Erkan K. Eskişehir 7. İcra Dairesi Müdür Yardımcısıydı. İcra Dairesi emanet kasası ve banka hesaplarından 4 milyon 858 bin 340 TL’yi 4 kişinin hesaplarına aktararak zimmete geçirdiği tespit edildi. Polis tarafından yakalanan Erkan K. ve 4 arkadaşı hakkında Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı. C. Savcılığınca hazırlanan iddianamede Erkan K., Selman T., Kerim I., Osman A. ve Suat E. hakkında ‘nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği ve bilişim sistemindeki verileri bozma ve sisteme veri yerleştirme’ suçlarından ayrı ayrı 9 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istendi.
Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanıklar Erkan K., Selman T. ve tutuksuz yargılanan Kerim I., Osman A. ve Suat E. ile avukatları hazır bulundu. Sanıkların mahkemedeki savunmalarının ardından, savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Mütalaada 5 sanık hakkında ‘nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği ve bilişim sistemindeki verileri bozma ve sisteme veri yerleştirme’ suçlarından ayrı ayrı 9 yıldan 25 yıla kadar cezalandırılmasını istedi.
KAMU GÖREVLİSİNİ BU HALLERE KUMAR ALIŞKANLIĞI DÜŞÜRMÜŞ
Peki tüm bunlara ne neden oldu? Kısa sürede köşeyi dönmek, lüks bir hayat sürmek isteği mi?
Hayır.
Bunlara neyin sebep olduğunu 7. İcra Dairesi eski Müdür Yardımcısı Erkan K. mahkemede şu şekilde açıkladı:
“Kumar tutkunluğumdan dolayı zimmet suçunu işledim. Suçum ortaya çıkınca hesaplara herhangi bir işlem yapmadım."
Bilmiyorum sizler ne kadar farkındasınız ama bir gazeteci olarak ülkenin en önemli sorunlarından, sıkıntılarından birinin kumar alışkanlığı olduğunu görüyor ve gerçekten çok üzülüyoruz. Bu öyle bir alışkanlık ki tutulan gece gündüz başka bir şey düşünemiyor, hayatındaki tüm değerleri kumarda kaybedebiliyor, harcayabiliyor. Kumar alışkanlığı yüzünden huzuru kaçan, parçalanan çok aile var. Kumar oynamak için para bulamayan kimi insanlarımızın başkalarını dolandırdıklarına, her türlü yasal olmayan yolu kumarda kullanabileceği parayı bulmaya harcayabildiğine şahit oluyoruz. Kumar, kişinin ailevi ve sosyal ilişkilerini de bitiriyor; kendisinden kazanan ya da kendisine kaybedenler dışında bir sosyal çevresi kalmıyor zamanla. Dahası zamanla hayatın hemen her alanının kumar masasının bir parçası olarak görebiliyor. Kumar için çoluğunun-çocuğunun rızkını harcayabiliyor. Kumar için ne Ramazan hassasiyetleri kalıyor ne de Covid-19 virüsü korkusu!
CASİNOLAR 23 YIL ÖNCE KAPATILDI AMA HER KÜÇÜK BİR CASİNOYA DÖNDÜ!
Aileleri ve toplumu böylesine tehdit eden kumar, 23 yıl önce kumarhaneler kapatılmış olmasına rağmen ne kadar yaygın olduğuna inanamazsınız. Kahvehanelerin önemli bir bölümünde, bazı derneklerde ve lokallerde, az ya da çok kumar oynanıyor. Bunu bilmeyenimiz de yok. Sık sık aynı yerler baskına uğruyor ve kapatılıyor. O derece yaygın bir kötü alışkanlık bu. 1998 yılında zamanın iktidarı kumarhaneleri kapattı, 2006 yılında da devlet dışı çevrim içi kumar oyunları yasaklandı ama şimdi neredeyse her yer kumarhaneye döndü!
Kumar, yazımızın başında anlattığımız hadisede olduğu gibi İcra Müdür Yardımcısı gibi bir kamu görevlisini, milletin kendisine emanet edilenlerini bile masasında kaybetmeyi göze alabileceği kadar tehlikeli bir alışkanlık. Casinoları yasaklamakla insanlarımızı kumardan koruyabileceğimizi düşündük ancak başarılı olamadık. Başta Gürcistan, Bulgaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine (ki KKTC vatandaşlarının girişi yasaktır) kumar oynamak için gidişler patladı. Yeteri kadar parası olmayanlarsa bulabildikleri kahve, dernek köşelerinde bu kötü alışkanlığı sürdürmek için her türlü riski göze aldılar. Ancak bu kadar zararını gördükleri halde neredeyse hiçbirisi pes etmedi.
DEVLET ŞANS OYUNLARI ADI ALTINDA VATANDAŞI KUMARA ALIŞTIRIYOR
Bilmiyoruz ama Covid-19'a karşı aşı geliştirmeye çalışanlar gerçekten insanlığın faydasını düşünüyorlarsa kumar alışkanlığını önleyen bir aşı geliştirsinler. O kadar çok insan, o kadar çok aile kurtulur ve mutlu olur ki!
Bu arada bu ülkenin insanı kumara bu derece alışmasında devletin kendisinin oynattığı sözde şans oyunlarının, kumarın, piyango çekilişlerinin büyük etkisi var. Birçok kişi oralarda başlıyor, orası artıksarmaz olunca bu sefer yüz yüze kumar oynamaya başlıyor. Bu durum kumarla mücadeleyi zorlaştırıyor. Zaten samimiyetsiz işlerden herhangi bir hayır çıkmaz!
![]() |
"Dumlıpar İlkokulu'nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan Ömer Yalap (51) vefat etti. Yalap'ın ölümü Eskişehir eğitim camiasında üzüntü yarattı.
Eğitimci Ömer Yalap, İki defa BioNTech aşısı olmasına rağmen Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenildi. Yalap'ın naaşı memleketi Manisa Alaşehir'e götürülerek, orada toprağa verildi. Haberes olarak merhuma Allah'tan rahmet, ailesi, öğrencileri ve eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz."
Ömer Yalap'a Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Bu üzücü haberi sizlere aktarmamızın özel bir nedeni var. Yoksa bu haber özellikle seçilmiş, kullanılmış değil.
Biliyorsunuz bizde sağlık yönetimi ve sözde Bilim Kurulu Covid-19 pandemesi ve sözde aşılarla ilgili konularda birçok şeyi toplumdan saklıyorlar. İşin ilginç yanı sözde aşılara hiç toz kondurmuyorlar. Başka ülkelerde aşıların yan etkileri ve sebep oldukları ölümlerin belli oranda da olsa raporları tutulup, belli oranlarda kamuoyu ile paylaşılmasına rağmen bizde bu konudaki veriler ya tutulmuyor ya da halktan saklanıyor.
Bugün vatandaşın sözde aşılara karşı yeteri kadar güven duyamamasının en önemli sebebi bizim sağlık yönetimi ve sözde Bilim Kurulu üyelerinin inandırıcılıktan uzak açıklama ve yaklaşımlarıdır. Aşılanma oranlarının hayli yüksek olduğu illerimizde ve ülkelerde vakaların, aşılama oranının düşük olduğu illerimiz ve ülkelerden daha yüksek olmasını bile izah edemiyorlar henüz. Çünkü bu konuda samimi değiller. Bizim bir gazeteci olarak görebildiklerimizi sağlık sistemimizi yönetenler, sözde Bilim Kurulu üyeleri sizce fark edemiyorlar mıdır? Ediyorlar elbette. Ancak onlar neyin ne şekilde döndüğünü gayet iyi bildikleri için, bu konuda dokunulmazlıkları olduğu için, belkide bu konuda bizim bilmediğimiz bir şekilde görevlendirildikleri için dışarıya en küçük bir şey şimdilik sızdırmıyorlar!
Bu yüzden de "Aşı sizi Covid-19'dan korur", "Covid-19 aşıları yüzünden kimse ölmedi" gibi yalanları rahatlıkla söyleyebiliyorlar. Samimi olsalardı, hakikat neyse onu paylaşsalardı toplumun güvenini kazanırlar ve her gün vatandaşı aşı yapabilmek için ayrı bir zorbalığını kapısını aralamak zorunda kalmazlardı!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!