En son CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin 11 Kasım 2020 tarihinde TBMM'de onlar için bir araştırma önergesi verdi.
Onların yaşadığı sorun basit gibi görünüyor ama oldukça uzun yıllardan beri çözüme kavuşturulmuyor. Sözler veriliyor ama nedense yerine getirilmiyor veye getirilemiyor. Onların sorunları iktidar partisi haricinde hemen tüm siyasi partiler tarafından gündeme getiriliyor ama her nedense arzu edilen bir türlü gerçekleşmiyor!
Kim mi onlar?
Kamu kurumlarında, belediyelerde ve Kamu İktisadi Teşekküllerinde (KİT) 4857 sayılı iş kanununa tabi ön lisan, lisans, yüksek lisans ve hatta doktora yapmış olarak çalışan, vasıfsız kadroda bulunan daimi işçiler!
Kendileri ile aynı üniversiteleri, aynı bölümleri bitirmiş meslektaşları memur yapılmış ve birtakım haklara kavuşturulmuş, ancak aynı haktan bir türlü yararlandırılmamış yüksek eğitimliler!
Bu mağduriyetin giderilmesi için benzer durumda bulunan üniversiteliler Üniversiteli İşçiler Platformunu kuruyorlar: yıl 2007. Çünkü o yıl 5620 sayılı kanun ile geçici işçilerin daimi işçi ya da sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi sırasında kadro karşılığı bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmeli memur kadrolarına geçirilmiyorlar. Onlar da kurdukları platformla 2008 yılı Şubat ayından itibaren hak arama-statü değişikliği girişimlerinde bulunmaya başlıyorlar.
Kamu kurumlarında çalışanlar açısından statü çok önemli. Zira gerek işe alma rejimleri ve gerekse kurum içerisindeki kariyer ve liyakat uygulamaları hep ona göre belirleniyor. Dolayısı ile hak ettikleri statüye kavuşamadıkları takdirde birçok alanda haksızlığa uğruyor, mağduriyet yaşıyorlar. Ve bu kapsamda olup yıllardan beri mağduriyetleri giderilmeyen üniversite mezunu daimi işçiler hakkaniyetli bir kamu personel reformu gerçekleştirilmesini istiyorlar.
Eskişehir'de bir belediye çalışan, yıllardan beri mağduriyetlerinin çözülmesi için uğraşan bir kardeşimiz konuyla ilgili olarak bize şunları yazmış:
"Haklarımızı alabilmek maksadıyla Eskişehir Temsilcisi olarak 2004 yılında işe başladığım kurumda bugüne kadar gördüğüm, yaşadığım ve bizzat şahit olduğum olaylardan bahsedecek olursam;
2009 yerel seçimlerden 6 ay öncesinde dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Lise mezunu yeğeninin açıktan atama yöntemiyle memur kadrosuna geçirilmesi,
2007 yılında çıkan 5620 sayılı yasa kapsamında kadro karşılığı sözleşmeli personel olabilecekken kurumda ki bazı bürokratların bunun önüne geçmek suretiyle bizi zorunlu olarak daimi İşçi statüsüne geçmemizi sağlayarak haksızlık yapılması,
Aynı zamanda 2007 yılında çıkan 5620 sayılı yasa kapsamında sözleşmeli personel olanların 2013 yılında çıkan kanunla yeni bir yasa kapsamında memur olmaları ile bize bir kez daha haksızlık yapılmış olması,
Adaletsizliğin ve haksızlığın daha büyüğünün 2007 yılında çıkan 5620 sayılı yasa kapsamında sözleşmeli personel olanlar ile birlikte 2013 yılında çıkan kanun kapsamında hemen apar topar liste yapılmak suretiyle belediyede bir saat, bir gün bile çalışmadığı halde dışarıdan kişilerin listeye alınarak bir günde memur edilmeleri gibi birçok haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaştık.
Yine bizim gibi işçi iken istifa ettirilip, özel kalem memuru olarak ataması yapılanların memur olması gibi birçok acı örneklerle karşılaştık, üzüldük, yıprandık. Biz üniversite mezunu işçilere haksızlık, adaletsizlik yapıldığından bu haksızlığın ve adaletsizliğin son bulması ve bize de diğer memur arkadaşlarımıza tanınan hakların (atama, tayin, görevde yükselme, terfi, geçici görevlendirme vesaire) verilmesini talep ediyoruz."
Yaşanılanlara bakıldığında ortada bir mağduriyet olduğu ve bu mağduriyetin her nedense çözümü kavuşturulmayarak devam ettirildiği çok açık. Bu konuda hükümet kanadından verilen sözler de yerine getirilmemiş. Aynı üniversitenin aynı bölümünden mezun olan bir kişiye verilen hakkı aynı özellikteki başka birinden esirgemenin neresi adil? Ya da böyle bir garabete neden yıllardan beri bir çözüm bulunmuyor?
Anlaması da anlatması da gerçekten çok güç!
-------------------------
Murat Keskin yazıları ile flaş bir dönüş yaptı!
Murat Keskin, AK Parti Eskişehir eski Milletvekili Fahri Keskin'in oğlu olup Eskişehir'in başarılı genç iş insanlarındandır.
Daha önceki ismi Ak Haber olan, bugünkü Şehir Gazetesi'nin sahibidir.
Aynı zamanda kalemi de soyadı gibi keskindir!
2008 yılı Ağustos ayı ile 2009 Mayıs ayı arasında Şehir Gazetesi'nde yazılarımız yayımlanmıştı. O tarihlerde Murat Keskin de yazmaya başlamıştı. Baya da bir keskin, cesur yazılar yazdı. Kısa sürede önemli bir okur kitlesine ulaştı, hemen her gün yazdıkları konuşulur oldu.
İşte o Murat Keskin önceki gün (24 Kasım 2020 Salı) tekrar yazmaya başladı. Biz de iki gün boyunca yazılarını merakla ve dikkatlice okuduk. Keskin'in kendine has üslubunu hemen aynen koruduğunu gördük.
Eskişehir'de gazete patronu olup da köşe yazısı yazan kişi sayısı çok fazla değildir. Ya meyletmezler hiç ya da yeteneklerinin olmadığını düşünür uzak dururlar. Murat Keskin hem meylediyor hem de yeteneğini gösteriyor.
Murat Keskin iş insanı olarak gösterdiği başarıyı köşe yazarı olarak da sergileyecektir. Yazılarının takipçisi olacağız. Hayırlı olsun...
-----------------------------------
Eskişehirspor iyi yolda, genç futbolculara gereksiz baskıya gerek yok!
Bu şehirde yaşayanlar mı öyle yoksa millet olarak zaten biz böylemiyiz, bilmiyoruz. Ama başarı elde etmede çok aceleciyiz!
Hayatın hangi alanında olursa olsun başarı kolay elde edilmiyor. Ya Allah vergisi bir yeteneğiniz, kabiliyetiniz olacak doğuştan ve şartlar da size yol açacak ya da uzun yıllar sahip olduğunuz yeteneği ortaya çıkarmak ve ondan ekmek yemek için uğraşacaksınız.
Eskişehirspor uzun yıllardan beri ekonomik sıkıntılar yaşıyor. En başından beri kulübün en önemli sorununun maddi yetersizlikler ya da borç yükü olduğuna dikkat çekiyoruz.
Bugün deyim yerindeyse biz neredeyse batık durumdayız futbol kulübü olarak; teknik olarak olmasa bile dışarıdan bakış açısı böyle veya öyle görünüyor. Doğal olarak paranın alınıp alınamayacağı bir yere öyle her futbolcu gelip top oynamaz. Zaten futbolcu gelebilecek durumda olsa bile daha önce ödenmeyen borçlar nedeni ile birçok dosyanız var ve siz transfer tahtanızı açtıramıyorsunuz, onu açtırsanız bu sefer başka dosyalardan puan silme cezaları geliyor.
Tablo bu kadar kötü, bu kadar olumsuzken Eskişehirspor'un sahip olduğu genç futbolcular giderek yükselen bir grafik sergiliyorlar. Her geçen gün oynadıkları futbolu daha çok beğenmeye başladık. Elbet bunu bir gün skora da yansıtmayı başaracaklar. Elbet bu gençler bir gün bizlere zafer üstüne zafer de yaşatacaklar.
Bunun için yapmamız gereken onların bu güzel gayretlerini ve oyunlarını alkışlamak ve onları daha çok motive etmektir. Şu durumda üzerlerindeki baskıyı artırmanın ne bize ne onlara bir faydası olur!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!