Son zamanlarda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Meşelik yerleşlesinde turnike tartışması yaşanıyor. Üniversite yönetimi kampus içinde araç tanıma sistemi getirdi, yayalar için de turnike sistemi kurdu. Kampusu ikiye bölen bu sistemle güvenliğin amaçlandığı açıklandı.
Konuyla ilgili ilk açıklamayı Türk Eğitim Sen Eskişehir 2 Nolu Şube Başkanı Gürol Yer, yanındaki 4 sendika ile birlikte yaptı. Yer açıklamasında, “Anadolu Üniversitesi bu taşıt tanıtım kartları için personelinden herhangi bir ücret talep etmemiştir. Yine Eskişehir Teknik Üniversitesi plaka tanımlama sistemi kurarak çalışanlarına herhangi bir maliyet yüklememiştir. Diğer üniversitelerdeki durum böyle iken Eskişehir Osmangazi Üniversitesi yönetiminin taşıt tanıtım kartlarını ücretli olarak dağıtması yanlış bir karardır. Ayrıca ücretsiz olarak verilmesi gereken kartların akademik personele 50 TL, idari personele 30 TL olarak verilmesi kararı anayasanın eşitlik ilkesine aykırı, ayrımcılık yaratan bir durumdur” dedi. Bu konu gazete, televizyon ve internet ortamında gündem olunca da üniversite yönetimi bir açıklama yaptı, nedenlerini anlattı.
Açıklamada, “Eskişehir Valiliği Üniversite Güvenlik Koordinasyon Toplantıları kapsamında alınan kararlar doğrultusunda, yerleşkenin fiziki olarak bölünmesi ve giriş-çıkışların kontrol altına alınmasının kararlaştırıldığı” belirtildi.
Açıklamada üniversite senatosundan bahsedilmemiş. Bana kalırsa bu kararın üniversite senatosundan çıkması gerekirdi. Ancak buna takılmayacağım.
Açıklamanın devamında ne deniliyor; üniversitenin hastanesi ile bölgeye hizmet verdiği 30 bin öğrencinin her gün kampuse girdiğine vurgu yapılıyor, konu güvenliğe getiriliyor.
Açıklamada 5 Nisan 2018’de Eğitim Fakültesi’nde yaşanan katliam hatırlatılıyor. O tarihte Eğitim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olan Volkan B., Dekan Yardımcısı Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, araştırma görevlisi Yasir Armağan ile öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Serdar Çağlak'ı silahla öldürmüştü.
Bu katliam ESOGÜ camiasında olduğu kadar, ülkede de büyük acıya neden olmuştu.
Açıklamaya göre ESOGÜ’nün yerleşkeyi bölen bariyer ve turnikeleri de işte bu katliama dayandırılıyor. Ancak katliamı yapan, dışarıdan gelen alelade birisi değil. Fakültenin araştırma görevlisi. Siz turnikelere X-Ray cihazları, araçları da didik didik arayan güvenlikçileri koymadıktan sonra o turnikeler 5 Nisan’daki katliamı önleyemezdi.
O zaman çok tartışılan “çalışma huzurunun bozulmasından” böylesi bir saldırının yaşandığı iddia edilmişti.
Ayrıca yanılmıyorsam bölünen alanda kalan üniversite içerisinde kurulan çarşı ve bankamatiklerin olduğu alan da kalıyor. Anladığım kadarıyla hastaneye gelen birisi HGS’si ya da turnikeden geçiş kartı olmadan o bölüme gidip alışveriş yapamayacak ya da bankamatikleri kullanamayacak.
Bana kalırsa Meşelik yerleşkesi bir bütündür, bölünmesini doğru bulmuyorum. Rektörlük için giriş çıkışlar sıkı tutulabilir, hastane dışı fakültelere öğrenci kartları ya da özel izinlerle girişler sağlanabilir. Ancak yerleşkeye gelen birisinin üniversite içerisinde özgürce dolaşması gerekir.
Üniversiteyi bölmek yerine, iki kapıdaki giriş çıkışlar daha kontrollü yapılabilirdi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!