CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer patates ve soğan üreticisi çiftçilerle görüşmüş. Üreticiler soğan ve patatesin birkaç aydır depolarda beklediğini, bazılarının yeşillenmeye başladığını, patatesi 25, soğanı da 30 liradan (kilo fiyatı) ancak satabildiklerini söyleyerek dert yanmışlar. Çiftçiler gelecek yıl patates ve soğan ekmeyeceklerini de söylemişler.
Çok değil daha 3 yıl önce, seçimler öncesinde, patates ve soğanın en bol zamanında bile inanılmaz bir spekülasyon yapılmıştı patates, soğan ve patlıcan üzerinden. Bir muhalefet siyasi partinin genel başkanı biber fiyatlarından şikayetçi olup "Menemen yiyemiyoruz" bile demişti!
Patates, soğan deyip geçmeyin. Bunlar hükümetleri götürüp getirir bu ülkede. Bu yüzden de birçok şey gibi siyaseten kullanıma elverişli gıda maddeleridir, sadece yemeklerde kullanılmazlar!
Patates ve soğan konusunda 3 yıl önce yaşanan sıkıntılardan sonra birçok tüketici sonbaharda torba torba patates ve soğan alıp kendi deposuna attı. Şu sıralar o patates ve soğanlar bitmek üzere. Yeni ürün de piyasaya hemen çıkamayacağına göre bir süre fiyatların bir miktar yukarı gitmesi olası.
ÜRETİCİNİN DE TÜKETİCİNİN DE YÜZÜ GÜLMÜYOR, KAZANAN ARACILAR OLUYOR!
Ancak çiftçinin sorunu çok farklı. Yani markette oluşan fiyatta çiftçinin, üreticinin hemen hiçbir tesiri yok. O fiyatları belirleyenler aracılar.Öyle ki kimi hipermarket zincirleri kendileri tarafından kurulmuş birden çok firma ile aracı sayısını çokmuş gibi gösterip aynı ürünlerden çok daha fazla kazanma fırsatını yakalama yolu bulmuşlar!
Dolayısı aracıların yüksek kar hırsı tüketiciyi zaman zaman üründen soğutabiliyor. Bu da ürünlere olan talebi düşürüyor ve dolayısı ile çitftçinin malı elinde kalabiliyor.
Hem ekim plansızlığı hem aracılardan kaynaklanan fiyat artışlarının talebi kısıtlaması çiftçiyi, üreticiyi vuruyor. Köklü ve sert bir şekilde piyasayı terbiye etmeden de bu sorun çözülebilecek gibi görünmüyor ne yazık ki!
Bu yüzden çiftçilerimizin bu sene soğan ve patates ekmeyecek olması, eğer alternatif bir ürünleri yoksa ellerinde, sadece kendilerinin
![]() |
Şahsen dışarıdaki insanların yüzyüze birbirine çok fazla yaklaşmadıkları takdirde birbirlerine virüs bulaştırma riskinin hayli düşük olduğuna inananlardanım. Zira hava akımının olduğu yerde virüs de çok fazla etkili olamaz, etkili kalamaz. Parçalanır, dağılır gider. Elbette laboratuvar ortamında bu mesele üzerinde deneyler yapan bilim insanlarımız bu işin aslını daha iyi bilirler.
Covid-19 belası hayatımızın içinden geçmeye başladığı günlerden bu yana bizden maske-mesafe ve hijyen haricinde en çok istenen şey bulunduğumuz ortamları havalandırmamızdı. Zira hava sirkülasyonunun olmadığı yerlerde insanların ağızlarından çıkan virüsler gittikçe yoğun bir hal alır. Belli bir yoğunluğun üzerinde virüse maruz kalan kişi de virüsün tesirinde kalmaya, onu taşımaya başlayabilir. Ancak hava akımının olduğu dış ortamlarda bu risk çok daha düşüktür.
Dün gazetelerde AK Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatının Emek Bürosu açılışında partililerin bir araya gelişlerine yönelik eleştirilerin bulunduğu haberler gördük. Bu açılış bazılarını düşündürmüş. Daha önce de Muammer Karaman önderliğinde sivil toplum kuruluşlarının içkili yerler kararı nedeniyle Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'u açık havada protesto ettikleri zaman da benzer başlıklar atmışlardı.
AK Parti'nin kapalı mekanlarda, maskeli olup da sosyal mesafeye dikkat edilmeden yapılan kongrelerine yapılan yergileri anlarız. Ancak açık havada yapılan etkinliklerin aynı muameleye tabi tutulmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu virüsü insanları içeri kapatarak yenemeyiz. İnsanlar dışarıda da olmalı gerektiği zaman ancak maske takıp dikkatli bir şekilde ne yapacaksa onu yapmalı. Burada da maske takıldığı ve belli bir mesafe bırakıldığı dikkat çekiyor. (Biz kimi medyanın yerinde olsak fotoğrafı daha da küçültürdüm. Zira normal büyüklükteki bir fotoğrafa bakıldığında bir tıklım tıklım olma durumunun olmadığı rahatlıkla görülüyor!)
Açılıştan sonra misafirlerin kapalı bir alan yerine, mevsime göre oldukça iyi olan havanın da etkisiyle, dış mekanda ağırlanmaları sağlık açısından gayet isabetli olmuş.
![]() |
Normal şartlarda Eskişehir de dahil olmak üzere bazı illerde, kırmızı kategoriye geçmiş olmaktan dolayı, hafta sonu pazar günü kısıtlama gerçekleştirilecekti. Ancak kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süre daha bu şekilde devam edilmesini kararlaştırdıklarını belirten bir açıklama yaptı.
Bize göre de yerinde bir karar. Zira bugün toplumun hepsini bir anda teste tabi tutsanız belki birkaç yüz bin kişinin testi pozitif çıkar. Ancak böyle bir şeyin imkanı yok tabi. Bu yüzden her gün belli belirtileri görülenler ve virüs taşıyıcılar ile temaslı olanlar başta olmak üzere on binlerce insanımız teste tabi tutuluyor. Tabi aşılamada gerçekleşen ilerleme nedeniyle artan vaka sayılarına nazaran hastaneye yatışlar düşüyor, ölüm oranları düşüyor. Böyle bir ortamda sadece vaka sayılarının artması gerekçe gösterilerek kısıtlamaların hemen uygulanmaması iyi.
Aylardır içeri tıkılan insanlarımız dışarılarda gezsin, yiyip-içsin bir süre de stresini atsın, moral depolasın. Bu psikolojik olarak insanları güçlendirecek ve virüse karşı vücut direncini artıracaktır!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!