Hükümet termik santrali kenarında bir yere kuracak olmasa, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş URAYSİM ile entegre olarak Raylı Sistemler Endüstri İhtisas Bölgesi Projesini açıklamasa, Alpu'daki tarım arazileri pek fazla umrumuzda olmayacaktı!
Eskişehir'de, kömür havzalarına yakın alanlarda termik santralin kurulabileceği çok daha uygun alanlar olmasına rağmen Ankara'da iktidarın altını oyan bürokrasi ısrarla getirip termik santrali Alpu Ovası'nın bir kenarına kurdurtmada ısrar etti, hükümeti yönetenler de nasıl aldatıldıklarını fark edemediler. Halbuki biz Berat Albayrak henüz Enerji Bakanı iken helikopterle bu bölgeyi gezdiğini söylediği zaman tepkimizi koymuş "Bu işler yukarıdan helikopterle gezmekle olmaz, inip aşağıdaki insanların ne düşündüğünü sormak lazım" babından attığı tweet'e cevap yazarak tepki göstermiştik!
NE URAYSİM NE DE RAYLI SİSTEMLER İHTİSAS BÖLGESİ TARIM ARAZİLERİNE ZARAR VERMİYOR
Her neyse Ankara'daki bürokrasinin dayatmaları CHP'nin Eskişehir başta Büyükşehir olmak üzere daha başka belediye başkanlıklarını da kazanmalarına vesile oldu. Alpu Ovasının kenarına termik santral kurulmasından siyaseten ekmeği CHP yedi. Garip bir şekilde AK Parti iktidarı döneminde CHP'nin yerel seçimleri kazanması için hep bir hatırı sayılır malzeme verildi Eskişehir'de. Nasıl oluyorsa oldu ve oluyor bu!
Ancak bu seferki sözde hassasiyetlerinin altını dolduracak sağlam bir dayanakları yok. Çünkü ne URAYSİM (Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi Projesi) ne de URAYSİM ile entegre olarak kurulması düşünülen Raylı Sistemler Endüstri İhtisas Bölgesi Projesi tarım alanlarına zarar vermiyor.
URAYSİM'İN BİTİP ÜLKEYE VE ŞEHRE FAYDA GETİRECEĞİ ZAMAN AYAĞA KALKTILAR!
Zaten URAYSİM, Büyükşehir Belediye Meclisinde CHP'li üyelerin de onayı ile tam bir mutabakat içinde kabul edildi. Ancak CHP'lilere ne olduysa son zamanlarda yüzde 70-80 oranında tamamlanmış URAYSİM'de yürütmeyi durdurmak için harekete geçtiler. Sanırım bu projeninin Eskişehir'e ve ülkeye çok büyük faydası olacağını sonunda idrak ettiler!
Bu şehirde belli bir çevreye yeteri kadar rüşvet vermeden yatırım yapılamaz. Bakın bunu biz söylemiyoruz. Bu şehre yatırım yapmak isteyip de bazı yerleri bir türlü aşamayanlar orada burada söylüyorlar. Bu yüzden de Eskişehir halkının faydasına olacak birçok yatırım başka şehirlere kaçmış durumda. URAYSİM'i de daha başka şehirler kurmak isterken Eskişehir'e verilmişti. Şimdi yapılan itirazlar sonrasında daha başka şehirlerin iştahı yeniden kabarmış.
KIRSALDAN IŞILTILI ŞEHİRLERE GÖÇ DEVAM EDİYOR
Bu ülkede tarımın ve hayvancılığın sevilmediğini en iyi bilenlerden biriyiz. Köyde büyüdük. Toprakla uğraşmanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Hele hele hiçbir tarımsal aletin kullanılmadığı için ne kadar sıkıntı çektiğimizi, çift sürerken öküzlerin attığı çiftelerden, düven sürerken, saman vururken yuttuğumuz tozlardan, ayağımıza batan dikenlerden yeteri kadar nasibini almış birisi olarak biliriz. Buna karşın kırsalda yaşayanlar açısından şehir hayatının kolay ve ışıltılı olduğu düşünülür ve bu yüzden kırsal kesim şehirlere akın etmiştir. Biz de isteriz insanımızın kırsalda kalmasını ve tarım alanlarını aklı başında kullanmasını. Ancak kırsaldan şehre göç ivme kaybetmesine rağmen halen devam ediyor. Pandemi nedeniyle kırsalın önemi anlaşılmış olsa da bu durum da geçici. Pandemi geçip gittikten sonra hepimiz de biliyoruz ki eski tas eski hamam olacak yine!
Ne Türkiye'nin ne de Eskişehir'in tarım alanı bakımından bir yoksunluğu bulunmuyor. Zaten ne diyorlar "Hollanda Konya kadar yok ama Türkiye'den kat kat fazla tarımsal ihracatı var!" Evet Türkiye'de bilinçli üretim yapılsa bu ülkenin toprağı ile tüm dünyayı bile besleyebiliriz. Ama ne tarım alanlarını o bilinçte kullanırız ne de daha fazla getirisi olacak bir şekilde kullanılmasına müsade ederiz!
GEÇİCİ İŞÇİLERİN ÇADIR KURMASINA MÜSAADE EDİLİR FABRİKAYA MÜSAADE EDİLMEZ!
Alpu'da geçici işçilerin konakladığı bir alan vardı. Geçici işçiler konaklayabilsin diye sürekli olarak mıcır dökülen ve bu yüzden bugün artık herhangi bir şeyin yetişmediği bir alan. İşte o alanda Raylı Sistemler İhtisas Endüstri Bölgesi Projesi hayata geçirilmek isteniyor. Ama tabi gerçek böyle olmasına rağmen sanki gidip de her yıl ekilip dikilen tarım arazileri üzerine bir şeyler kuruluyormuş havası veriliyor. URAYSİM de yüzde 70-80 tamamlandı. Gidin bakın bakalım tarım arazilerine nasıl bir zararı olmuş ya da olmuş mu? Zaten olmuşsa bugüne kadar olmuştur, orası da ayrı! Ama CHP'liler dün kurulmasına oy verdikleri URAYSİM'e bugün karşı çıkıyorlar.
Ne dün oy verdikleri projenin yüzde 70-80 tamamlandıktan sonra akim bırakılması için mahkemeye gidip yürütmenin durdurulması için talepte bulunan CHP'li belediyeler ne de CHP ile birlikte işbirliği içinde olup sözde tarım arazisi duyarı kasanlar bu konuda samimi!
ESKİŞEHİR'İ AYAKTA TUTAN VE TUTACAK OLAN SANAYİDİR!
Şu pandemi döneminde Eskişehir'i, Eskişehirliyi sanayi tesisleri ayakta tuttu. On binlerce insan sanayi tesislerinde çalışıyor. On binlerce aile bu sanayi tesislerinden (ki Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi de ovaya kuruldu, orada da rahatlıkla tarım yapılabilirdi!) ekmek yiyor, geçimlerini sağlıyor. Eğer Eskişehir'in sanayisi olmasaydı bu şehir ekonomik olarak şu an tamamen çökmüş olurdu.
Eskişehir bir zamanlar yarıştığı Bursa ile yarışı kaybetti, şimdi ilçesi İnegöl ile yarışıyor. Afyonkarahisar ve Kütahya bile aldıkları yatırımlarla yakında Eskişehir'i geçerlerse şaşırmayacağız.
KIZILYER'DE TARIM ARAZİLERİNİN ÜZERİNE 4-5 BİN KONUTU DİKMEK İSTEYEN BİZ MİYDİK?
Bugün tarımın ne kadar farklı alanlarda, ne kadar kısıtlı ve dar alanlarda nasıl yüksek bir verimle yapılabildiğini henüz bilmeyenler ne zaman şehir büyük bir yatırım kazanacak olsa tarım arazisi sevdalısı kesiliyorlar başımıza. Samimi olsalar emin olun bu konuda tek bir söz söylemeyeceğiz. Samimi olmadıklarını da en iyi biz biliyoruz. Daha dün Kızılyer'de tarım arazilerini imar açmışlardı, arsa sahipleri ile o araziler üzerine ortak villalar dikip tonla para kazanacaklardı!
Bakarsınız Kızılyer'deki o proje neden gerçekleşmedi, bir gün onu da yazar birileri ve bazılarının gerçek yüzü ortaya çıkar!
"Eskişehir 7'nci İcra Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak görevli olan Erkan K.’nın, zimmetine 3 milyon 800 bin TL geçirdiği tespit edildi. Gerçekleşen zimmete para geçirme olayıyla ilgili Erkan K.’nın hesapları üzerinde bilirkişilerin inceleme yaptığı öğrenildi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma açılan Erkan K. için yakalama kararı çıkarıldı.
Olayın şüphelisi Erkan K.’nın aranması devam ederken, olayla ilgili soruşturma sürüyor."
İCRA MÜDÜRÜ O ZAMANKİ PARAYLA 6 MİLYONDAN FAZLA GÖTÜRMÜŞTÜ!
İkinci haberimiz de yine benzer şekilde:
"ESKİŞEHİR’de zimmetine para geçirdiği iddiasıyla 2 kardeşiyle birlikte tutuklanarak, cezaevine konulan icra müdürü Sedat Dilber (45), yarın hakim karşısına çıkacak. Zimmet suçlamasıyla 12 yıla kadar hapsi istenen Dilber hakkında hazırlanan iddianamede İcra Müdürlüğü'nün emanet kasası ile hesaplarından, kardeşlerine 6 milyon 162 bin 398 TL aktardığı, paranın büyük kısmını da Forex piyasasında batırdığı bildirildi.
Eskişehir 6'ncı İcra Müdürü Sedat Dilber, yılbaşında yapılacak denetimlerde zimmetine para aktardığı ortaya çıkacağı için, geçen Aralık ayında firar edip, bir yakınını avukata gönderdi. Zimmetine para geçirdiğini ve miktarın tespit edilerek, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyledi. Avukatın, savcılığa ihbarda bulunmasıyla başlatılan soruşturma sonunda Sedat Dilber ve kardeşleri Hasan Hüseyin ile İmdat Diber’in İstanbul’da kiraladıkları bir evde saklandığı tespit edildi. ‘Zimmet’ soruşturması kapsamında Eskişehir ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Bağcılar’daki eve baskın yaptı. Sedat Dilber ve 2 kardeşi gözaltına alındı. Evde yapılan aramalarda ajandalar, banka ve kredi kartları ile yeni alınan cep telefonları, tabletler ve 250 bin 565 TL ele geçirildi. UYAP sistemi üzerinden yapılan işlemlere ait ekran görüntüleri, icra müdürlüklerinin denetimlerinin nasıl yapılması gerektiğine dair belgeler ile banka hesap hareketlerini gösteren belgeler bulundu. Evli ve 2 çocuk babası Sedat Dilber ile kardeşleri Hasan Hüseyin(37) ve İmdat Dilber(42) Ocak ayında ‘zimmet’ suçundan tutuklanarak, cezaevine konuldu."
Haberleri dikkatlerinize sunduk özetle. Bunlar son 3 yıl içinde gerçekleşen hadiseler. Eskişehir'e daha sağlam icra müdürleri gönderilse fena olmayacak sanki!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!