"2009-2010 yıllarından bu tarafa Eskişehir’in gündeminde URAYSİM Projesi…
Yakın zamana kadar kimsenin karşı çıktığı, kimsenin aleyhine konuştuğu bir proje değildi…
Hatta Eskişehir kamuoyu, 11-12 yıldır şehir gündeminde olan projenin neden bir türlü tamamlanmadığını soruyordu…
Ne zamana kadar?
Ta ki,
Eskişehir Sanayi Odası’nın,
Alpu’daki URAYSİM Projesi’nin burnunun dibine Raylı Sistemler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurma hayalinin deşifre olmasına kadar..."
BÜYÜKERŞEN'İN DANIŞMANI NİYE NİYE YAPTIKLARINI NASIL DA GÜZEL ÖZETLEMİŞ!
Bu ifadeler Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in Danışmanı Kemal Aydoğmuş'a ait. Dün Sonhaber Gazetesi'nde yayımlanan köşe yazısı böyle başlıyor.
Allah herkese böyle bir danışman nasip etsin. Zira yazıyı dikkatli okuyanlar, URAYSİM gibi bulunmaz bir projenin CHP zihniyeti tarafından bir hiç uğruna nasıl önlenmeye çalışıldığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Böyle bir hakikati ortaya koyduğu, gerçek neyse onu yazdığı için Kemal Aydoğmuş'a hepimizin teşekkür etmesi lazım, Yılmaz Büyükerşen'in de!
Aydoğmuş yazısının sonraki bölümlerinde ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş'ı hedef alarak şunları yazmış:
"Zira kendisi de farkındaydı ki;
URAYSİM Projesini tartışmaya açan, kendisinin gereksiz İhtisas OSB ısrarıydı…
Şurası su götürmez bir gerçek…
Eğer mahkemeden URAYSİM için 'yürütmenin durdurulması' şeklinde bir karar çıkarsa ve proje akamete uğrarsa, bunun sorumlusu ne Alpu Belediyesi’dir, ne Büyükşehir Belediyesi’dir, ne de köhnemiş zihniyettir…
Sorumlu bizzat ESO Başkanının ta kendisidir…"
"ESO BAŞKANINA DUYDUKLARI ÖFKEYE KURBAN ETMEK İSTEMİŞLER URAYSİM'İ!"
Komediyi görebiliyor musunuz?
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehir'in geri bırakılmasına neden olan bir "köhnemiş zihniyet" üzerine tweet atıyor.
Bu tweet'ten her nedense Büyükşehir Belediye Başkanı ve çevresi alınıyor.
"Sen misin bize 'köhnemiş zihniyet' diyen!" öfkesiyle URAYSİM'in yanına kurulması kadar doğal birşey olmayan Raylı Sistemler Endüstri İhtisas Bölgesi Projesini açıklayan Kesikbaş'a haddini bildirmek için gidip URAYSİM hakkında belediyeleri aracılığı için yürütmenin durdurulması talebinde bulunuyorlar!
Anadolu'da "Pire için yorganı yakmak" diye bir tabir vardır. Eskişehir'de işte bu oluyor. Bu ülkenin başka yerlerinde de görülebilen ancak hiçbir şehirde bu derece keskin bir şekilde görünmeyen "köhnemiş zihniyet" işte budur!
ONLARIN ÖFKELERİ, HAD BİLDİRME ARZULARI TARIM ARAZİLERİNDEN DAHA ÖNEMLİ!
Aydoğmuş'un yazısı Alpu üzerinden yaşanan tartışmaların temelinde ne tarım toprağının ne şunun ne bunun olmadığını, sadece bir öfkenin, sadece bir intikam alma arzusunun yattığını, URAYSİM gibi devasa bir projenin sırf bu öfkeye, bu intikam alma duygusuna kurban edilebileceğini gösteriyor. Vah Eskişehir vah!
İşin çok dramatik bir tarafı daha var:
Aydoğmuş yazısının sonunda şu ifadeleri kullanmış:
"Eskişehir ne istiyor?
Uzlaşı mı, hoşgörü mü, karşılıklı anlayış mı?
İhtisas OSB ısrarından vazgeçilsin, buna karşılık da URAYSİM’e karşı çıkmaktan vazgeçilsin mi?
Bunun adı, 'Uzlaşma Kültürü…'
Çok kötü değil, yenilmek ya da vazgeçmek değil…
Demokrasinin, 'yalnızca çoğunluğun değil, azınlığın düşünce ve taleplerinin de dikkate alındığı' bir rejim olduğunun kabul edilmesi…
Sizce de çok basit değil mi?"
YERELDE KENDİLERİ İKTİDARKEN NEREDEN ÇIKTI ŞİMDİ BU AZINLIK EDEBİYATI!
Siz bir yazıda "Eskişehir ne istiyor?" diyecekseniz ve sonra İhtisas OSB ısrarından vazgeçilmesi karşılığında yüzde 70 kadarı tamamlanmış, daha birkaç yıl önce Büyükşehir Meclisindeki tüm CHP'li üyelerin el kaldırarak onay verdikleri URAYSİM'in durdurulması yönündeki gayretlerden vazgeçilmesini 'uzlaşı kültürü' olarak yorumlayacaksınız.
Bir kere "Eskişehir ne istiyor?" diye sorulan yerde mantıken bir azınlıktan bahsedilemez. Eskişehir'de kim azınlık, kim çoğunluk? Burada mevcut CHP zihniyeti belediye başkanlıklarında halkın daha çoğu tarafından desteklenmiyor mu, belediyelerde CHP zihniyeti iktidar değil mi? Öyleyse ne azınlığı? Eğer bir azınlık varsa düşünce ve talepleri dikkate alınması gereken, o zaman o azınlık adına "Eskişehir ne istiyor?" sorusuna böyle bir cevap verilmez!
Danışmanın yazısından bizim çıkardığımız, CHP'nin Eskişehir'de medya gücünü de kullanarak şehrin menfaatine olacak herhangi bir meseleyi bile çok hızlı bir şekilde üzerinden pazarlık yapılacak siyasi bir meta haline getirebildiğidir.
BEĞENSEK DE BEĞENMESEK DE ESKİŞEHİR'E HAKİM OLAN ZİHNİYET BU
Zaten daha birkaç yıl önce Büyükşehir Belediye Meclisinde URAYSİM'e el kaldırıp onay veren, sonra ESO Başkanının bir tweet'i üzerine öfkelenip yüzde 70 kadarı tamamlanmış projenin durdurulması için mahkemeye giden de kendileri, bugün "İhtisas OSB'den vazgeçerseniz biz de buna karşılık URAYSİM'e karşı çıkmaktan vazgeçeriz" mantığıyla şehrin geleceğinde çok önemli katkıları olabilecek bir projeyi engellemeye çalışanlar da kendileri!
Zihniyet bu. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu şehre hakim olan zihniyet bu. Azınlık falan değiller, tam tersine bu zihniyetin karşısında duranlar azınlıkta. Onlar tüm güçleriyle Eskişehir'in geleceğini baltalıyorlar.
O "MİLLİ SERVETİ" ÇÜRÜMEYE TERK EDEN DE KENDİLERİ, 8 MİLYON LİRAYA YENİLEYEN DE!
Bakın Eskişehir Çevre Yolu kenarında bulunan ve eski garaj olarak bilinen yeri, Alpu Yoluna yenisini yaptıkları için uzun yıllardan beri çürümeye terk eden de kendileriydi. Nasıl olduysa kendi alanında dünyanın en büyük perakendecisi bir firma bu alanı kullanmak istiyor. Onlar da buranın kendilerine "belediye hizmet alanı ve bahçe" olarak verildiğini umursamadan üzerine ticaret merkezi kuruyorlar! Tabi iş mahkemeye gidince doğal olarak burayı kullanamıyorlar. Ortaya yüklü bir kamu zararı çıkıyor. 8 milyon lira harcamışlar bu iş için. Bunu da "milli serveti kurtardık" diye bize yutturmaya çalışıyorlar. İyi de o milli serveti bu kadar yıldır çürümeye terk eden siz değil miydiniz? Esas milli servet çürümeye terk ettikleri yeri uluslararası bir firmanın kullanımı için hazır hale getirme aşkına harcanan o 8 milyon lira olmasın!
Eskişehir'in geleceği nasıl bir zihniyetin eline düşmüş anlayabiliyor musunuz? Eğer Eskişehir bu zihniyetten kurtulmazsa, kurtulamazsa iller liginde gerilere düşmeye, ekonomik olarak gerilerde kalmaya mahkum olacaktır.
Yazık bu şehre ki önemli bir bölümü sevdalanmış bu köhnemiş zihniyete!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!