüş için de Hasan Polatkan Havalimanından bulamamış, en yakın Zafer Havalimanı varmış. Bileti oradan almak zorunda kalmışlar. Pazar günü akşamdan geceye dönüldüğü saatlerde Belçika'ya döndü. Tabi kendisini yeğenleri Zafer Havalimanına kadar bırakmak zorunda kaldılar. Bir insanın direkt olarak Eskişehir'e inmesi varken bu kadar yol dolaştırmak, bu kadar vakit kaybettirmek nasıl bir kafa yapısı inanın çözebilmiş değiliz!
Evet, başkaları ne söylerse söylesin insan başına gelene, gördüğüne inanıyor. Bu nedenle bizim şahsi düşüncemiz havalimanının işleyişinde birtakım sıkıntıların halen devam ettiği yönünde. Zaten Zafer Havalimanına daha başka havayolu şirketleri de uçuş başlattığına göre an itibariyle Zafer Havalimanı daha avantajlı görünüyor.
Peki, havalimanının tamamen kapatılması gündeme gelebilir mi? Havalimanı orada durur ancak aktif olmazsa kapatılmış sayılır. Ne kadar aktif olur, ne kadar çalışır, orasını bilemeyiz. Ancak Avrupa'daki gurbetçilerin çok büyük bir bölümünün Eskişehir tercihine rağmen şirketlerin Zafer Havalimanından uçuşlar başlatmasını çözemedik. Perde arkasında ne var bilemiyoruz. Belki de bir süre böyle devam edecek, hangi havalimanı bu şartlarda öne çıkmayı başarırsa belki onla devam edilecek!
Eskişehir bu konuda elinden geleni yaptı. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi sahip olduğumuz kurumların değerlerini zamanında bilmek önemli. Elden gittikten sonra bir şeyi geriye çevirmek, geri getirmek pek mümkün olamıyor. Yaşanan gelişmeler tadımızı tuzumuzu kaçırıyor.
Komşu şehirler bazı konularda, bizden bir hayli önde. Doğal olarak Kütahya ve Afyonkarahisar'ın önde oldukları alanlarla ilgili talepleri hemen her yerde kabul görüyor. Bunun doğal sonucu olarak da Zafer Havalimanının özellikle sağlık turizmine katkı sunmak için canlandırılması gerektiği fikri de kabul görmüş görünüyor. Dahası bununla ilgili olarak iki şehrin kamuoyu da iyi çalışmış olmalı ki birden bire Zafer Havalimanı ön plana çıkmaya, yeni uçuşlar kazanmaya başladı.
Bu yaz sonuna kadar Zafer'in performansına bakarlar, her türlü kısıtlamaya rağmen Hasan Polatkan Havalimanı daha iyi bir performans gösterirse, eli tekrar kararlar!
Her türlü zorlayıp da işlemeyen, tercih edilmeyen bir havalimanı için daha fazla ısrar edemezler herhalde?
Yoksa ederler mi?
![]() |
Dünkü gazetelerde birçoğunuz şu haberi okumuşsunuzdur. Okumayanlar da şimdi okumuş olacaklar:
"Odunpazarı’na bağlı Sencer Sokak ile Köprübaşı Caddesi’nin kesiştiği noktaya araç park eden bir sürücü, sağlık personeline zor anlar yaşattı. Elektronik dubalar ile kapatılan caddenin girişine paralel şekilde park edilen 06 ACF 135 plakalı kamyonet, ambulansın geçişine engel oldu.
Kuyumcular Sokak’ta düşerek başını çarpan F.Y. isimli yaşlı kadına müdahale için bölgeye gelen ambulans, yaklaşık 10 dakika siren sesiyle birlikte duyarsız sürücünün aracını çekmesini bekledi. Geçen zamana rağmen sürücünün gelmemesiyle sağlık personelleri, sedye ve ilk yardım çantasıyla birlikte yaklaşık 250 metrelik yolu koşar adımlarla ilerlemek zorunda kaldı. Kaldırımdaki su kanallarına takılarak dengesini kaybeden ve düşme sonucu başını yere çarparak yaralanan yaşlı kadın, sağlık personelinin ilk müdahalesinin ardından sedyeyle kalabalığın arasından ambulansa kadar taşındı.
Başını çarparak yaralanan kadının durumunun iyi olduğu öğrenilirken, sağlık personellerine yaklaşık 30 dakika kaybettiren duyarsız sürücü büyük tepki topladı. Sağlık personelinin şans eseri kanaması olan bir yaralıya veya durumu ağır bir hastaya gelmiş olmaması, daha kötü tabloların oluşmasının önüne geçti.
Yaşlı kadının ambulansa getirildiği sıralarda aracının yanına gelen duyarsız sürücü, çevredekilerin tepkilerine aldırış etmeden hızla uzaklaştı. Kendisini görüntüleyen gazetecilere aracının camını açarak tehditkâr şekilde bakan sürücü, kendisine yöneltilen soru karşısında sessiz kaldı. İhbar üzerine gelen trafik polislerince duyarsız sürücü tarafından park edilen araca yasal işlem uygulandı."
ZATEN DAR SOKAKLAR BELEDİYE ELİYLE NİYE DARALTILIR Kİ?
Şu olay her yönüyle tam bir Eskişehir klasiğidir. Zira bir süreden beri inceden inceye belediyeler eliyle sokaklar daraltılıyor. Zaten dar olan sokakların daha da daraltılmasının sebebi ise belediyeler otoparklarına vatandaşı gitmeye zorlamakmış!
Evet size de garip gelebilir. Ancak özellikle Espark yakınlarında bir otopark hizmete girmesinden sonra o çevredeki sokakların sadece bir aracın geçeceği kadar daraltılması ve araçların hiçbir şart ve zamanda park edemeyecek hale getirilmesi başka türlü izah edilemez herhalde!
Biz haberde geçen hadise ile ilk defa karşılaşan bir şehir değiliz. Sürücüler bu şehirde her canları çeken yere park etme haklarının olduğunu düşünürler. Medeni bir şekilde uyardığınızda size ellerinde neleri varsa onla dalabilirler. Bakmayın sürekli olarak medeni şehiriz diye hava bastığımıza, emin olun medeniyetten çok büyük bir kısmımızın haberi bile yok!
Belediyeler eliyle sokak daraltma operasyonları devam ederse bu haberde yaşanan hadise bizim için oldukça sıradan bir şey haline gelecek çok yakında!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!