Eskişehir Emniyet Müdürlüğü olumsuz rapor verdi ama CHP'li Odunpazarı Belediye Meclis üyeleri, ilçedeki bazı yerleri daha içkili bölge ilan etmede sakınca görmediler. 92 yer daha içkili yerlere dahil edildi. Dahil edilen yerler de okullara, öğrencilerin bulunduğu yerlere yakın yerler genel itibariyle. AK Parti, CHP'li Meclis üyelerinin el kaldırıp onayladığı bu karar tepkili. Halkın büyük kesimi de!
Ancak CHP'lilerin önemli bir bölümünün belli bir bölgeyi daha içkili yerlerin içine soktukları için gurur duyduklarını, mutlu olduklarını çok iyi biliyoruz, tahmin ediyoruz. Çünkü bu zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Kendi varlığını neredeyse alkolün varlığına armağan edecek, elinde imkan olsa Eskişehir'in tamamını içkili yerler bölgesine dahil edecek bir zihniyet bu. Bu zihniyet yüzünden Eskişehir'ın dışarıdaki imajı da gerçekten hiç hoş değil. Genel itibariyle dışarıdaki insanların büyük bölümü Eskişehir'i zaten "içkili bölge" olarak görüyor. Bakış açısının böyle olmasının sebebi de dışarıdaki insanlar değil, Eskişehir'de her fırsatta bir yerleri içkili yerler alanı içine sokmak için halkın verdiği, gücü kullanan ve kendini böyle tatmin eden bu zihniyet.
Peki yapılabilecek bir şey var mı? Doğrusu yok.
Bu şehrin halki bu zihniyeti seviyor, bu zihniyete oy veriyorsa, AK Partililer de tüm bunlar olurken birbirini yiyorsa, şehirde bu zihniyete karşı muhalefet bazı kişilere bırakılmış, kurumsal karşı bir duruş kalmamışsa, yapacak bir şey yok.
Size şu kadarını söyleyeyim. Alkolün olduğu bir yerde her türlü olumsuzluk olur, özellikle de uyuşturucu ve fuhuş. Bunlar ayrılmaz üçlüdür. İstediğiniz kadar araştırma yapın, başka türlü bir sonuç elde edemezsiniz. Ama eğer şehir halkı bu gidişten rahatsız değilse yapılacak bir şey de yok demektir.
Belki de Eskişehir'in tamamını bir defada içkili yerler içine sokup (okulmuş, camiymiş, parkmış, şuymuş, buymuş bu şehirde nasıl olsa pek de önemli değil) kurtulmak lazım. Ondan sonra bu şehirde kim yaşarsa böyle bir yerde yaşamayı kabul ederek yaşasın, yaşamak istemeyen de kendi inancına uygun olarak yaşayacağını düşündüğü başka bir yere göç etsin gitsin!
Eline geçirdiği gücü ülkenin gençlerini zehirlemek için kullanan bir zihniyet bu şehrin geleceğini karartıyor, Eskişehir'e büyük kötülük ediyor ama halkın önemli bir bölümü ne yazık ki olabilecekleri bugünden göremiyor, çağdaşlık yolunda şehrin hızla ilerlediğini zannediyor.
Eskişehir kaybediyor baylar, bayanlar!
![]() |
Kim ne derse desin, Berat Albayrak, çok zorlu bir dönemde Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Önemli çalışmalara imza attı. Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen ekonomik hücumlara karşı eldeki oldukça az imkana rağmen yapılabileceklerin en iyisini yapmaya çalıştı. Yerli ve milli kaynakların kullanılmasını teşvik etti, altın, petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunup işletilmesi yolunda önemli çalışmalar gerçekleştirdi. İyi niyetli ve samimi olduğu konusunda zerre kadar şüphemiz yok. ABD Başkanı Trump'ın ekonomimizi batırmak için özel gayret gösterdiği, ardından tüm dünyayı derin bir ekonomik, sosyolojik krize sokan Covid-19 salgınının bu kadar derin yaşandığı bir dönemde, özellikle enerjide dışa bağımlı, turizm gelirlerinden de pandemi nedeniyle mahrum kalmış bir ülkede daha iyi bir Hazine ve Maliye Bakanlığı performansı gerçekleştirilebilir miydi başka birisi, bilmiyoruz. Ama sanmıyoruz da!
Evet, yapmaya çalıştıkları, yaptıkları ve yapamadıkları ile Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanı olarak geride kaldı. Artık ekonomide yaşanan bir olumsuzluk olursa kimse bunu damada bağlayamayacak!
KEŞKE İSTİFASINI DAHA PROFESYONELCE GERÇEKLEŞTİRSEYDİ
Berat Albayrak'ın istifasından sonra döviz yüzde 5 kadar geriledi. Ancak döviz fiyatlarının gerilemesine esas olarak ayın 19'unda faizlerin artırılacağı yönündeki beklenti sebep oldu. Albayrak ya da bir başkası, nihayetinde Türkiye'nin pandemi ile birlikte yaşadığı zorlu şartlar belli ve bu şartlarda çok büyük bir değişiklik olmadı. Albayrak'ın istifasının Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi, toplumun bir kesiminde psikolojik rahatlamaya neden oldu.
Ancak tüm bunlara rağmen Berat Albayrak'ın istifa ediş biçimini, bu süreçte yapıp ettiklerini doğru bulmadık, bulmuyoruz.
Bir kere bu ülkeyi idare eden Cumhurbaşkanının damadısın ve yapıp ettiğin her şey Erdoğan'a, Onun davasına ve AK Parti'ye ve tabi ülkeye mal oluyor. Bu bilinç içinde her hareketini yapmak zorundasın. Bu sorumluluk içinde hareket etmek durumundasın.
KÜSMÜŞ, KIRILMIŞ, DARILMIŞ HAVASINDA İSTİFA YAKIŞMADI!
Instagram hesabından istifa etti, Twitter hesabını kapattı. Hem de çok bozuk bir Türkçe ile ve "Ben yoksam ne olursa olsun" edasında bir metinle duyurdu istifasını. İstifa metni "...Sonumuzu hayretsin" diye bitebilir mi bir ülkenin Hazine ve Maliye Bakanının, bir ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanının damadının? Belki buradaki niyeti ve düşüncesi kendi açısından çok farklı; ancak bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanının her sözüne çok yakından bakan onlarca milyon insan, yüzlerce milyar dolar para var dışarıda. Bu bilinç içinde aklı başında iki üç cümle ile kamuoyuna duyurulur, sosyal medya hesapları da kapatılmazdı!
Berat Albayrak, Cumhurbaşkanının damadı olması nedeniyle, esaslı bir muhalefet ile karşılaştı yurt içinde ve dışında hep. Tüm zorluklara rağmen direndi. Ancak istifa ederken, tüm bu yaptıklarına, yapmaya çalıştıklarına zarar verdi. Neredeyse bir gün istifası muallakta kaldı, yerine de atama yapılmadı. Dolayısı ile muhalefetin eline istifa ederken kullandığı ifadeler, ortaya koyduğu tavırla da kozlar verdi. İşin içine son anda kendi nefsini bu derece ya da böyle katmayaydı iyiydi!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!