Küresel medyanın en önemli araçlarından birisi sosyal medyadır. Anlatılan hikayelerin aksine önemli bir sermaye ile destek olunarak bugünlere getirildiler ve sosyal medya dendiğinde artık onlardan başka kimsenin ismini aklımıza getiremeyeceğimiz kadar da girdiler hayatımıza.
Hayatımıza bu kadar giren sosyal medya aygıtlarından, istesek de, bir anda kurtulmak da o kadar kolay olmayacak. ABD Başkanı Trump'ın düşüncelerine tahammül edemeyerek hesabını kapatan Twitter, üyelerinin bazı özel bilgilerini Facebook ile paylaşacağını açıklayan Whatsapp gibi sosyal medya aygıtlarının küresel bir güç haline geldiklerini ve özel hayatımıza ait hemen her şeyi kaydettiklerini söyleyebiliriz. Sadece bu aygıtlar değil sanal ortamda birçok özelimiz, bilgimiz, verimiz hem bu aygıtlar hem de benzerleri ile sürekli olarak kaydediliyor. Hatta şu kadarını söyleyelim: Dünyanın bizden çok çok uzak yerlerinde her birimizin IP numarasına ve ismine kayıtlı dosyalar bulunuyor. Sağlığımızdan özel hayatımıza kadar hemen her şey depolanıyor, kaydediliyor.
ÜYE SAYILARI MİLYARLARI BULUNCA DÜNYADA REKLAM TRÖSTÜ HALİNE GELDİLER
En basitinden Google'da bir arama yaptığınız anda o arama kaydediliyor, sonraki aramanızda kolay bulmanız için. Ancak hemen birkaç saniye sonra tekrar sizin cep telefonunuza, notebook'unuza ya da bilgisayarınıza yazdığınız herhangi bir ürün, hizmet ve benzeri şeylerin reklamları karşılıyor sizi. İnternet ve sosyal medya aygıtları tüm dünyaya esas itibariyle bunun için yayılıyor. Zira Facebook, Twitter, Youtube an itibariyle tüm dünya genelinde reklam tröstü olmuş durumdalar. Yerel gazete, internet sitesi, hatta yaygın medyayı bile reklamda sıkıntıya sokacak kadar hızlı ve etkili reklam yapabiliyorlar. Elbette bu sosyal medya aygıtları için onlarca milyar dolarlık yatırım yapıldı, bir şeyleri kazanmaları anormal değil. Ancak bugün neredeyse tüm dünyada tekel haline geldiler ve çoğu zaman sizi bir insan üzerinden dinlemiyor, aygıtların merhametsizliği ile başbaşa bırakıyorlar.
O KADAR GÜÇLÜLER VE ZEMİN KAZANMIŞ DURUMDALAR Kİ İŞİMİZ ÇOK ZOR!
Neyse ki Twitter ABD Başkanına kafa tutup sosyal medya hesabının sildi de, Whatsapp birtakım bilgilerimizi kullandırmayı kabul etmemizi, aksi takdirde tekrar kullanamayabileceğimizi ima etti de istediği zaman istediği gibi karar verebilen, size de hemen hiç söz hakkı vermeyen aygıtlarla karşı karşıya kaldığımızın farkına varabildik. (Aygıtlarda anlayış, uzlaşı ve merhamet asla bulunmaz.)
Bunlar sanki çok hayırlı gelişmeler gibi. Bu vesile ile bizde de olduğu gibi dünyanın hemen birçok yerinde yeni arayışlar başladı. ABD Başkanı Trump bile başka bir sosyal medyadan bahsetmeye başladı. Bizde yeni yeni sosyal medya mecraları ortaya çıktı. Her ne kadar şu an bize çok kullanışlı gelmeseler de onlar da hazırlıksız yakalandılar.Sosyal medyadaki küresel tekelleşmenin başımıza bir gün bela olacağını biliyorduk da bu kadar kısa sürede canları istediği takdirde ne kadar acımasız olacaklarını göremiyorduk.
Bizde milyonlarca insan milli gördükleri sosyal mecra alanlarına akış yapıyorlar. Ancak belli bir kesim de milli olan her şeye karşı oldukları gibi bu sosyal mecralara da karşı çıkıyor. Neymiş "MİT kendilerini gözetlermiş!"
KENDİ İNSANIMIZ BİLE MİLLİSİNE KARŞI ÇIKAR HALE GETİRİLMİŞ!
Bu ve buna benzer tepkileri görünce ağlasak mı gülsek mi bilemedik. Kimi insanlarımız küresel tekel haline gelmiş sosyal medya aygıtlarını savunuyor, onlara güveniyorlar da kendi ülkelerinin sahip olabileceği sosyal medyaya güvenmiyorlar. Bakın küreselcilerin hedefi de tam budur; insanların kendi devletlerinden, milliyetlerinden, halklarından soğutmak, uzaklaştırmak ve kendine güven duymalarını sağlamak. Küreselcilerin zihinlerimize bu kadar zamandır sahip olmaları, dolayısıyla onların açısından düşünmeye başlamamıza sebep olmuş gibi bir gerçeklikle karşı karşıyayız.
Kendi sosyal medyamızın en önemli sorunu bizce budur. Bu sıkıntıya karşı her türlü zorluğu aşıp daha etkin ve sevilir hale geldikten sonra ikinci ve zor bir aşama daha bekliyor olacak onları: Küresel rekabet!
Emin olun tüm dünya çapında milyarca insanın hayatına bu kadar girmiş ve yer etmiş bu aygıtlardan kurtulmak sanılan kadar kolay olmayacak!
![]() |
Aşıya çok da sıcak bakmayan biri olarak aşıdan başka kurtuluşumuzun olmadığını biliyoruz. Bu yüzden aşılanmayı destekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllar önce aşıya karşı tavır takınan birisi olduğu halde pandemiden başka çıkış yolumuz olmadığını bildiği için, topluma örnek olsun diye aşı oldu. Bazı siyasi parti liderleri de aynı şekilde aşı oldular. Bunlar toplumun aşı olmaya ikna edilmesi açısından önemli adımlar.
Bu arada aşılama sağlık çalışanlarından başladı. Yüz binlerce sağlık çalışanı ilk doz aşıyı vuruldu. Riskli gruplardan başlayarak aşı programı devam ettirilecek. İkinci doz bir ay sonra. Bu yüzden ilk dozu bitirene kadar ikinci doz için gerekli aşıları da getirmiş olmak lazım.
İkinci doz da yeteri kadar insana vurulunca yasaklardan kurtulacağımızı düşünüyoruz. Gerçi Dünya Sağlık Örgütünü yönetenler aşılansak da maskeden ve sosyal mesafeden kurtulmamızı istemiyorlar. Bizi köleleştirmek için bu oyunu daha ne kadar oynayacaklar merak ediyoruz!
Bu arada kimi insanlar aşıyı öncelikli olarak vurulmak için uğraş veriyor. Bu yönde tartışmalar yaşanıyor. Tamam testleri yapıldı ama şu an aşıyı öncelikli olarak vurulanlar aslında etkilerine karşı da bir yerde risk almış oluyorlar. Bu risk yüzde, binde bir olsa da risktir. Batılı ülkelerde üretilen aşıların kimi sonuçları malum!
Bu yönden bakılacak olursa pandemi döneminde en büyük fedakarlığı yapan sağlık çalışanlarımız aşıda da ön safta yer aldılar. Aradan geçen zamanda aşının etkileri hakkında kapsamlı veriler elde edilmiş olacak. Daha sonra aşı olanlar aslında daha fazla veriye kavuşmuş ve muhtemel etkiler konusunda daha çok bilgi sahibi olarak aşı olma ya da olmama fırsatını yakalamış olacaklar!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!