"Yaklaşık 10 yıl önce başlanan ancak bir türlü bitirilemeyen URAYSİM Projesi ile ilgili olarak İdare Mahkemesi 'kamu yararı olmadığı' gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Bilindiği üzere Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan davada mahkeme, geçtiğimiz aylarda uzman akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyeti atamıştı. Bilirkişi heyeti ise hazırladığı raporda, projede kamu yararı olmadığı yönünde görüş belirtmişti. İdare Mahkemesi de bu bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda oy birliği ile karar verdi.
Gerekçeli kararın son bölümünde 'bilirkişi raporunda belirtilen nedenlerle hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 Sayılı kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir' denildi."
ESKİŞEHİR ÖNEMLİ BİR YATIRIMLAR ZİNCİRİNDEN OLACAK!
Yukarıdaki ifadeler Eskişehir'in nasıl bir çıkmazla karşı karşıya olduğunu anlatan bir habere ait.
Çıkmaz bunun neresinde mi?
Bakın bu konuyla ilgili olarak CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü'nün bir sosyal medya paylaşımı oldu. Süllü o paylaşımında şunları söyledi:
"İdare Mahkemesi,
'kamu yararı bulunmadığı' gerekçesiyle #Uraysim Projesi için 'yürütmeyi durdurma kararı' verdi. Projenin yerinin doğru olmadığı tescillenmiş oldu. #Eskişehir"
Evet Süllü'nün paylaşımı böyle. Ne diyor Süllü?
"Projenin yerinin doğru olmadığı tescillenmiş oldu."
İdare Mahkemesinin kararı, konuyla ilgili dava bitene kadar URAYSİM (Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi) Projesinin durdurulması anlamına geliyor. Dava sonunda da mahkemenin farklı bir karar vereceğini sanmıyoruz doğrusu. Bize göre yüzde 80'den fazlası bitmiş bir projeyi durdurmak ülkeye de şehrimize de zarar. Çevreyi kirletmeyen, tarım arazilerine zarar vermeyen bir projenin hukuk sistemi kullanılarak durdurulması (sonunda da iptal edilebilir bu gidişle) doğrusu bizi şaşırtmadı. Bu şehirde ve bu ülkede olanlara alıştık. O yüzden de URAYSİM Projesinin bu şehirde bir geleceği kalmadığını düşünüyoruz.
Eğer iktidar bu projeyi ille de yapmak istiyorsa (ki samimi olsalar bu davalar açılana kadar bu projeyi rahatlıkla tamamlarlardı) büyük ihtimalle bu saatten sonra başka bir şehirde bu projeyi hayata geçirecektir. Zaten bu kararı duyan şehirler avuçlarını ovuşturmaya başlamıştırlar bile. Eskişehir ise sadece URAYSİM'i değil, onun peşi sıra gelecek diğer birçok yatırımı da kaybedecektir.
Biz çok sık dile getirdik, ekonomik olarak Eskişehir'in diğer şehirlerin gerisinde kaldığını, 40 yıl kadar önce Bursa ile yarışan şehrimizin şimdi Bursa'nın İnegöl ilçesi ile yarıştığını. Bizler bu kafayla gidersek, her yatırıma karşı çıkarsak sadece bugüne kadar yapılan maddi ve manevi çalışmaları israf etmiş olmayız, bu sefer şehrimizin önümüzdeki yıllarda Bursa'nın daha küçük ilçeleriyle yarışabileceği bir seviyeye düşmesine yol açmış da oluruz!
2. İDARE MAHKEMESİ GEÇEN YIL TAM TERSİNE KARAR VERMİŞTİ!
Bu arada bu konuda yaklaşık bir yıl önce Alpu Belediyesinin açtığı davada Eskişehir 2. İdare Mahkemesi tam tersine bir karar vermişti.
Eskişehir 2. İdare Mahkemesi o zaman “Söz konusu projenin başından bu yana Alpu Belediyesi’nin herhangi bir itirazının söz konusu olmadığını ve anılan tahsis işlemiyle aslında projenin hayata geçmesinde katkı sahibi olduğu ile bu aşamada söz konusu projenin belli bir aşamaya geldiğinden dolayı davanın ilk ehliyle yönünden reddine" karar vermişti.
Ortada birbirinin tersine iki mahkeme kararı var an itibariyle. Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor.
Bu yüzden Eskişehir'in bu saatten sonra vakit kaybetmeksizin başka yatırımlara bakmasında fayda var!
![]() |
Dün saat 11.00'de ESTRAM Çamlıca-Köprü Durağının hemen yanındaydık. Baktık tramvay geliyor. Ona binip şehir merkezine gidelim diye düşündük.
Durağa geldik, turnikelere yanaştık. Bizden önce bir bayan kartını okutmaya çalışıyordu turnikenin üstündeki bölüme. Ancak okutamadı. O sırada tramvay da gelip durağa yanaştı.
Belki de kartında sorun vardı, biz kendi kartımızı okutup geçecek hem de denemesini yapmış olacaktık. Ancak onu da okumadı. Hiçbir işaret yoktu; muhtemelen validatör bozuktu!
Bu sefer insanlar turnikelerin yan tarafından geçtiler. Tüm bunlar 15, bilemediniz 20 saniye içinde oldu.
Ancak vatman turnikelerden geçen vatandaşlarımızı tramvaya bindirmeden çekip gitti. Gerçi vatandaşın işi ne değil mi, beklesin bir 18 dakika daha! (Belki de tramvayda kontroller sırasında bilet okumadan binecek bu vatandaşları ceza almaktan kurtarmak için almadı tramvaya!)
Otobüsler, kapasiteleri müsaitken otobüs durağındaki tüm yolcuları alıyorlar. Gerçi Eskişehir burası, almasalar da bir Allah'ın kulu da gidip hesap sormaz. Zira vatandaşı zerre kadar düşünmüyorlar, hiçbirimiz umurlarında değiliz. Öyle olsa "Şehrimizde ulaşım mesafeleri başka şehirlere göre çok daha kısa, fiyatları makul bir seviyede tutabiliriz" diye düşünürler.
Her neyse...
Otobüs şoförleri, otobüs durağındaki tüm yolcuları alıp yollarına devam ediyor ama vatmanlar duraktaki vatandaşları almadan çekip gidebiliyorlar. Kendilerini muhtemelen "Biz dakikalara, saniyelere göre hareket ediyoruz. Hangi durakta kaçta olmamız gerektiği belli, yetişmemiz lazım" gibi bir savunma yaparlar. Ancak o kadar çok şahit oluyoruz ki canları istediği zaman hareket etmeleri gereken saatte hareket etmediklerine. Hele hele Çarşı duraklarında kankaları ile muhabbet sırasında bazen bir iki dakika bile geciktikleri oluyor, bazen bir yolcuyla inatlaşıyorlar ve tramvayı hareket ettirmiyorlar, bazen nöbet değişimleri sırasında sohbete dalıyorlar...
Her neyse...
Ne diyecektik biz, vatandaşın toplu taşımada keyfi olarak nasıl mağdur edildiğinden falan mı bahsedecektik!
Neyse...
Nasıl olsa kimsenin umurunda değil vatandaş, herkesin kendini artist sandığı bu şehirde!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!