Savaşı, gazeteciyi beğenmeyenler ve “savaş bizim savaşımız değil” diyenler!

Covid-19 pandemisi bahane­siyle devletlerin uyguladığı kısıtla­malar, yasaklamalar ve sağlık yönetimlerinin yanlış uygulamaları nedeniyle insanlık görebileceği za­rarın kat kat fazlasını gördü.
Sadece bir hafta evinizde yat­sanız, sonra sokağa çıksanız, yak­laşık 500 metre yürüdüğünüzde bacaklarınızın ağrıdığını, daha fazla yürüyemediğinizi görürsü­nüz. Bu yürüşüyü tamamladıktan sonra ertesi gün de benzer mesafeleri yürürseniz birkaç gün içinde açılabilirsiniz. Ancak unutmamak lazım ki insan hareket etmezse paslanır, çok daha fazla süre hareket etmezse çürümeye başlar! (Hasta­nede yoğun bakımda hareketsiz olarak 15 gün yatan insanların resmen çürümeye başladıklarına şahit olmuşumdur!)

HEMEN HERŞEYDEN ŞÜPHELENİP KENDİSİNİN BU DURUMUNDAN ŞÜPHELENMEYEN BİRKİTLEVARARTIK!
Pandemi yasaklarının birçok insanın hayatın­dan virüsten daha çok şey götürdüğü konusunda zerre kadar şüphemiz yok. Bir günde, yancıları ile birlikte bir insana 22 adet ilaç içiren bir sağlık anlayışı acaba kaç insanın hayatına mal oldu?
Neyse konumuz şimdilik bu değil. Bugün pan­demi yasaklarının insanlarda oluşturduğu psiko­lojik sıkıntılardan da bahsetmeyeceğiz. Ancak o yasaklarla başlayan ve bir paranoyaklık haline dönüşen, hemen her şeyden şüphelenilmesine vesile olan bir davranış şekli oluştu. Belki bu du­ruma düşen insanlar haklıydı ve makul gerekçe­leri vardı ancak gördük ki hayat normale dönse bile toplumun büyük kesimi artık normale döne­meyecek!
Rusya, NATO'ya katıldığı takdirde kendisini vuracak füzelerle donatılabileceği düşüncesi ile Ukrayna'yı işgal etmek için harekat başlattı.

ASLINDA SAVAŞ YOKMUŞ, ESKİ GÖRÜNTÜLERLE BİZİ KANDIRIYORLARMIŞ!
Neymiş efendim, aslında savaş yokmuş, eski fotoğraflarla bizi kandırıyorlarmış!
Yok, falan gazeteci aslında CIA ajanıymış, as­keri kıyafet giyip halkını Rus işgaline karşı diren­meye çağıran, ülkesini bırakıp şu ana kadar bir yere kaçmayan Ukrayna Başbakanı aslında Ya­hudi imiş, CIA uşağıymış, ülkesini tehlikeye atmış...
Elbette tüm bunlar söylenirken ifade edilen hususların bazıları doğru da olabilir. Örneğin Uk­rayna Başbakanı Yahudi kökenli olabilir. Yahudi kökenli olunca ülkesini sevmeyecek de ihanet mi edecek peki? Adam daha önce komedyenlik yap­mış, başarılı da olmuş. Halkın sevgisini kazanıp başbakan olmuş. Ne yani komedyenlik yapmış birisi ülke yönetemez mi ya da bir ülkeyi örneğin hangi mesleği yapmış kişi daha iyi yönetir?
Biz işgal başladığından bu yana sosyal med­yada bizzat yerinden paylaşılan birçok video gör­dük ve yaşanan savaştan, gelişmelerden dolayı büyük üzüntü yaşadık, yaşıyoruz. Biz dünyanın hiçbir yerinde masum çocukların, günahsız in­sanların ölmesini istemeyiz. Bu kapsamda savaşa da karşıyız; hangi coğrafyada olduğuna bakma­dan Rusya gibi saçma bahanelerle kendi komşu­sunu işgale kalkışan anlayışa da, kusura bakmayın, sıcak bakamıyoruz. Tüm bu gerekçe­lerle Ukrayna halkının yanında olan birisi, o halkı yöneten kişinin ABD Yanlısı olması nedeniyle Amerikancı olmakla suçlanamaz!

ABİCİĞİM, ABLACIĞIM SÖYLEYİN SİZ NASIL BİR SAVAŞ İSTİYORSUNUZ, ÖYLE YAPSINLAR SAVAŞI!
Neymiş efendim, böyle savaş mı olurmuş?
Nasıl bir savaş istiyorsunuz ki? Elbette Uk­rayna halkı Müslüman olsaydı, savaş çok daha kanlı olurdu ve orada öldürülen insanlar çok fazla da umursanmazdı. Elbette öyle bir du­rumda Rusya sivil halkı direkt olarak öldürürdü, üzerlerine her türlü bombayı rahatlıkla atar, on­ları katlederdi Suriye'de yaptığı gibi!
Siz savaşın savaş olması için ne kadar insanın, askerin belli zaman dilimleri içinde öldürülmesi gerektiğini düşünüyorsanız söyleyin de biz de gidip, sırf siz de ikna olun, tatmin olun diye her iki taraftan ricacı olalım!
Falan gazeteci ABD yanlısı, CIA uşağı, ben onun haberlerine güvenmem. Efendim neden İngilizce tweet atmıyor da Türkçe atıyor o gaze­teci, en kıllandım! Yok cep telefondan çektiği vi­deoyu neden notebook ya da bilgisayardan yüklemiş!

SAVAŞ ZAMANLARINDA YALAN DAHA ÖNCE HİÇ SÖYLENMEDİ DEĞİL Mİ!
Sanki savaş zamanlarında herkes doğru haber sunuyor, hiçbir devlet, hiçbir hükümet kimseye yalan bir şey sunmuyor, bilgi vermiyormuş da bu daha yeni bu savaşta ortaya çıkmış gibi garip bir düşünceye mi kapılmışlar, anlamakta güçlük çek­tik. Zira benzer durumlar her savaş zamanında yaşanır. Herkes kendi propagandasını yapar. İs- lamda bile yalanın hangi şartlarda söylenebile­ceği belirtilirken savaşta düşmanı aldatmak ya da halkına moral vermek için söylenebileceği ayrın­tısına dikkat çekilir!
Böyle bir durumda gazeteciler de gidip atılan bombaların altından size haber veremez. Daha canlı, daha kanlı haber bulabilmek uğruna geç­mişte birçok gazetecinin hayatını kaybettiğini ya da yaralandığını biliyoruz. Biraz daha dikkatli olan gazeteciler doğru bilgi almalarına yetecek kadar çatışma bölgelerine yaklaşırlar, alacaklarını aldıktan sonra oradan uzaklaşırlar. Oradan aldık­larını size ne oranda doğru aktaracağı artık onun vicdanına, görüş ve düşüncelerine, kimin tarafını tuttuğuna kalmıştır.
Adam gitmiş 10 yıldır sürekli olarak Suriye re­jimi, Rusya ve İran yanlısı milisler tarafından bombalanan Suriye şehirlerinden aldığı bir fotoğ­raf ile Ukrayna'dan aldığı bir fotoğrafı karşılaştırı­yor ve rahatça "Ortada savaş falan yok, bizi resmen kandırıyorlar" diyebiliyor. Böyle bir du­rumda biz Rusya'nın başında bulunan Putin'in açıklamalarına inanmayalım o zaman, yalan söy­lediğini iddia edelim!
Yahu tamam bazı komplo teorileri beni de he­yecanlandırıyor, biz de duyduğumuz zaman sizin gibi "wooww" diyoruz da hemen her şeyden şüp­helenen, her şeyin ardında görünenden çok farklı bir şeyler olduğunu iddia eden ya da düşünen bu kardeşlerimizi anlamakta da zorluk çekiyoruz.

AKARYAKITA GELEN ZAMLARDAN ŞİKAYET EDİYOR SONRA DA "SAVAŞ BİZİM SAVAŞIMIZ DEĞİL" DİYORLARYA!
Gönül arzu ederdi ki Rusya, Ukrayna'ya sını­rına yığdığı 200 bin askerle bir işgal hareketi baş­latmasın. Zira her ikisi de bizim iyi ilişkilerimiz olan ülkeler ve o ülkelerin halkları aynı zamanda bizim en önemli turizm müşterilerimiz. Arala­rında yaşanan savaşın en fazla zarar vereceği ül­kelerden biri de biziz. Bu savaş hem Rusya'nın hem Ukrayna'nın hem de bizim aleyhimize. Rusya tarafından yapılan açıklamalara bakarak burada bir savaş olmayacağını düşünüyorduk ama oldu, ne yazık ki o süreçte bize gerçek ni­yetlerinden çok farklı şekilde açıklama yapan, bizi kandıran Rusya çıktı!
Bazıları da diyor ki "Bu savaş bizim savaşımız değil!" Bu savaş senin de savaşın. Geçen yılın Kasım ayında varili 67 ABD Doları olan petrol bugün 97 dolarsa bunun en önemli sebebi bu iki ülke arasındaki gerginliktir. Yüzde 50'lere yakın bir zam sadece bu nedenle meydana geldi. Bu gerginlik nedeniyle, başlayan işgal sebebiyle pet­rolün varil fiyatı 100 doların da üzerine çıktı! Döviz fiyatlarının bir saplantılı düşünce uğruna patlatılıp her şeyin fiyatının önemli oranda artırıl­masına vesile olunmasının yanında bir de dünya­nın böyle gerçekleri nedeniyle seni arabana aldığın gazın, benzinin ve motorinin fiyatı artıyor. Şu an akaryakıta ödediğin bedelin yüzde 30- 35'inden aşağı değildir şu savaşın ve savaş öncesi gerginliğin sebep olduğu bedel! Nasıl senin sava­şın değil? (Aynı kişilerin "Bu işte bir iş var, sanki etrafımız kuşatılıyor, sanki bize bir tuzak kurulu­yor" kapsamlı paylaşımları kendileri ile nasıl da çeliştiklerini aslında çok daha net bir şekilde açıklıyor!)

RUSYA İŞGAL ETTİĞİ YERLERDEN ÇIKMALI VE MÜZAKERE YOLUYLA SORUNU ÇÖZMELİDİR
Eğer bu savaş yakın zamanda bitmezse Türki­ye'ye her iki ülkeden gelen turist sayısında dra­matik bir düşüş yaşanacaktır. Bunun sonunda yine döviz fiyatlarının yükseldiğine, cari açığı ka­patacak döviz bulamadığımıza şahit olabileceğiz. En azından bu iki ülkeden gelemeyecek olan tu­ristlerin boşluğunu doldurmak için önemli oran­larda fiyat indirmek ve açığı o şekilde gidermek zorunda kalacağız, nasıl bizim savaşımız değil!
Bizim tek dileğimiz, Rusya'nın Ukrayna top­raklarından çıkarak sorunu müzakere yoluyla çözmeye devam etmesidir. Bu her iki ülkenin de bizim de menfaatinedir. Aklı başında olan insan­lar savaşla pek fazla bir şeyin çözülemediğini gayet iyi bilirler!