"Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim... Evet!"
Yukarıdaki sözler CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay'a ait. CHP'nin iktidarın yapıp ettiklerine karşı tutumlarını belirtmek için kullanmıştı bu ifadeleri. Bu ifadeler bizdeki muhalif bakışı net bir şekilde ortaya koyması bakımından önemlidir. Evet, bizde muhalefet etmek tam da böyle bir şeydir.
Diğer muhalefet partilerinin de iktidara karşı yaklaşımda CHP'den farklı düşünmediğini görüyoruz ve biliyoruz. Ne yazık ki siyasi partilerimiz giderek aynileşiyorlar. Tek çatı altında ittifak yapsalar da zorunlu olarak birleşmiyorlar ama muhalefet partilerinin hemen tamamı hemen her konuda hep aynı şeyleri söylüyor, aynı tavrı takınıyorlar.
ORMANLARIMIZ CAYIR CAYIR YAKILIRKEN BİLE YIKICI MUHALEFETE DEVAM EDİYORLAR
Muhalefet partilerinin tamamı seçimlerde tek çatı altında iktidara karşı birleşiyorlar. İktidarı düşürmek için sıkı bir işbirliği yapıyorlar. Birbirlerindeki eksiklikleri, yanlışlıkları, çarpıklıkları bu yüzden hiç önemsemiyorlar. Tek hedefleri var: Recep Tayyip Erdoğan'ı ülkeyi yönettiği koltuktan indirmek.
Muhalefet partileri iktidar iyi bir iş yapsa bile, CHP gibi, bunu takdir etmiyorlar ve alkışlamıyorlar. Muhalifliğin doğasında böyle şeyler var galiba: Proje ve çözüm sunma ama sürekli olarak eksiğini, yanlışını ara ve onları yererek halkın nazarında ön plana çıkmaya ve oy toplamaya çalış!
"Neden böyle yapıyorlar?" demiyoruz. Bir günde 70-71 bir noktada orman yangını çıkıyor. Devlet tüm gücüyle yangınları söndürmek için uğraşıyor. Duyarlı vatandaşlarımız yangın söndürmede, yangın bölgesinde olup mağdur olanların sıkıntılarını gidermede devletle birlikte çok sıkı çalışıyorlar. Ormanlarla birlikte neredeyse ülke insanımın tamamına yakının yüreği yanıyor. Böyle bir durumda bile muhalefet iktidara karşı yıkıcı, yıpratıcı muhalefetini sergilemede bir beis görmüyor. Ne zaman yangın çıksa "Otel dikmek için orman yakıyorlar" savını hemen orta yere sürüyorlar örneğin. Helikopterlerle yangına müdahale daha etkili, daha hızlı ve daha ucuz olabileceği gerçeğine rağmen "Neden bizde yangın uçağı yok, olanlar da çalıştırılmıyor?" diyerek iktidarı topa tutabiliyorlar!
MUHALEFET SÜREKLİ OLARAK VAKA SAYISININ AÇIKLANANDAN FAZLA OLDUĞUNU İDDİA ETTİ
Türkiye'deki muhalefet iktidarın hiçbir şeyini beğenmiyor ve neredeyse yaptığı tüm icraatlarını, hemen tüm söylemlerini yerden yere vuruyor. Ancak tek bir konuda muhalefet iktidarı destekliyor, iktidarın yapmak istedikleri için yol bile açıyor!
Covid-19 pandemisi konusunda muhalefetin iktidarı neredeyse tüm güçleriyle desteklediklerine şahit oluyoruz. Geçen yıl pandemi ilan edildikten sonraki süreçte vakalar yavaş yavaş arttı ve bir ara çok önemli rakamlara ulaştı. İşte o günlerde muhalefet partileri "Aslında vaka sayıları açıklananın 10 katı, ancak açıklanmıyor. Tam kapanmanın gerçekleşmesi lazım virüsün yayılımını önlemek için ancak iktidar kapanma olmasın diye vaka sayılarını düşük gösteriyor. Hastanelerde yer kalmadı!" diye basbas bağırıyorlardı.
KILIÇDAROĞLU İLK DEFA TAYYİP ERDOĞAN "DOĞRU YAPTI" DEDİ
İşin aslına bakarsanız muhalefet partileri bu konuda haklı da çıktı. Zira birkaç ay sonra biliyorsunuz, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sadece hasta olanlar üzerinden değerleme yapılmasını sonlandırıp testi pozitif çıkan herkesin bildirilmesini istemeye başladı. Türkiye de vaka sayısına göre bildirimlerini DSÖ'ye iletmeye ve ülke içinde tedbirlerini almaya başladı. Tabi bu arada muhalefetin tüm baskısına rağmen ilk zamanlarda iktidar tam kapanmaya sıcak bakmadı. En azından fabrikalar, kritik öneme haiz işletmelerin çalışmasına karışılmadı. Genel olarak muhalefet partileri bu duruma itiraz ettiler. Vaka sayılarının saklandığını, aslında vaka sayısının daha fazla olduğunu söylemekten uzun bir süre hiçbir koşulda vazgeçmediler. Ne zaman iktidar 3 haftalık tam kapanma kararı aldı, CHP tarafından takdir edildi!
Hatırlarsanız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu gelişme sonrasında "Üç hafta tam kapanmaya gidiyorlar. Doğru mudur? Doğrudur" demişti.
MEMLEKET'Lİ GAYE USLUER: AŞI YAPTIRMAMAK BİREYSEL ÖZGÜRLÜK DEĞİL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kısa bir süre sonra pandemi nedeniyle en büyük zararı gören sektörlerden birisi olan turizm sektörü temsilcileri ile bir toplantı yaptı ve onlara bazı müjdeler verdi. Bunun üzerine yine Kılıçdaroğlu "Erdoğan nihayet dediğimi yaptı, turizmcileri çağırdı, kısa çalışma ödeneğinin süresini de uzattı. Doğruya teşekkür etmek de benim görevimdir. Özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerimin duymasını isterim, doğrunun her zaman yanında ve arkasındayız, yanlış olduğu zaman da eleştiririz" diye konuştu.
CHP'den ayrılan Muharrem İnce, yine kendisi gibi CHP'den ayrılan kimi isimlerle Memleket Partisi'ni kurdu ve CHP paralelinde iktidara karşı muhalefet etmeye başladı. Ancak garip bir şekilde Memleket Partisi aşılama konusunda iktidardan daha iştahlı görünüyor. Memleket Partisi Sözcüsü ve Başkan Vekili Gaye Usluer, sosyal medya hesabından 23 Temmuz 2021 tarihinde şöyle bir paylaşım yaptı aşı yaptırmak istemeyenlerle ilgili:
"Pandemilerde aşılanmamak bireysel özgürlük değildir
Toplumsal korunma ancak yaygın aşılanma ile mümkündür
Aşılama oranlarını yükseltmek için;
Etkin ve yaygın aşılama kampanyasının başlatılması
Yüksek aşılama hızı
Aşılanmayanlar için yaptırımlar uygulanması
gereklidir."
HANİ EN İYİ İŞİ DE YAPSA ALKIŞLAMAYACAK, İYİ YAPTILAR DEMEYECEKLERDİ?
Gaye Usluer, CHP'den istifa edip Memleket Partisine geçmeden önce de çok sıkı bir "tam kapanmacı" idi. Tüm üretim çarklarının durdurulması gerektiğini savunuyordu. Zaten muhalefet de aynı minvalde baskı yapıyordu iktidara ve fabrikaların çalışmaları durmadan tam kapanmanın mümkün olamayacağını haykırıyorlardı.
Muhalefet partileri hemen her konuda, her fırsatta çok acımasızca yerdikleri iktidarı özellikle tam kapanma ve aşılama konusunda tam destekliyor olması sizin de kafanızı kurcalamıyor mu?
Hani CHP dünyanın en iyi işini yapsalar da alkışlamayacaklar ve doğru yapıyorlar demeyecekti? Diğer muhalefet partileri genelde CHP paralelinde siyaset yapıyorlar. Dolayısı ile burada CHP için geçerli olan bir husus onlar için de geçerli.
DEVA PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ BABACAN DA AŞI ZORUNLULUĞUNU DESTEKLİYOR
Düşünün bir günde ülkenin 71 noktasında yangın çıkıyor, daha önceki yıllar orman yangınlarının önemli bir bölümünü terör örgütü PKK'nın üstlenmesine ve yöneticilerinin ormanların yakılması ile ilgili beyanlarının bulunmasına rağmen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu "Yangınların terörle ne alakası var!" diyebiliyor. Ki Saadet Partisi uzun zaman kapanmayı savundu. Ancak tam kapanma kararı açıklanınca da bu sefer tam kapanmaya karşı çıktı ve son seçimlerde birlikte hareket ettiği CHP'den ayrıştı. Aşılamada ise iktidara destek verir bir pozisyondalar. Geçtiğimiz Ocak ayında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Temel Karamollaoğlu'na bu desteklerinden dolayı teşekkür etmişti.
Bu arada DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bu konuda CHP ile paralel bir politika ile iktidarın aşılama konusundaki düşüncelerine katıldıklarını, hatta onun da ilerisine geçtiklerini şu ifadeleriyle gösterdi:
"Kapalı mekanlara girişte ilave bir tedbir olarak aşı zorunluluğunun düşünülmesi gerektiğini ortaya koymak istiyoruz."
MUHALEFETTEKİ BU AŞI ZORUNLULUĞU İŞTAHI NEREDEN KAYNAKLANIYOR?
Daha fazla örnek vermeye gerek duymuyoruz. Zira her konuda, her fırsatta yerin dibine geçirmeye çalıştıkları iktidarı garip bir şekilde tam kapanma ve aşılamayı zorunlu hale getirme konularında muhalefet partileri tam destek veriyor. Henüz iktidar bile aşı olmayanlar ya da tüm aşılarını olmayanlarla alakalı zorlayıcı bir tedbir ortaya koymazken muhalefetin iktidarı bu konuda teşvik eder bir tutum takınması bizim kafamızda büyük bir soru işareti olarak yer etti. Neden?
Bu sorunun cevabını zamanla göreceğiz diye düşünüyoruz. Zira tam kapanma demek, işsizlik demek, gelir düşüklüğü demek. Ekonomik sıkıntı demek. Muhalefet ekonomik sıkıntılar arttıkça iktidarın ömrünün azaldığını, azalacağını düşündüğü için tam kapanmaya belki bu yüzden destek oluyordu. İyi de aşı olmayanlara ya da tüm aşılarını olmayanlara hayatı zindan etmek için atılmak istenen adımlara muhalefet neden iktidardan daha iştahla sarılıyor? Maksat ne?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!