Eskişehirspor'da son günlerde hem yönetim hem de teknik direktörlerle ilgili tartışmalar yaşandı. Tartışmaların Eskişehirspor'a kattığı şu an itibarıyla herhangi bir şey yok. Tam tersine kaybettiriyor. Ancak kaybettiriyor diye Eskişehirspor ile ilgili sorunların üstünü örtecek de değiliz.
Eskişehirspor'un yeni yönetiminin Kaan Ay başkanlığındaki yönetimin yerine niye getirildiğini aradan geçen sürede anlayabilmiş değiliz. Çünkü mevcut yönetimin Eskişehirspor'a umulan, beklenilen katkıyı sunamadığını görüyoruz. Mevcut yönetim biz şu işi başardık geçen sürede diyemez. Ama örneğin Kaan Ay yönetimi transfer tahtasını açmayı ve ligde kalmayı başarmıştı!
(Bu arada şunu hemen hatırlatalım. Eskişehirspor geçen sezon ligden düştü. Pandemi nedeniyle ligden düşme iptal edildiği için biz şu an 1. Ligdeyiz.)
BAŞARILI OLAMADILAR AMA İYİ NİYETLE GAYRET GÖSTERDİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Mevcut yönetim döneminde gerçekte 1. Ligden düştük ve kulübün borcu da döviz kurundan arındırılmış haldeyken bile arttı. Sizin anlayacağınız mevcut yönetimin başarılı olduğuna dair herhangi bir iz ya da işaret yok.
Peki biz bu durumda "Yönetim istifa!" diye bağırıp çağırmalı ve yönetimi değiştirmeli miyiz? Şu an böyle bir şeyin yapılmasının yeri ve zamanı değil. Eğer bir babayiğit çıkar, Eskişehirspor'un borcu bulunan futbolculara belli oranlarını ödediği taktirde borcun geriye kalanınından vazgeçmesini başarır ve anlaştıkları miktarları ödeyerek kulübü başına bela olan dosyalardan, alacaklılardan kurtarabilecekse o zaman bir yönetim değişikliği düşünülebilir. Biliyorsunuz böyle bir konu ile ilgili olarak Sinan Özeçoğlu'nun ismi geçiyor. Daha önce de başkanlık yapan Özeçoğlu'nun kulüp başkanlığı yaptığı dönemde yalnız bırakıldığına şahit olmuştuk!
Mevcut Eskişehirspor yönetimi arzu edilen başarıyı gösteremedi ama bu onların kötü niyetli olduğunu göstermiyor. Tam tersine çok iyi niyetli olduklarını düşünüyoruz. Ancak iyi niyetli olmak tek başına başarılı olmaya yetmiyor. Ne olursa olsun bir yönetimin maddi gücü, operasyonel kabiliyetleri ve süreçleri yönetme becerisi çok önemli. Bir yönetimde bunlar olmadığı zaman sıkıntılar baş gösteriyor ve arzu edilen başarı da yakalanamıyor.
MUSTAFA HOCA DA ELİNDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞIYOR
Eskişehirspor Teknik Direktörlüğüne mevcut yönetim tarafından Mustafa Özer getirildi. İyi niyetli bir şekilde teknik direktörlük yaptığından hiç birimizin şüphesi yok. Ancak iyi niyetin tek başına yeterli olmadığı da açık.
Mustafa Özer, kulübün içinde bulunduğu şartlar ve futbolcu kalitesi başta olmak üzere, birtakım nedenlerle arzu edilen başarıyı gösteremedi. Peki kulübün şartları ve futbolcu kalitesi daha iyi olsaydı herhangi bir başarı elde edebilir miydi?
Orasını hiçbirimiz bilmiyoruz. Elinden gelenin en iyisin takıma vermeye çalıştığı konusunda zerre şüphemiz yok. Böyle bir ortamda eldeki futbolculara, gençlere parlak bir başarı elde edecek motivasyonu verebilmek kolay değil. Bunu her teknik adam başaramaz. Eskişehirspor'un bugün kurtuluşu bu gençlerden geçiyor, onların elde edeceği sportif başarıdan geçiyor.
BU GENÇLER BİRAZ KENDİLERİNİ GÖSTERİRSE UMUTLAR ARTAR
Bu yüzden ilk başta bir kulüp yönetiminin, sonra da teknik adamın başarılı olacaklarına, hedefe ulaşacaklarına inanması, sonra da bu inancını arma için sahaya çıkan futbolculara verebilmesi çok önemli.
Eğer sportif başarıyı yakalayabilirsek bu şartlarda Eskişehirspor ile ilgili umutlar artar, dolayısı destekler de artar. Eskişehir kamuoyunun takımın bir şeyleri başaracağına yönelik bir ışık görmesi elzem görünüyor. Doğrusu şu son Adanaspor maçında zaman zaman bir ışık görmedik de değil. Ancak ışığımız kısa süreli yanıyor ve sonra sönüyor.
Tam da böyle bir ortamda hem Sinan Özeçoğlu ismi geldi gündeme (planı tutarsa güzel bir gelişme olur) hem de Teknik Direktör Mustafa Özer tartışılmaya başlandı.
Bu tür tartışmalar her zaman olur. Sıkıntı bu tür tartışmaların olduğu zaman nasıl tavır takınılacağı ile ilgili gibi görünüyor.
Örneğin Mustafa Özer'in yerilmesi ile ilgili olarak Başkan Mustafa Akgören şu ifadeleri kullandı:
"Mustafa Özer hocamız eleştiriliyor. Hocamızı gönderdik diyelim gelirimiz yokken kimi getirelim. Nasıl ödemeler yapalım. Bu şartlarda kim gelir. Biz hocamızla çalışmaya devam edeceğiz!"
BU SÖZLER YANLIŞ ANLAŞILMAYA DA ÇOK MÜSAİT!
Bu ifadelerde Mustafa Özer'e bir destek var aslında. Ancak kullanılan ifadeler biraz garip olmuş. Yani bu ifadelerden "Gelirimiz olsa ve başka teknik adamlar bizle çalışmayı kabul edecek olsa Mustafa Özer ile niye çalışalım!" gibi bir anlam da çıkarılabilir.
Tam da bu yüzden bir kulübü yönetmenin ne kadar zor olduğunu, ne kadar dikkat istediğini, herhangi bir cümlenin, bir ifadenin ne kadar yanlış yerlere çekilebileceğini bilerek hareket etmek gerekiyor.
Eğer Sinan Özeçoğlu'nun yapmak istediği şey gerçekleştirilebilirse o zaman Eskişehirspor yönetimi de teknik adam da değişebilir. Ancak o konuda bir gelişme olmazsa Eskişehirspor'da bundan sonra herhangi bir şeyi tartışmaya gerek yok. Elde olan belli. Şartlar belli. Ne kadar sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz de malum.
BİZİM HER ŞEYİMİZ BU GENÇLER VE HOCALARI
Bu gençlere ve onları emanet ettiğimiz teknik adama güvenmekten, onlara destek olmaktan başka çaremiz yok. Şu an itibarıyla bizim tüm güvencimiz onlar. Bu işi, her türlü zorluğa rağmen, onlar başaracak öncelikle. Kendilerini ispat edecekler. Her şeyi unutacaklar var güçleriyle çalışacaklar. Hem kendi geleceklerini hem Eskişehirspor'un geleceğini kurtaracaklar, isimlerini altın harflerle yazdıracaklar!
Yapabilirler mi?
İnanıldığı ve onu yerine getirmek için üstün gayret gösterildiği takdirde başarılmayacak bir şey var mı?
--------------------------------------------
Esnafın feryadını duyuyor musunuz?
Oda başkanları, Esnaf Odaları Birliği Başkanı hep bir ağızdan feryad ediyorlar: Eskişehir esnafı olarak zor günler geçiriyoruz. Neredeyse takatimiz kalmadı. Üyelerimiz iş yerlerini kapatmaya başladı. Ertelenen vergilerin ve alınan kredilerin ödenme zamanı geldi. Ancak iş güç olmadığı için, ortada kazanç yok ve ödemelerde sıkıntı yaşanması muhtemel. Bu yüzden vergilerde ve kredilerin ödenmesinde kolaylıklar sağlansın!
Ana okulundan üniversiteye kadar eğitim-öğretim kurumlarının faaliyette bulunmasının ekonomik alanda neye karşılık geldiğini anlamak için herhalde böyle bir fırsat hiçbir zaman ele geçmezdi. Ama keşke geçmeseydi!
Yeni tip koranavirüs Covid-19 salgını nedeniyle okullar açılmayınca Eskişehir gibi öğrenciye belli oranlarda bağımlı bir şehir büyük darbe aldı. Diğer yandan insanlar pandemi vesilesiyle korkutulduğu ve birtakım yasaklar konulduğu için özellikle kafeler çok zor durumda.
Piyasada iş olmuyor ve doğal olarak esnafın önemli bir bölümü iş yapamıyor. Ancak kredi almışlar ve ödeme zamanı geliyor. Hükümet vergilerini ötelemişti. İyi olmuştu. Ama bu arada işlerin açılması gerekiyordu ki zamanı gelince vergiler ödenebilsin. Ne var ki yasaklar devam ettirildi ve esnafın önemli bir bölümü büyük bir sıkıntı içine girdi. Bu durumda kredilerin ve ertelenmiş vergilerin ödenmesi de zora girdi.
Yapılabilecek en iyi şey yeni bir vergi ve kredi düzenlemesi-ertelemesi ile esnafın sıkıntısı hafifletmek. Bunun için herkesin üzerine düşeni yapması ve ekonomiyi yönetenleri buna ikna etmesi gerekiyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!