İstihdam ve üretim güzel de asgari ücrette makul olmayan bir artış büyük sıkıntı olur!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısının çıkışında önemli açıklamalarda bulundu önceki gün.
Önce o açıklamaları kısaca hatırlayalım:
"Asgari ücretle ilgili çalışmalarımız sürüyor. En kısa zamanda açıklanacak. Asgari ücrete şu ana kadar olmuşun çok çok fevkinde bir artış yapacağız.
3600 ek gösterge de olacak. Şu anda bütün çalışmaları yapılıyor.
Ülkede yatırım, istihdam, üretim ve ihracat tarafındaki olumlu gelişmeleri yakından takip ederken kur ve fiyat artışından kaynaklanan olumsuzlukları da dikkatle izliyoruz. Bizim işimiz bu. Kurla ilgili beklentinin rakamın seviyesi değil, istikrarın sağlanması noktasında olduğunun farkındayız. Her ne kadar önemli bir kısmı küresel dalgalanmalar kaynaklı olsa da çarşı pazarda ki kimi ürünlerde yaşanan fahiş fiyat artışlarının çoğunun mantıklı bir izahının bulunmadığını da görüyoruz. Hepsi de birbirini tetikleyen bu zincirleme fiyat artışlarının etkilediği iklimin bir an önce temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Bu tablo küresel ekonomideki krizle, ülkemiz ekonomisindeki değişimin birlikte gerçekleştiği bir dönemden geçiyor olmamızdan kaynaklanıyor. Biliyorsunuz, Türkiye pek çok gelişmekte olan ülkenin yerinde saymasına yol açan yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti. Bunun yerine yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı esas alan bir büyüme stratejisine ve ona uygun adımlara geçmiş bulunuyoruz.
"PARADAN PARA KAZANAN DIŞINDA KİMSENİN KAYBI OLMAZ!"
Birisi siz faizi düşürerek yanlış yapıyorsunuz diyemez. Çünkü doğrusu bizim yaptığımızdır. Tüm sektörlerden yeni yatırımlarla kesintisiz bir kapasite büyüme yarışındayız. Ülkemizi fırsatını bulduğunda kaçıp gidecek sıcak paranın cenneti yapmak yerine kalıcı yatırımların mücadelesini veriyoruz. Asıl zenginliğin ülkenin üretim gücüyle olduğunu biliyoruz. Faiz düştüğünde paradan para kazanan dışında kimsenin kaybı olmaz. Kur dediğin bugün artar, yarın düşer. Enflasyon dediğin bugün artar, yarın düşer. Ama istihdam kalıcıdır. Ekonomide de dünya beşten büyüktür diyoruz
Biz bu mücadeleyi verirken doların yükselmesini bekleyip, malını 2 kat, 3 kat artıranlara söylüyorum, sonunuz hüsran olacak. Stokçulara bu ülkeyi biz mezar edeceğiz. Stokçuluk bizim dinimizde haramdır, bunu yapamazsınız. Yapanlar varsa bunun bedelini ödeyeceklerdir. Osmanlı bunun bedelini ağır ödetti, biz de ödeteceğiz. Birinci derecede Ticaret Bakanlığı olmak üzere bunların üzerine üzerine gideceğiz.
Vatandaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum, alışveriş yaparken de döviz alırken de sağduyudan ayrılmayın, uzun vadeli düşünmeyi tercih edin.
"Alım gücü düşen vatandaşlarımız için adım atmaya hazırlanıyoruz. Kimseyi sahipsiz bırakmayacağız. Hayat pahalılığına kimseyi ezdirmeyeceğiz."
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI GENEL ANLAMDA OLUMLU ANCAK...
Erdoğan'ın açıklamalarına baktığımızda doğrusu insan genel olarak umutlanıyor. Ancak bazı konularda atılacak adımların sonuçlarının nelere sebep olabileceğini de kestiremiyor.
Sırasıyla inceleyecek olursak;
Asgari ücret, yüksek enflasyon ve özellikle son zamanlarda iğneden ipliğe hemen her şeye yüklü zamlar gelmesi, döviz kurlarının hızlı bir şekilde artarak 8-9 ayda ikiye katlanması, doğal olarak TL'nin yüksek oranda değer kaybetmesi, alım gücünün önemli oranda düşmesine sebep oldu. Elbette şu an izlenen ekonomi politikalarının keselerine önemli katkıda bulunduğu kesimler de söz konusu. Ancak halkın dar ve sabit gelirli kesimleri şu son dönemlerde inanılmaz sıkıntılar yaşıyor, adeta inim inim inliyorlar. Bürokrasinin devletin vatandaşa sunduğu imkanları bile bazı yerlerde vatandaştan kaçırdığını düşündüğümüz uygulamalar nedeniyle mağdur durumda olanların sayısı inanılmaz bir oranda yükseldi tabanda. Feryatlarını biz, onlara daha yakın olduğumuz için gayet iyi duyuyoruz. Görevimiz de bu kişilerin yaşadıkları mağduriyeti yukarıya iletmek. Yukarısının verdiği mesajlar bu konuda gayet olumlu.
2016 ASGARİ ÜCRETİ YÜZDE 30 ARTMIŞ, YÜZ BİNLERCE İNSAN İŞSİZ KALMIŞTI!
Asgari ücret biliyorsunuz 2015 yılında gerçekleşen seçimlerde verilen söz üzerine 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 30 oranında artırılmıştı. 2015'in Aralık ayı bu yüzden yüz binlerce insanın işinden olduğu bir zaman dilimi oldu. Birçok işveren üzerlerine binecek ağır yükü kaldıramayacağını düşünerek işçilerin belli bir bölümünü çıkarmıştı kış ortasında. Eğer enflasyonun çok çok üzerinde bir asgari ücret düşünülüyorsa bu konunun bir kez daha gözden geçirilmesinde fayda var. Aksi takdirde yine yüz binlerce çalışanı kış ortasında kapının önüne koydurmuş olursunuz!
DÖVİZ FİYATLARININ ÖNÜNE GEÇİLMESİ BİZE KALIRSA DAHA ÖNEMLİ
Zira; bizde asgari ücret artışı, maaşlara yapılan artışlar anında iğneden ipliğe gelen zamlarla karşılanır. Bizde piyasa ahlakı yok; bu yüzden de ha asgari ücreti artırmışsın ha ona buna seyyanen zam yapmışsın, yüksek oranda ücret artışı gerçekleştirmişsin. Verilen zammın çok kısa bir sürede kadük kaldığı, işe yaramadığı aşikar. Bu yüzden asgari ücret üzerinden yürümeden önce keşke döviz fiyatları dizginlense, fiyat artışlarının bir numaralı sebebi olan döviz fiyatlarına müdahale edilerek önü alınsa sanki çok daha mantıklı bir iş yapılırmış gibi geliyor bize. Çünkü sizin verdiğiniz zammın bir anlam ifade edebilmesi için o paranın vatandaşın cebinden zamlarla alınmaması lazım!
Aslında sorunlar iç içe. Makul olmayı beceremediğimiz için hissiyatla hareket ediliyor ve bu da sorunları daha da büyütüyor, içinden çıkılmaz hale getiriyor. Bizde politika faizi reel negatif. Tüm dünyada enflasyon artışları nedeni ile negatif olan faizler sıfırlanıyor ya da pozitife doğru artırılmaya başlandı. Böyle bir ortamda, enflasyonun önüne ancak makul oranda kendi paranın değerini koruyarak geçebilirsiniz. Dövizdeki artışın bu ülkede zamları tetikleyen bir numaralı unsur olduğunu bugünün iktidar da artık öğrense iyi olur!
İSTİHDAMI VE ÜRETİMİ ARTIRMAK İSTİYORSANIZ MALİYETLERİ YÜKSELTMEYECEKSİNİZ
Erdoğan'ın açıklamaları içinde bizce en önemli parçayı üretim ve istihdam konusu oluşturuyor. Ancak asgari ücretin makul olmayan seviyede artırılması, istihdamı ve üretimi teşvik eden hoş yaklaşımı gölgede bırakabilir. Diğer yandan maliyetlerin en önemli bölümünü işçilik oluşturur. İşçilik maliyetlerinin makul olmayan seviyelerde artırılması demek bir sonraki dönemin enflasyonunun yüksek çıkması için taşları şimdiden döşemek demektir de. İşte bu yüzden diyoruz ki her konuda makul davranmak en iyisidir. İktidar 10 lira seviyesinin ABD Dolarında kritik eşik olduğunu göremediği için herhangi bir etkisi görülmeyen faiz indirimine gitti ve 10 lira sınırını aşan ABD Doları 13.95'lere dayandı, Euro 15 lirayı geçti. 8-9 ayda döviz fiyatları ikiye katladı. Dövizin bu kadar kısa sürede bu kadar yüksek artışının önüne geçilemezse hiçbir hedef tutturulamaz ve sıkıntılar katlanarak büyür!
DÖVİZDEN 8 AYDA İKİ KAT TL KAZANANLAR PARADAN PARA KAZANMIŞ OLMUYOR MU?
Bu arada keşke Sayın Cumhurbaşkanına birisi "Dövizden 8 ayda TL bazında iki kat kazananların da paradan para kazandığını" hatırlatsa. Ülkede bankalara yatan paranın yüzde 60'tan fazlası dövizde. Döviz fiyatları arttıkça bu kadar insan paradan para kazanmış oluyor. Elbette TL'ye çevrilmediği sürece dövizleri aynı döviz. Ancak döviz fiyatlarının çok daha yüksek seviyeleri göreceğine inandıkları için bozdurmuyorlar. Yüzlerce milyar dolar para döviz mevduatında tutulmaya devam ediliyor. O paranın üretime kazandırılmasını sağlamak lazım. Bunun için dövizin artık artmayabileceği, hatta gerileme süreceğine gireceğinin düşündürülmesi gerekiyor.
Ekonomi yönetiminde başarılı olunmak isteniyorsa en önemli unsur makul hareket etmek ve dengeleri korumaktır. Aksi takdirde bir konuda başarılı olunur, oradan elde edilen kazançlar başka alanlardaki olumsuz gelişmeler nedeniyle kaybedilir.
İktidarın bu yüzden ilk önce ekonomi yönetiminde stabil hale gelmesi, sonra da olayları daha serin kanlı değerlendirmesi gerekmektedir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!