Helalleşmek "insanların birbirleri üzerindeki haklarını karşılıklı olarak helâl etmeleri; o hakkı bir diğerine bağışlamaları, haktan vazgeçmiş olduklarını bildirmeleri" anlamına geliyormuş.
"Sorularlaİslamiyet" isimli İnternet sitesinde Zübeyir Tetik tarafından kaleme alınmış yazıya göre helalleşme ile ilgili diğer hususlar ve açıklamalar şöyle:
Helalleşmedeki helâl kelimesi 'haram'ın karşıtı olan helâl ile aynıdır. Ancak 'haram'ın karşıtı olarak kullanıldığında helâl kesin bir durum belirttiği halde, helalleşme olayında bir izâfîlik, göreceli bir özellik belirtir. Helalleşmeden sonra kulun hakkı ortadan kalkmakla birlikte, helâllik dilemeğe yol açan fiil helâl hale gelmiş olmaz. Yani ortada bir haramı helâl haline getirme durumu yoktur, yalnızca kişinin yapılan şeyden dolayı kendi hakkından vazgeçmesi hadisesi vardır. "Helalleşme ile, zâlim, mazlumdan üzerindeki hakkı bağışlamasını dilemiş olur. Allah'ın haram kıldığı şeyden hasıl olan günahı bir kimsenin helâl kılması mümkün değildir" (Tecrîd-i Sarîh, Tercümesi, VII, 376)
Borcun ödenmesi, yükten kurtulmak, düğümü çözmek gibi anlamları taşıyan helâl kelimesinden türetilmiş olan (istihlâl) helalleşme, insanın kul borcundan kurtulması yollarından biri olarak Hz. Peygamber (s.a.s) tarafından tavsiye edilmiştir. Nitekim, bu konuda Rasûlullah (s.a.s) "Kimin uhdesinde (bir din) kardeşinin nefsine, yahud malına tecavüzden doğan bir hak bulunursa, dinar ve dirhem bulunmayan (kıyamet gün gelmez)den evvel bugün dünyada mazlumdan o hakkı helâl etmesini istesin (yoksa) zâlimin salih ameli bulunursa o amelden zâlimin zulmü miktarınca alınır (da mazluma verilir). Eğer zâlimin hasenâtı (iyiliği) bulunmazsa, mazlumun seyyiâtından (günahlarından) alınıp, zâlim olana yükletilir" (Tecridî Sarih Tercümesi, VII, 375, 376,1090 nolu Hadis) buyurarak helalleşmenin önemi ve sonucu üzerinde durmuştur.
Helalleşmenin dünyada yapılmaması durumunda, âhirette gerçekleşeceğini de yine bir Buhârî rivâyetinden öğreniyoruz: "Kıyametle mü'minler Cehennem (üzerindeki sırattan) kurtulduktan sonra Cennet ile Cehennem arasındaki (ikinci bir) köprüde durdurulurlar. Burada, dünyada aralarında bulunan (ufak tefek) mezâlimden birbirlerinin hakkını vererek hesaplaşıp pâklanarak arındıkları zaman bunların Cennete girmelerine izin verilir" (Tecrid-i Sarîh Tercümesi, VII, 353-354, 1085 nolu Hadis).
"Kıyamet gününde bütün haklar sahiplerine verilecektir. Hatta boynuzsuz koyun için boynuzlu koyundan kısas alınacaktır" (Tirmizi, Sifatu'l Kıyâme, I) haberi de, kul hakkının ve dolayısıyla bundan kurtarıcı helalleşmenin önemini ortaya koyar.
Helalleşme yoluyla gidilecek, çözümlenebilecek kul hakkı öylesine önemlidir ki, Allah Rasûlü "Şehitlerin kul borcundan başka bütün günahları mağfiret olunur" (Tecrîdi Sarih Tercümesi, VII, 349, 1084 nolu Hadis) buyurarak bu önemi haber verir.
Helalleşme ihtiyacı içindeki kimseleri, Allah'ın Rasulü "müflis" olarak niteleyip, bunların durumunu şöylece anlatmıştır: "Benim ümmetimden müflis (iflas etmiş) o kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât ile gelir. Ama şuna sövmüş, buna iftira etmiş, onun malını yemiş, berikinin kanını akıtmış, ötekini dövmüştür de sevabından bir kısmı şuna, bir kısmı buna verilir. Üzerindeki kul hakları ödenmeden önce hasanât-ı (iyilikleri) tükenirse, onların günahlarından alınıp, buna yüklenir ve sonra cehenneme atılır" (Buhari, Edeb, 102).
Helalleşme, öteki dünyadaki iflâstan kurtulmak için, bu dünyada insanlardan haklarını helâl etmelerini dileme ve böylece borçtan kurtulma yoludur.
![]() |
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin teşkilatlarıyla Ramazan Bayramı vesilesi ile video konferans yöntemiyle bayramlaştı.
O bayramlaşma sırasında söz pandemi nedeniyle yaşanan sıkıntılara gelince "Her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız varsa hepsinden helallik istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın bu ifadelerinden hemen sonra muhalefet partilerin genel başkanları "Madem helallik istiyorsun, getir sandığı helalleşelim" ifadeleri ile özetlenebilecek bir yaklaşım sergilediler ve pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı bir dönemde bir kez daha erken seçim istediler.
BU KADAR İKTİDAR VE YÖNETİCİ GÖRDÜK İLK DEFA BİRİSİ HELALLİK İSTEDİ!
Hatırı sayılır bir yaşımız var. Birçok iktidar gördük. İlk defa hükümetin başındaki bir kişinin vatandaştan helallik istediğine şahit oluyoruz. Daha önceki iktidarlarda her birimizin çok büyük kayıpları olmasına rağmen bir Allah'ın kulu çıkıp da hiç değilse "Elimizden gelenin en iyisini yaptık ama ancak bu kadar oldu. O ya da bu nedenden dolayı kaybettikleriniz için bize hakkınızı helal edin" demedi. Çok da umurlarında olmadık doğrusu.
Her neyse...
HELALLİK İSTENMESİ MAĞDURİYETİN KABUL EDİLMESİ ANLAMINA GELİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın helallik istemesinin bir başka güzel yönü daha var:
Hatırlarsanız 22 Ocak 2021 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) heyetini kabulundü bir konuşma yapmış ve konuşmasında "Bazı dostlar geliyor 'Dükkanlar, şirketler kapanıyor' diyor. Kapanan falan yok. Bunlar güçlü şirketler, ihracat yapıyorlar. Ama birileri de buralardan nemalanmak istiyor" ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan'a o günkü konuşma metnini hangi danışmanı hazırladı bilemiyoruz. Ancak Erdoğan'ın "kapanan yok" açıklamasından "Her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız varsa hepsinden helallik istiyoruz" konumuna gelmesi bile olumlu. En azından pandemi nedeniyle gerçekleştirilmek zorunda kalınan kapanmalar vesilesiyle yaşanan mağduriyet inkar edilmemiş, kabullenilmiş oldu. Bu noktaya gelinmiş olmasının bile önemli olduğunu düşünüyoruz.
HER ŞAHIS İSTER HELAL EDER İSTER ETMEZ!
İktidarın aldığı yanlış kararlar nedeniyle mağdur olan, kayıplar yaşayanlar şahsi olarak haklarını ister helal edecekler ister etmeyecekler. Bir kişi hakkını helal ederken bir başkası etmeyebilir. İslamiyette kamu yöneticisi olmanın, halka ait emanet olan değerleri yönetmenin sorumluluğu çok büyüktür. Ancak ülkemiz İslami kurallara göre yönetilen bir ülke değil. Bu durum yöneticileri sahip oldukları sorumluluktan kurtarmaz elbette. Erdoğan'ın da bu bilinçle helallik istediğini düşünüyoruz zaten.
Ancak bu helalleşme, hakka vu hukuka girilen, zarara sebebiyet verilen her yerde, her halde geçerlidir. Sadece iktidarda olanların yerine getirmekle yükümlü oldukları bir husus değildir!
DEVLETİN, MİLLETİN MALINA ZARAR VERENLERE HAKKIMIZ HELAL DEĞİLDİR!
Bu arada söz kamu malından açılmışken, örneğin Gezi Parkı olayları sırasında göstericiler 58 kamu binası, 68 MOBESE kamerası ve 337 işyerinin tahrip ettiler, 90 belediye otobüsünü, 214 özel aracı, 240 polis aracını ve 45 ambulansı kullanılmaz hale getirdiler. Hiç şüphesiz bunlar da kul hakkına giren hususlar. Bugüne kadar tüm bunlara sebep olanların en küçük bir pişmanlığına, helalleşme isteğine, özrüne denk gelen oldu mu?
Eskişehir'de yaz aylarında başlayıp aylarca süren bir su sıkıntısı yaşanmıştı hatırlarsanız. Çünkü Eskişehir Büyükşehir Belediyesine bağlı Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (ESKİ) Eskişehir halkına uzun yıllardan beri kullanım süresi geçmiş ve insan sağlığını tehdit eden damacanalardan su içirdiği ortaya çıkmıştı. Kullanım süresi geçmiş damacanalarla yıllarca bizlere sağlığımızı tehdit eden su içiren, bu ortaya çıkınca da damacana yokluğu nedeniyle bizleri aylarca susuz bırakanların helallik dilediklerine hiç şahit olmadık mesela! Eğer her şeye rağmen siyasi ve bir kısım medyanın baskısı olmasa tüm bunlara sebep olanları görevden bile almayacaklardı!
HAKKIMIZ ERDOĞAN'A HELAL, TAM KAPANMAYI DAYATANLARA HELAL DEĞİLDİR!
Bu arada biz şahıs olarak Erdoğan'a hakkımızı helal ediyoruz. Evet, iktidarın şu son dönemdeki kararları bizi de çok olumsuz etkiledi. Biz de çok zarar gördük. Şahıs olarak Erdoğan'a hakkımızı helal ederken onun yakın çevresinde bulunup yapılan bir yanlışa ses çıkarmayan, partinin teşkilatlarında bulunup şahsi çıkarlarını kollayan, milletin malını haksız ve hukuksuz olarak yiyen her kim varsa onlara da hakkımızı helal etmiyoruz. Sürekli olarak tam kapanma için hükümet üzerinde baskı kuran, tam kapanma olunca da esnafın bittiğini ileri sürüp bundan siyasi rant devşiren iki yüzlü muhalefet partilerinin yöneticilerine, aldırdıkları kararlarla ülke ekonomisine, özellikle esnafa çok büyük darbe vurduran sözde Bilim Kurulu üyelerine hakkımızı helal etmiyoruz.
KAYNAKLARI HESAPSIZCA YANDAŞA AKTARANLARA DA HAKKIMIZ HELAL DEĞİL
Şehrimizde alınan mesafeye göre en yüksek toplu taşıma ücretleri ile yıllardan beri bizleri taşıyanlara, trafikte yaşanan gereksiz gecikmeler nedeni ile sürücülere ve araç sahiplerine fazladan masraf çıkaran, bedel ödetenlere, sağlıksız damacanalarda yıllardan beri bizlere su içirenlere, 3-4 haftada çözülebilecek işleri birtakım gayr-i meşru beklentiler nedeniyle aylarca geciktirip bizleri mağdur eden belediye yönetimlerine, belediye kaynaklarını hesapsız ve kitapsız bir şekilde yandaşlarına aktaranlara ve o yandaşlarına hakkımızı helal etmiyoruz!
Daha neler var neler! Mesele hak ve hukuka geldiğinde işin rengi gerçekten çok değişir. Bir kamu yöneticisi her türlü tedbiri aldığı takdirde yine de vatandaşı mağduriyet yaşarsa ondan sorumlu olmaz, ancak her türlü uyarıya rağmen yerinde ve zamanında tedbirler almaz ve bu yüzden mağduriyet yaşanırsa ondan sorumlu olur.
Şunu da söyleyip bugünlük bitirelim:
Bu ülkedeki insanların çok büyük bir bölümü için kul hakkının, dolayısı ile helalleşmenin bir önemi yoktur. Yani her fırsatta kul hakkı yiyen ve bundan zerre kadar rahatsız olmayan çok yüksek bir oran bu halk içinde ne yazık ki mevcuttur!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!