Türkiye, Covid-19 nedeniyle de bölündü: Aşı olanlar ve sağlık yönetimi son günlerde vakaların sorumluluğunu tek doz aşı yaptırmış olanlarla hiç aşı yaptırmamış olanlara yükledi.
Dünyanın her yerinde sağlık yönetimi işin bu kadar kolayına kaçıyor mu bilmiyoruz. Bu tür açıklamalarla aşı olmak istemeyen insanların üzerinde baskı kuruluyor ve toplum bir kez daha bölünüyor.
Bu ülke daha önce sağcı-solcu, Alevi-Sünni diye bölündü. Bu bölünmelerin çok zararını gördük. Şimdi de aşı olmayanlar virüsün baş sorumlusu gösterilerek hedef tahtasına oturtuluyorlar.
ORTADA HENÜZ AŞI YOK Kİ AŞI KARŞITI OLSUN, ONLAR SADECE AŞI ADAYI!
İşin aslına bakarsanız ortada aşı diye bir şey de yok. Şu an Covid-19'un öldürücülüğünü azalttığını iddia ettikleri ve insanlarımıza enjekte ettikleri sıvılar aşı adayı olabilirler. Zira bir aşının kullanıma hazır hale getirilebilmesi en az 5 yıl sürebiliyor. 10 yılı bulan aşı çalışmaları da var. Bu aşılar, eğer önceden üretilmedilerse, birkaç ay içinde üretildiler. Bu yüzden bu aşı adaylarını insanlara enjekte edebilmek için Acil Kullanım Onayı verildi. Aşıları üreten şirketler aşı adayı sıvıların vereceği zararların sorumluluğunu kabul etmediler, etmiyorlar. Sağlık yönetimi de bu sıvıların kendisine enjekte edilmesini arzu eden vatandaşlarımıza meydana gelebilecek ve ölüme kadar varan yan etkilerden dolayı sorumluluk kabul etmiyor. Ama insanlara "Aşı olun ulan!" diye bağırıp duruyorlar her gün!
AŞI SONRASI 6 BİN 207 ÖLÜM RAPORLANMIŞ AMA SEBEP BAŞKA OLABİLİR DENİLİYOR!
Mevcut durumda bir insan "Covid-19 virüsünden mi öleyim yoksa aşıdan mı?" diye sorsa kendine haklı çıkabilir. Zira aşı adaylarının, özellikle de Biontech'in çok ciddi yan etkilerinin olduğunu, ölümlere bile neden olduğunu söyleyen, olaylarla ortaya koyan çok sayıda bilim insanı, doktor da var.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), aşı sağlayıcıların COVID-19 aşılaması sonrasında meydana gelen ölümleri VEARS'a (Vaccine Adverse Event Reporting System - Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi) bildirmelerini şart koşuyor. Aralık 2020 ve 19 Temmuz 2021 arasında VAERS, aşı olan kişilerden 6.207 ölüm raporu almış. Ancak yapılan haberlerde bu gerçeğe rağmen bu ölümlerin aşıdan (aşı adaylarından) kaynaklandığına yeterli bilimsel veri olmadığı ileri sürülüyor!
Türkiye'de Sağlık Bakanlığının nasıl bir veri sistemine sahip olduğunu ve aşılamadan sonra meydana gelen yan etkileri, ölümleri, ağır hastalıkları takip edip etmediğini bilmiyoruz. Sağlık yönetimimiz ne yazık ki bu konuda hiç de şeffaf değil!
BİZ AŞILAMA VE VAKA SAYISI VERİLERİNİ KARŞILAŞTIRDIK
Biz bugün bazı şehirlerimizdeki aşılama ve vaka oranlarını vererek, farklı bir bakış açısı sunacağız. Bu verileri kullanırken şehirlerin nüfuslarını 2020 yılı sonu itibariyle baz aldığımızı, aşılama rakamlarını 29 Temmuz saat 14.00 itibariyle, vaka oranlarında ise en son açıklanan haftalık verileri baz aldığımızı ifade etmek isteriz.
888 bin 828 nüfusa sahip Eskişehir'de görülen vaka sayısı 100 bin kişide 113,25. Çift doz aşı yaptıranların sayısı 376 bin 859. Bir başka deyişle nüfusun yüzde 42,40'ı çift doz aşı olmuş.
4 milyon 394 bin 694 nüfusa sahip İzmir'de 100 bin kişide görülen vaka sayısı 33,43. Çift doz aşı yaptıranların sayısı 1 milyon 782 bin 113. Bir başka deyişle nüfusun yüzde 40,55'i çift doz aşı olmuş.
2 milyon 548 bin 308 nüfusa sahip Antalya'da vaka oranı yüz bin kişide 75,97. Şehirde 893 bin 823 çift doz aşısını yaptırmış olan vatandaşımız var. Bu il nüfusunun yüzde 35,07'sinin çift doz aşı yaptırdığı anlamına geliyor.
1 milyon 659 bin 320 nüfusa sahip Hatay'da 386 bin 712 kişi çift doz aşısını yaptırmış. Çift doz aşı yaptırma oranının yüzde 23,31 olduğu Hatay'da 100 bin kişide görülen vaka sayısı 27,07!
Aşılamada zirveyi zorlayan illerimizden birisi olan Muğla'nın nüfusu 1 milyon 773. Bu şehrimizde çift doz aşı olma oranı yüzde 50,26. Yani 502 bin 991 kişi çift doz aşısını olmuş. Bu ilimizde 100 bin kişide vaka görülme oranı 55,71!
Son günlerde vaka oranı hızlı bir şekilde düşen illerimizden birisi Balıkesir. Balıkesir'in nüfusu 1 milyon 240 bin 285. Kentte 593 bin 551 kişi çift doz aşısını olmuş. Bir başka deyişle çift doz aşı olma oranı yüzde 47,86.
En yüksek vaka oranına sahip illerin başında gelen Siirt'in nüfusu 331 bin 70. Bu ilimizde çift doz aşısını vurulanların sayısı 87 bin 612. Yani yüzde 26, 46. Siirt'te 100 bin kişide görülen vaka sayısı yüz binde 748,39 olarak açıklandı!
Siirt'in hemen yanı başındaki Şırnak'ın nüfusu 537 bin 762. Bu şehrimizde 57 bin 441 kişi çift doz aşı olmuş. Yani şehir nüfusunun yüzde 10.68'i ancak çift doz aşılı. Bu şehrimizde 100 bin kişide görülen vaka sayısı 47,18!
YÜZDE 10 ÇİFT DOZ AŞI OLUNAN ŞIRNAK'TA VAKA ORANI ESKİŞEHİR'İN ÇOK ÇOK ALTINDA!
Burada verdiğimiz rakamlara bakıldığında çift doz aşılamanın yüzde 10,68 ile bir hayli düşük olduğu Şırnak'ta vaka sayısının çift doz aşılamanın yüzde 42,40 olduğu Eskişehir'den bir hayli düşük olduğu rahatlıkla göze çarpıyor.
Yine çift doz aşılamanın 23,31 olduğu Hatay'da vaka sayısının yüz binde sadece 27.07 olduğu görülüyor.
Şehirdeki her iki kişiden birinin çift doz aşı yaptırmış olduğu Muğla'da vaka oranı, çift doz aşı olma oranı çok çok az olan Şırnak ve Hatay'daki vaka oranlarından bir hayli yüksek!
Lafı çok fazla uzatmayacağız.
AŞI KONUSUNDAKİ İYİMSERLİĞİMİZİ NE YAZIK Kİ KAYBETTİK!
Biz öteden beri sadece vaka sayıları ile hareket etmenin yanlış olduğunu dile getiriyoruz. Evet biz uzunca bir zaman çift doz aşılamanın bir an önce yüzde 50'ler seviyesine çıkartılması gerektiğini savunduk. Çift doz aşı yapıldığı takdirde vakaların azalacağını sandık. Ancak gelişmeler hiç de o düşüncemizi doğrulamadı. Zira aşılamanın hayli iyi olduğu Eskişehir gibi illerde vaka oranlarının, çift doz aşılamanın yüzde 10'u ancak geçtiği Şırnak'ın kat kat üstünde olması, aşıların virüse karşı etkili olduğu savlarını yerle bir ediyor.
Elbette veriler her türlü kullanılabilir. Ancak şurada size verdiğimiz rakamlar da açıkça gösteriyor ki vakaların düşmesinin aşılamanın yükselmesiyle, vakaların yüksek olmasının aşılamanın düşük olması ile hiçbir alakası, ilgisi, bağlantısı yok!
O yüzden hiç kimse bir başkasına aşı olma-olmama konusunda baskı yapmasın. Sağlık yönetimi vaka sayısındaki suçu boş yere tek doz aşı olanlarla hiç aşı olmamışların üstüne atmasın.
Sağlık yönetimimiz şimdi çift doz aşının ancak etkili olduğunu savunmak durumunda kaldı. Bunda bir tuhaflık yok. Ancak yarın bir gün de 3. doz aşısını olmayanları vaka sayılarının sorumlusu olarak gösterebilirler. Bu durum böyle devam eder gider. Her üç ayda bir suçlanan kesim, işte dördüncü, beşinci, altıncı aşısını olmayanlar olarak ilan edilir!
EY SAĞLIK YÖNETİMİ, RAKAMLARLA OYNAYIN DA İKNA EDİN BİZİ HAYDİ!
Ben sağlık yönetiminin yerinde olsam oturup rakamların üstünde oynarım; aşılama nerede yüksek orada vaka oranını da ona göre düşük bir oran gösteririm. Nerede de aşılama oranı düşük orada vaka sayılarını patlatırım!
Hem böylece aşıların etkili olduğu düşüncesini yayarım. Bunu yapınca da aşı olma düşüncesi olumluya döner bir çok insanın!
Evet, bu etik olmaz, doğru olmaz ama zaten yaptıkları da etik değil, doğru değil. Onlar için değişen bir şey olmaz!
Bakalım bu komedi daha ne nereye kadar ne şekilde sürüp gidecek. Nüfusun yüzde 50-55'inin çift aşısını yaptırması durumunda vakaların sona ereceğini ve Covid-19'dan kurtulacağımızı söylüyorlardı bir ara. O zaman toplumsal bağışıklık oluşacaktı. Bazı illerimiz neredeyse aşılamada o seviyelere geldiler, geliyorlar ama vaka sayılarına bakılınca bu savın da yanlış çıktığı açıkça görülüyor.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!