Covid-19 belası ile bir yıldan uzun bir zamandan beri mücadele ediyoruz. Aslında ortada bir mücadele de yok, mücadele edilirmiş gibi yapıyoruz. Yaşanan gelişmelere bakılırsa şu ana kadar virüslere karşı henüz etkili bir şey geliştirilebilmiş, mücadelede başarılı olabilmiş değiliz!
Herhalde bu yüzden iktidar da sadece kısıtlamayı, kapatmayı uygun görüyor bizlere. Bu işin çok su götürür yönleri olmasa "Elbette, böyle bir durumda başka ne yapacaklardı ki?" diye ben de savunurdum.
İSTANBUL'DA 1 MİLYON VAKA, 1 DAKİKADA BULAŞMA... AŞI OLUP ÖLENLER...
Bir profesör var, ismini vermek istemiyoruz. Bir gün "İstanbul'da 1 milyon enfekte insan var" diyor, ertesi gün "İki doz aşısını da olmuş yoğun bakımda yatan, hayatını kaybeden vakalar var" diyor. Bir başkası "Vakaların çok büyük bölümü aile içinde gerçekleşiyor. Aileden birisi virüs kapınca bir bakıyoruz hepsi hasta olmuş" diyor! Bir başkası "Eskiden sohbet ederken 5 dakikada bulaşan virüs şu an 1 dakikada bulaşıyor!" diyerek bizleri iyice baskı altına alıyor!
Şahsen bizim sağlığımız, bu virüsten dolayı değil ancak bu virüs bahanesiyle alınan yasaklar nedeniyle ve virüsle ilgili doğru yanlış birçok bilginin sürekli paylaşılması vesilesi ile bir hayli bozuldu. Ya evden ya da iş yerinden dışarı çıkamıyoruz. Zaten çıksak en başta bizim gazeteci meslektaşlarımız "Caddeler şöyle kalabalık, parklar böyle kalabalık" türünden haber yaparak vatandaşı baskılıyor. İnsanlar giderek daha fazla içerde kalmak zorunda hissediyorlar ve bunun sonunda hareketsizlik başlıyor. Hareketsizlik demek insanın çürümesi demek. Biz de çürüyoruz. Yerimizde saatlerce oturmaktan dolayı sağlığımızın hızla bozulduğunun farkındayız. Tüm bu yaşadıklarımızın hayatımızdan belli bir zaman dilimini alıp götüreceğinin, bundan sonraki hayat kalitemizin eskisi gibi olamayacağının farkındayız.
ÇILDIRMAMIZA AZ KALDI...
Helel hele bu ortamda bir de toplu taşıma araçlarında nefes almak için maskenizi az burnunuzdan aşağı indirseniz 30 saniye hemen size her şeyi saydıracak şekilde insanlarımız türedi. Dahası bu insanların içinde onu bunu azarlama arzusu yüksek oranda mevcutmuş ki ilk fırsatta ortaya çıkıyorlar. Toplu taşımada ya da kalabalık ortamlarda size bize yaptıkları kabadayılıklardan bıktık. Valla bir gün biriyle aramız çok kötü bozulacak!
Bakın bu süreç bizim bile psikolojimizi iyiden iyiye bozdu. Görüyoruz çocukların psikolojileri içeriye tıkılıp kalmaktan dolayı iyiden iyiye bozulmuş. Bir yıldan bu yana çektiğimiz onca eziyet, onca sıkıntı peki bir şeye değmiş mi?
BU GİDİŞLE BİR VARANTI ÇIKAR 3 GÜNDE TÜM DÜNYAYA BULAŞIR, OLMAZ MI?
Profesör ya da bilim insanı olarak ekranlara çıkan ve beyanat verenlere bakılırsa değmemiş. Bugün virüsün yeni varantlarından bahsediliyor. Çok daha hızlı yayılıyormuş. Yarın bir başka varantı da çıkar ve o çok daha hızlı yayılır. Bu giderek hızlanır ve öyle bir hale gelir ki virüsün tüm insanlığa ulaşması ve bulaşması birkaç gün içinde gerçekleşir!
Gerçekten böyle bir şey olur mu? Bize kalırsa olmaz. Ama bunlar profesör insanlar, bilim insanı diye geçinen insanlar. Birçok söylediklerinin tersini kısa bir süre içinde söylediklerine şahit olsak da söylediklerini dikkate almak durumundayız.
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AŞIDAN DOLAYI ÖLEN YOK DEMEMİŞ MİYDİ DAHA YENİ?
Daha 12 Mart 2021 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) açıklama yaptı: 335 milyondan fazla doz aşı uygulandı ve ölen yok diye. (Daha önce çıkan haberleri da yalanlamış oldular böylece...)
Sadece şu durumda bile başka bir şeyi sorgulamaya gerek yok: Kardeşim aşıdan dolayı gerçekten ölen var mı yok mu? Bize bu sorunun cevabını kim gerçekten verecek? Biz hangisine inanacağız? Dahası ve önemli olanı: Kimin söylediği doğru? Hangisi hakikat?
Kuzey İskandinav ülkelerinde DNA bazlı aşılar nedeniyle bazı kişilerin hayatını kaybettiğine dair haberler gördük. Biz de bir profesör televizyona çıkıp açık açık söylüyor: İki doz aşısını olduğu halde yoğun bakımda yatan, hayatını kaybeden var!
İŞLERİ BOZDULAR, BİZİ İÇERİ TIKTILAR ŞİMDİ SIRA AİLENİN DAĞITILMASINDA!
Her şekilde psikolojimiz bozuldu. Evlerimize tıkılı kaldığımız gibi yetmiyor, onun bunun kendi namını yürütmekte kullandığı bazı bilgilerin bize köşeye sıkıştırdığı, baskıladığı yetmiyor, bazıları herhalde aileyi de birbirinden uzaklaştırmanın hesaplarını yapıyor. Zaten her şeyi söylüyorlar neredeyse bir türlü ağızlarındaki baklayı çıkarmıyorlar.
Virüs mü kötü yoksa biz mi orasını henüz çözemedik. Ama özellikle bizim toplumda eline fırsatı verdiğiniz birçok insanın nasıl zalim olabileceğini görmemize yarayan bir süreç de oldu pandemi süreci.
Hayırlısıyla Allah bizi bu beladan kurtarsın. Bu bela vesilesi ile gerçeklerle alakası olsun olmasın atıp tutanlardan da!
![]() |
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!