Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) aşıların etkilerini araştıran bir danışma grubu var. Bu danışma grubu bir açıklama yaptı ve özetle şunu söyledi: Aynı aşının tekrarlayan dozlarını uygulamak anlamsız!
Yazımızla birlikte ilgili haberin kupürünü de görebilirsiniz. Ancak haberin devamında yazılanları okumadıysanız eğer size biraz da oradan haber verelim:
"Omicron gibi ortaya çıkan yeni Covid-19 varyantları ile başa çıkmak için, ağır hastalık ve ölümün önlenmesinin yanı sıra enfeksiyon ve bulaşmanın önlenmesinde yüksek etkisi olan Covid-19 aşılarına ihtiyaç var" açıklamasını da yaptı aynı danışma grubu.
Diğer yandan bilim insanları, ayrıca, aşı geliştiricilerinin "ardışık takviye dozlarına olan ihtiyacı azaltmak için geniş, güçlü ve uzun süreli bağışıklık tepkileri ortaya çıkaran" aşılar üretmeye çalışması gerektiğini bildirdiler.
AYNI AŞIDAN İKİNCİ DOZ ANLAMSIZ, FARKLI AŞI DA TEHLİKELİYDİ ZATEN!
Haberin içeriği aşağı yukarı bu kadar. Özetlemek gerekirse DSÖ aynı aşıdan birden fazla doz yaptırmanın anlamsız, bir başka deyişle gereksiz bir uğraş olduğunu nihayet dile getirdi.
Bu arada hemen hatırlatmakta fayda var: DSÖ (WHO) 13 Temmuz 2021 tarihinde de farklı aşıları birbiri ardına vurulmanın tehlikeli olduğunu duyurmuştu! (Onun da kupürünü ekledik.)
İki haberi bir araya getirdiğinizde DSÖ özetle diyor ki "Bir kez aşı olduysanız ondan sonra aynı aşıdan ya da farklı aşıdan tekrar olmanız anlamsız!"
Buyurun buradan yakınız lütfen!
KORKUYLA İNSANLARIN MOTİVASYONLARINI ÇÖKERTTİLER
Neredeyse tüm medyayı, tüm iletişim kanallarını kullanarak insanları derin bir korkunun içine attılar. Daha önceden benzer bir rahatsızlık olan gripten ölenler oluyordu ve bunların büyük bölümü evlerinde ölüyordu. Kimsenin de dikkatini çekmiyordu. Ancak bu Covid-19 ölümlerini insanların gözlerinin içine sokmak, korkuyu yaymak ve büyütmek için gerekliydi. Bunun için de nerede Covid-19 olup biraz ağır geçiren buldular hepsini hastaneye kaldırdılar. Hastaneye kaldırdıklarını daha sonradan faydasız ya da zararlı olduğu gerekçesiyle tedavi protokolünden kaldırmak zorunda kaldıkları ilaçlarla sözde tedavi uyguladılar. Önemli sayıda insanımızın bünyesi ilk gün verilen ve yancıları ile birlikte 22'yi bulan ilaçları kaldıramadı. Durumları ağırlaşınca onları entübe ettiler ve ters çevirdiler. Oradan fotoğraflar paylaştılar! (Normalde herhangi bir birimin salt kapısını bile çektirmezler size!) Bünyeleri çöktü, bağışıklık sistemleri düştü ve nihayet virüs onları rahatça öldürdü!
COVİD-19 NEDENİYLE HASTANEYE KALDIRANLARDA MOTİVAYON ÇÖKTÜ
Benzer şekilde PCR testi yaptılar yapabildikleri kadar. Zira PCR testleri önemli oranda sonuçlarda yanılıyordu. Buna rağmen tüm sonuçları sanki doğruymuş, isabetliymiş gibi test yapmaya ve onun ortaya koyduğu rakamlarla iş yapmaya devam ettiler. Her şey onların elindeydi, istedikleri rakamları açıklayabilirlerdi. Küresel bir çetenin oyuncağı olmuş bürokrasi ve sağlık yönetiminden daha başka bir şey beklenebilir miydi?
Hangi hasta olursa olsun, hepimiz de biliriz ki hasta açısından en önemli şey moralinin yüksek tutulmasıdır. Ancak bizde Covid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılanlar başta olmak üzere teşhis konulanlar psikolojik olarak kötü hissettiler. Hatta hastaneye yatırılanlar da belki moral-motivasyon çöktü. Zira Covid-19'dan hastaneye yatan her insanda "Buradan eve dönmek kısmet olmayabilir" düşüncesi oluştu. Böyle bir psikoloji altında herhangi bir insanı nasıl olacak da tedavi edebilecektiniz ki? Önemli bir bölümünü edemediniz, niyetiniz iyi olsa da dayatılan protokolü uyguladınız ve belki de birçok insanımızın canına mal oldunuz!
HEM AŞILARA YÖNELTTİLER KORKULARI KULLANARAK, HEM DE ŞİMDİ GEREKSİZDİ DİYORLAR
Bir yandan da bu kadar korkuyla yüreklerimize, zihinlerimize yerleştirilen Covid-19 için sözde aşılar geliştirdiler. Normalde sağlıklı bir inaktif aşının (Sinovac, Turkovac gibi) geliştirilebilmesi için 5, benzer şekilde bir mRNA bazlı aşının geliştirilebilmesi için de 10 yıllık bir süreye ihtiyaç duyulduğunu söylüyor bilim insanları. Ne var ki bu sözde aşılar Acil Kullanım Onayı verilerek insanlara uygulandı. Sanki başka bir nedenden ölüm yokmuş da sadece Covid-19 öldürüyormuş düşüncesindeki yurdum insanı da koşa koşa gitti sözde aşılardan oldu. Bir yeterli olur demişlerdi ilk başta, olmadı. İki oldular. İki doz Sinovac olmuş olanlara "Sizin aşılarınız çöp kardeşim, Pfizer-Biontech olacaksınız!" denildi. Onlar Bir doz da Biontech oldular. Sonra onun da ikinci dozu. Sonra bu iş beşinci doza kadar uzadı gitti!
Bugüne kadar hem insanları teşvik ettiler, bir sürü sözde aşıyı enjekte ettirmelerini sağladılar vücutlarına hem de bu kadar zamandan sonra çıkıp "ilk dozdan sonrası gereksizdi" diyorlar. Dünyanın nasıl bir yer haline geldiğini görmek için daha güzel bir örnek olamazdı herhalde.
"SÖZDE İŞE YARAMAYAN AŞILARINIZI YETERİ KADAR SATTINIZ, ARTIK İŞE YARAYANINI YAPIN!"
DSÖ'nün açıklamasında başka bir husus daha var ki belki daha da önemli olan kısım o kısım. Diyorlar ki aşı üreticilerine dolaylı olarak "Kardeşim tamam sizin sözde aşınızı bugüne kadar iyi sattırdık ama işe yaramadıklarını artık bir şekilde ifade etmek zorundayız. Siz de zaten birkaç ayda üretiyorsunuz. Yeni aşı üretirsiniz biraz da onu pompalarız. Bu yaptığınız aşılar virüsü taşıma ve bulaştırmada etkin değillerdi. Bundan sonra üreteceğiniz aşı böyle olmasın. Virüsü taşımasın aşıyı olan insan, dolayısıyla tekrar Covid-19 yaşamasın. Bir de şu 3 aylık ömrü olan aşıları artık geçelim. Olması gerektiği, uzun süreli bağışıklık sağlasın bundan sonra üretecekleriniz!" demişler. Biz şahsen böyle anladık.
Bugün burada pandemi tarihi açısından oldukça kritik bir açıklamayı paylaştık sizlerle. Yakın zamanda da PCR testi zorunluluğunun (zulmünün) sona erdirilmesi ile ilgili olarak görüşlerimizi paylaşacağız sizlerle...
![]() |
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!