28 Ağustos 2020 tarih ve "700 bin damacana nerede?" başlıklı yazımız aynen şöyleydi:
"Eskişehir'de son zamanlarda yaşanan Kalabak Suyu sıkıntısının en temel nedeni olarak kullanım süresi geçmiş (5 yıl) damacanalar gösteriliyor.
Mevzuatı bilmiyoruz yeteri kadar. Ancak eğer damacanaların kullanım süresi 5 yıl olsa bile Eskişehir'de hiç değilse 700 bin civarında damacana olması lazım.
Bakın 11 Mayıs 2015 tarihinde 100 bin adet (Bunların kullanım süresi daha yeni bitmiş sayılır)
23 Haziran 2016 tarihinde 200 bin adet,
13 Kasım 2017 tarihinde 100 bin adet,
17 Nisan 2019 tarihinde 200 bin adet,
20 Temmuz 2020 tarihinde 200 bin adet damacana ihale ile aynı firmadan alınmış.
Yani kullanım süresi hiçbir şekilde geçmemiş en az 700 bin damacana olması lazım. Günlük satılan damacana sayısına bakıldığında hatırı sayılır bir rakam. Temmuz ayında gerçekleştirilen ihalede alınan 200 bin damacananın teslim şartlarını bilmiyoruz. Eğer onlar hali hazırda teslim edilmemişse çok büyük bir planlama hatası yapılmış demektir.
Vatandaşın elinde fazladan damacana bulunuyor. Bazı ailelerde 6-7, bazı işletmelerde 15-20 damacana yedekte tutulabiliyor. Bunların içinde kullanım süresi geçmemiş olanlar elbette vardır. Bunların vatandaştan toplanması lazım. Vatandaş yeni damacana alıp eskilerini vermişse genel itibariyle sistem bir noktada tıkanmış olabilir. Basit bir yazılımla eldeki süresi geçmemiş damacanaların sayısı gün gün görülebilir.
Bu konuda kapsamlı bir soruşturmanın yapılması şart görünüyor!"
O GÜN BUGÜNDÜR ÇOK ŞEY SÖYLENDİ, KONUŞULDA AMA BU SORUNUN CEVABI VERİLMEDİ!
O gün bugündür çok şey yazıldı, çok şey konuşuldu. Kalabak Suyunda yaşanan sıkıntının yasal süresi geçmemiş damacana eksikliği yüzünden kaynaklandığı ESKİ Olağanüstü Genel Kurulunda da dile getirildi. Kurumun başına geçici süre için getirilen ve yakında emekli olması beklenen bürokrat yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı daha ziyade bir siyasi partinin amatörce yapıp eline yüzüne bulaştırdığı giydirme araçlar üzerinden konuşmayı tercih etti. O oldu, bu oldu ama sorun halen devam ediyor. Dahası gece yarılarına kadar Eskişehirlilerin Kalabak Su kuyruklarında beklediklerini daha çok gözlemler hale geldik.
Tüm bu sorunların kaynağı elde yeterli Kalabak Su damacanasının olmaması olarak söyleniyor. Biz de diyoruz ki;
İyi de kardeşim ESKİ'nin elinde şu an 700 bin damacana olması lazım en azından. Ancak öyle anlaşılıyor ki o kadar damacana yok. Böyle bir durumda insan şu soruları sormadan edemiyor:
ŞU SORULARIN CEVABI ACİLEN BULUNMALI VE KAMUOYU İLE PAYLAŞILMALI
-Gerçekten de yukarıda tarihlerini verdiğimiz şekilde Kalabak Suyu için damacana ihaleleri yapıldı mı?
- Eğer gerçekten de ihaleler yapılmışsa ihale ile alımı yapılan damacanalar zamanında ESKİ'ye teslim edildi mi?
-Eğer gerçekten de ihale yapılmış ve damacanalar ESKİ'ye teslim edilmişse o damacanalar şimdi nerede?
-Eskişehir Valiliği ve Büyükşehir Belediye yönetimi tarafından başlatılan soruşturmalar kapsamında yukarıdaki soruların cevaplarını bulmaya yönelik herhangi bir gelişme yaşandı mı?
-Bu damacanaların ihale yapıldığı halde alınmadığı ya da alındığı halde kullanılmadığı ya da farklı bir şekilde değerlendirildiği ortaya çıkarsa ne olacak? ESKİ damacana eksiğini kapatmak için ekstradan yeni ihale mi açacak? ESKİ ihale açsa bile temin eden kurum o kadar damacanayı ne kadar sürede üretebilecek?
- ESKİ yönetiminin beceriksizlikleri nedeni ile meydana gelen bunca zarar ne olacak?
-Kullanım süresi geçmiş damacanalarla bu kadar yıl kendisine su sağlanan Eskişehirlilerin sağlıkları tehlikeye atıldı. Bunun bedeli kime, nasıl ödetilecek?
![]() |
Önceki gün evimize bir "Çağrı Belgesi" ulaştırıldı. Bizi "Ertuğrulgazi Polis Merkezi Amirliği"ne çağırıyorlardı. İfademizi alacaklarmış bir şikayet nedeniyle.
Daha önce hiç gitmediğimiz için nerede olduğunu bilmiyorduk. Bu yüzden en iyisi Google Maps'ten bulalım dedik.
Neyse yazdık ve Ertuğrul Gazi Mahallesi Bahadır Caddesinde görülen bir adres çıkıverdi karşımıza. Yürüyerek oraya gidiverdik. Ancak orada bahsedilen yer yoktu. "Karakolu bulamadığımızı, bu yüzden ifade veremediğimizi söylesek yırtabilir miyiz acaba!" düşünceleri arasında karşılaştığımız bir mahalle sakinine sorduk.
"Kardeşim çok zaman oldu buradan taşınalı. Polis Kantinini biliyor musunuz? Hemen orada şu an!" deyiverdi. Yolu da tarif edince 10-12 dakika içinde, demiryolu hattındaki üst geçidi kullanarak, karakolu bulabildik!
Kamuya ait bu tür yerlere, özellikle karakola insanın işi her zaman düşmüyor. Bu yüzden insanlar yerini bilemeyebiliyorlar. Karakolun yeri değiştiği takdirde bunun Google Maps'taki yeri de değiştirilse fena mı olur?
Ya da bize gönderilen çağrı pusulasında binanın şu anda bulunduğu yere gidebilmemiz için o pusulaya "Ertuğrulgazi Emniyet Müdürlüğü" yazılsa fena mı olur?
Bize kalırsa çok iyi olur. Pusulaya bu şekilde yazılırsa sorun ortadan kalkmış olur; arayan karakolu, daha kibar ismiyle emniyet müdürlüğünü rahatlıkla bulabilir!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!