Biz gerçekten de çok garip bir toplumuz. Hele hele muhalefet partilerimiz çok daha garip!
Bir süre öncesine kadar gazetelerin manşetleri, köşe yazılarının konuları Covid-19'a karşı alınan tedbirlerin (yasakların) yetersiz olmasıydı. İktidar bu nedenle yerden yere vuruluyordu.
BAŞTA İSTANBUL OLMAK ÜZERE CHP'Lİ BELEDİYELER TOPLU TAŞIMADA SEFER SAYISINI DÜŞÜRDÜLER!
Ancak, örneğin, iktidarı yerden yere vuran CHP'li belediyeler Covid-19 ile mücadele için yürürlüğe konulan yasaklara uymadılar. İstanbul başta olmak üzere CHP'li belediye başkanları tarafından yönetilen şehirlerde toplu taşımadaki araç sayısı, sefer sayıları düşürülerek düşürüldü. Oysa getirilen tedbirler kapsamında kapasitelerinin yarısı kadar ancak yolcu alması gerektiğinden araç sayısının hiç değilse iki katına çıkarılması gerekiyordu. Ancak onlar hem kapasiteleri düşürdüler hem sefer sayılarını azalttılar. Doğal olarak toplu taşıma araçlarında kalabalık azalacağına arttı, yoğunluk eksileceğine çoğaldı!
İÇKİLİ MEKANLAR VE AİLE, HISIM-AKRABA ORTAMLARI
Elbette sadece toplu taşımada yaşanmadı bu garip durumlar. Özellikle içkili mekanlarda sosyal mesafe ve maske takma kurallarına uyulmadığına hemen her gün şahit olduk. Önceki akşam da İsmet İnönü (Doktorlar) Caddesinde, içkili mekandan çıkmış bir kişinin zil zurna sarhoşken, saat 19:00 sularında tramvaya, hem de maskesiz binmeye çalıştığına şahit olduk!
Elbette Covid-19'un bulaşmasına vesile olan mekanlar ve insanlar çok çeşitli.Özellikle aile ve yakın akraba ortamında maskesiz ve sosyal mesafesiz yakınlaşmalar virüsün hızla ve çabucak bulaşmasına neden oluyor.
COVİD-19'DAN ÖLEN BELEDİYE ÇALIŞANINA DEDESİNDEN BULAŞMIŞ
Geçtiğimiz günlerde bir belediye çalışanı Covid-19 vesilesi ile vefat eden kardeşimize virüs dedesinden bulaşmış örneğin. Dedesi ağaç kesmeye gittiği gün hasta olmuş. Torunu olan kardeşimiz de ziyaretine gitmiş ya da zaten aynı ortamda yaşıyorlarmış. Dedesinden kaptığı virüs onun hayatına mal olmuş!
Gözle görünmeyen bir düşman Covid-19. Kimden kime, nasıl ve nerede bulaştığını tespit etmek neredeyse imkansız. Ancak burada size aktarmaya çalıştığımız gibi müşahhas örnekler de var.
Covid-19 nedeniyle vaka ve ölüm sayıları yeniden artmaya başlayınca Bilim Kurulu tavsiyesi ile hükümet yeni tedbirlere başvurmak zorunda kaldı. Sokağa çıkma yasağı kısmi olarak gelirken özellikle esnafı çok olumsuz etkileyen yasaklara geri dönüldü!
YASAKLAR AYNI ESNAF KESİMLERİNİ İKİNCİ KEZ VURUYOR!
Bu yasaklar özellikle lokantacıları, kafe ve kahvehaneleri olumsuz etkiledi, etkiliyor. İlkbaharda da uzun bir süre kapalı kalan ve ancak paket servisi ile müşterilerine ulaşabilen birçok işletme bir kez daha acı ilacı içmek zorunda kaldı. En ilginci de birinci yasaklar zamamında kredi alan esnaf ikinci yasak geldiği günlerde ayakta kalmak için 6 ay önce aldıkları 6 ayda bir ödemeli 36 ay vadeli kredilerinin ilk taksidini ödemeye çalıştıkları günlere denk geldi. Bu da doğal olarak stresi ilk yasak günlerine göre daha çok arttırdı. Zira ilk yasak günlerinde kredi alınıp rahatlanmıştı. Şimdi ise kredilerin geri ödemeleri var, bu yüzden de esnafın borçlarını ödeyebilmesi için kazanması gerekiyor. Kazanç kapısı önemli oranda kapatılınca (ki paket servisi olmayan işletmeler de var ve onların kapatmaktan başka çareleri yok) esnafın büyük bölümü sıkıntılar yaşamaya başladı. Tabi yakınmalar da artmaya...
ÇAKIRÖZER'İN "HİÇBİR DESTEK VERİLMEDİ" SÖZLERİ DOĞRU DEĞİL!
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer esnafı gezmiş. Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen de "Virüsün kaynağı biz değiliz" demiş. Çakırözer de "Eskişehir'de 5 bin, Türkiye genelinde ise yüz binlerce işletme sahibi ve yanında çalıştırdığı personeli olumsuz etkilendi. Salgının en başında aylarca kapalı bulunan ve daha o süreci atlatamayan bu işletmelere hiçbir destek verilmedi" diye konuşmuş.
Çakırözer'in sözlerinde yanlış bir yer var, orayı düzeltelim önce. Bu işletmelere hiçbir destek verilmediği yönündeki sözleri doğru değil. Yüz binlerce esnafa Halkbank üzerinden 25 bin liralık destek kredisi verildi. Faiz oranı çok çok düşük. Hatta enflasyon ortamı düşünüldüğünde negatif faiz ile verildiği söylenebilir.
KDV ORANLARI YÜZDE 8'DEN 1'E DÜŞÜRÜLDÜ, FARK ESNAFA KALDI
Sadece böylesine cazip bir kredi verilmedi, biraz daha büyük işletmelere benzer şekilde çok daha yüksek miktarlarda Kredi Garanti Fonu (KGF) kredisi verildi.
Bir süre sonra vergiler aylarca ötelendi. Yetmedi lokanta, kafe gibi işletmelerin KDV'leri yüzde 8'den yüzde 1'e düşürüldü. KDV'deki bu indirimi ürün ya da hizmet bedellerine indirim olarak yansıtmadılar, aradaki fark esnafa akladı!
Diyeceğimiz odur ki hükümet mağduriyet yaşayan vatandaşa, esnafa eldeki imkanlar dahilinde önemli oranda destek verdi. Ancak yasakların tekrar ve kötü bir zamana denk gelmesi sıkıntıyı artırdı, artırıyor.
ALKOLLÜLER HARİÇ LOKANTALAR GAYET GÜZEL ÇALIŞIYORLARDI!
Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen "Virüsün kaynağı biz değiliz" diyerek tepkisini dile getirmiş. Virüsün kaynağının kimler olduğunu net olarak bilemeyiz elbette ancak biz de müşteri kabul etme düzenleri gayet sağlıklı bir şekilde işleyen içkisiz lokantalarda kurallara birebir riayet edildiğine şahit oluyorduk. Yani alkollü mekanlar hariç lokantalardan virüsün yayıldığını iddia etmek mümkün değil. Bu yüzden de lokantaların aynı şekilde çalışmasında nasıl bir mahsur gördüler de sadece paket servisine dönüştürdüler çalışma biçimi bilemiyoruz. Zira paket servisi ile esnafın işleri çok büyük oranda düşüyor, müşteri açısından da paket servisi ile getirilen bazı gıdaların tadı lokantadaki gibi asla olmuyor!
Bugünkü yasaklara ve yasakların getirdiği, getireceği ekonomik yüklere baktığımızda sıkıntı büyük. Allah özellikle küçük esnafın yardımcısı olsun. Çünkü alınan tedbirlerden en olumsuz etkilenen, en çok mağdur olanlar onlar!
YASAKLAR KURALLARA UYMAYANLAR İÇİN GEÇERLİ OLMALIYDI!
Son olarak; bizde bir kesim tedbirler getirilene kadar sürekli olarak "tedbirler yetersiz" diye her gün feveran ediyor, yasaklar getirildiği zaman da esnafın bitirildiği yaygarasına başlıyor!
Bize göre yasaklar bazı esnaf kesimlerini tarih sahnesinden silecek kadar dengesiz bir şekilde ilerliyor. Biz işletmelerin yasaklara uyup uymadıklarının çok sıkı bir şekilde denetlenmesini ve yasağın kurallara uymayanlara uygulanmasını, onun dışında tüm işletmelerin tedbirleri sımsıkı uygulayarak işlerine devam etmeleri gerektiğini savunuyorduk!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!