Eskişehirspor önceki gün Amedspor ile kendi sahasında, kendi seyircisi önünde karşılaştı. Bize göre son aylarda en iyi futbolunu oynadı. Oldukça mantıklı, akıllı bir oyun sergilediler ve gol yemeden, 2 de gol atarak maçı tamamladılar; 3 puanı hanelerine yazarak puanlarını 16'ya yükselttiler. Böylece düşme hattından kurtulmak için bizden yukarıdaki 2-3 takım ile aramızdaki puan farkı biraz daha azaldı.
BİR HAFTA DİNLENME, SONRA YİNE GALİBİYET!
Her ne kadar haftayı bay olarak geçirecek de olsak ondan sonra Eskişehirspor belki de yılın en önemli maçlarından birisini oynayacak. Düşme hattında bulunan Zonguldak Kömürspor'u kendi sahası ve seyircisi önünde ağırlayacak ve inşaallah yenecek Eskişehirspor. Yeter ki gençlerimiz kendilerine güvensinler. Kendilerine güven duydukları takdirde bu ligin en az yarısını rahat yenebilirler ve hiç değilse bu ligde kalmayı garantileyebilirler.
Eskişehirspor sahada çok başarılı değil ama son zamanlarda daha iyi bir futbol, daha iyi bir mücadele ortaya koyuluyor ve puanlar alınıyor. Ligin 3. sırasında bulunan Amedspor'u net bir skorla yenmek öyle basit, öyle sıradan bir hadise değildi. Belli ki takım bu maça ayrı bir konsantrasyon ile hazırlanmış ve o konsantrasyon oyun boyunca hiç bozulmadı. Bunun doğal sonucu olarak da 3 puan geldi.
KONGRE ÜYELERİ AİDATLARINI ÖDEMELİ
Eskişehirspor sahada başarılı olacaktır ancak kulübe maddi olarak destek sağlanması da gerekmektedir. Kulüp Başkanı Mehmet Şimşek, hafta için yaptığı bir paylaşım ile Eskişehirspor Kongre üyelerini aidat borçlarını ödemeye davet etti. Tam 1 milyon lira tutuyor ödenmesi gereken para. O parayı üyeler ödeseler, belki bir veya iki dosyanın kapanmasına veya sahada daha iyi mücadele eden gençlere prim desteği sağlanmasına vesile olabilirler.
Ancak elbette sadece kongre üyelerinin aidat borçlarını ödemeleri ile bu çark dönmez. Evet bugün 1 milyon lira bile önemlidir ancak Eskişehirspor'un çok daha fazlasına ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Şehir kulübe destek olma anlamında kendinden bekleneni veremiyor ve bu yüzden bir hayal kırıklığı yaşanıyor.
TARAFTAR DESTEĞİ KADAR ŞEHRİN DESTEĞİ DE ÖNEMLİ
Şu kadarını söylemek lazım: Eğer tam da şu zamanda Eskişehirspor'a destek verilirse, kulüp bu ligde kalmayı başarabilir ve gelecek yıl belki de yapacağı bir atakla bir üst lige çıkmayı başarabilir. Bunlar olmayacak, imkansız şeyler değil. Çünkü gençlerimiz her geçen gün daha çok tecrübe kazanıyorlar, daha çok öz güvenleri yerine oturuyor, gelişiyor. Elbette tüm bunlar onların daha iyi bir takım olmasına vesile olacak. Bu da başarıyı getirecek.
Gençlerimiz sahada mücadelelerini verirken şehrin kendi arkalarında olduğunu hissetmeleri büyük önem taşıyor. Nasıl taraftar desteği takımı motive ediyor ve daha iyi oynamalarını sağlıyorsa şehrin maddi olarak kulübün arkasında durması da aynı şekilde moral ve motivasyon sağlıyor. Bunu şehri yönetenler, şehrin önde gelen varlıklı kişilerin özellikle iyi okuması gerekir. Zorda kalmış bir kişinin ya da bir kulübün elinden tutulması gerekiyorsa tam da böyle bir dönemde tutulmalı.
KULÜBÜNÜZ 2. LİGDEYSE ŞEHİR OLARAK SİZ DE ORADA GÖRÜLÜRSÜNÜZ!
Eskişehir'in Eskişehirspor'un tüm borcunu kapatacak potansiyeli var. Ancak o potansiyel her şeye rağmen bir türlü kullanılamıyor, harekete geçirilemiyor. Bu da sahada mücadele edene de, kulüp yönetimine de bir miktar moralsizlik olarak sirayet ediyor. Öz güvenleri bir parça zedeliyor.
Eskişehir, kendi markası Eskişehirspor'a sahip çıkmadan diğer tüm özellikleri ile övünse ne övünmese ne! Sen ekonomik olarak ülkenin önde gelen şehirlerinden biri olmana, en büyük organize sanayi bölgesini bünyende barındırmana rağmen kulübün 2. ligdeyse, sen de şehir olarak 2. ligdesindir. Orada olmaktan memnunsa şehir, böyle davranmaya, kulübe sahip çıkmamaya devam etsin!
![]() |
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın hafta sonu yapılan Covid-19 testleri pozitif çıktı. Konuyla ilgili açıklamayı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi duyurdu: Hafif atlatıyoruz!
Erdoğan'ın "hafif atlatıyoruz" ifadelerine rağmen, Erdoğan'ın Covid-19 olduğunu duyanların bir kısmı inanılmaz bir mutluluk hissetti. Bazıları "Allah'ım sen mevzuyu biliyorsun" dedi, bazıları da 20 tencere helva yaptığını ifade eden paylaşımlarda bulundu.
Hayatımızın her anının, her saniyesinin siyasete dayalı olarak yaşanması şartı yok; o yüzden bazılarının zoruna gitse de zaman zaman insanlığımızı da hatırlamak durumundayız.
SİYASİ PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARI VE ERDOĞAN GÜZEL BİR TABLO OLUŞTURMUŞKEN
Herhangi bir insan rahatsızlanmışsa, hastalanmışsa ona insanca "Geçmiş olsun" denilebilir veya eğer o şahsa karşı bir sevgi duymuyorsa yüreğiniz sessiz kalınır. Başkan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın Covid-19'a yakalanmaları üzerine muhalefet partileri genel başkanları, muhalefetteki belediye başkanları iyi bir sınav verdiler ve olumlu puan aldılar. Zira Başkan Erdoğan'a ve eşi Emine Erdoğan'a geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Erdoğan da her birine ayrı ayrı teşekkür etti; belediye başkanları, mülki amirler ve muhtarlara da yaptığı bir sosyal medya paylaşımı ile toptan!
Böyle bir zamanda ve ortamda olması gereken elbette buydu. Ancak bir insanın virüs kaptığını duyup bundan büyük sevinç duyan ve umuda kapılanlar da az değildi yine de.
KİMİN NE KADAR YAŞAYACAĞINI ALLAH BİLİR, O KARAR VERİR; İNSAN BUNA KARIŞMAMALI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan için 2010 yılından başlamak üzere bağırsak kanseri olduğu ve birkaç ay içinde öleceği söyleniyordu. Bu dilden dile dolaşmaya başlamıştı. O zaman da basit bir şey söyledik: "Ne olacağını sadece Allah bilir; Allah'ın verdiği ömrü yaşamadan kimseye bir şey olmaz, son nefesini vermez!"
Öyle de oldu. O tarihlerde ölecek diye ellerini ovuşturanlar bugün halen Başkan Erdoğan'ı karşılarında görüyorlar. Elbette uzun yıllardan beri beklediklerinin bir türlü olmaması nedeniyle bir hayli öfkeliler. Ancak bu ömür meselesi tamamen Allah'ın takdiri. Bir insana ne kadar ömür verirse o insan o kadar yaşar; diğer insanların o insan hakkındaki olumsuz ve çirkin düşüncelerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Biz herhangi bir insanın yaşı ya da rahatsızlığı konusunda rahatsız edici bir kelime bile yazmadık, kullanmadık bugüne kadar. Zira sadece Allah'ın takdirindeki bir şeye karışmak, karışmaya yeltenmek haddimiz değil. Herhangi bir insanın nerede, ne zaman, ne şekilde öleceğini ya da daha ne kadar yaşayacağını sadece Allah bilir.
Bir başkasının sağlığı bozuldu, kendisi Covid-19'a yakalandı diye sevinmek bizce esas üzerinde durulması gereken rahatsızlıktır. Hasta olan, rahatsızlık atlatana "Geçmiş olsun, Allah şifa versin" temennisinde bulunmak büyük bir kibarlık bu devirde. Bunu yapamayan da hiç değilse sussun ki yeni nesil büyüklerin hiç değilse böyle zamanlarda insani olarak yapılması gerekeni yaptıklarını görsün ve örnek alsın!
Allah, başkasının hastalığına, rahatsızlığına, başına gelenlere sevinenlere tez zamanda şifa versin!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!