Törende konuşan Eskişehir Barosu Başkanı Av. Barış Günaydın, yeni adli yılın hayırlı olmasını dileyerek baroların hukuk devleti ve adaletin sağlanması açısından önemine vurgu yaptı. Günaydın, “2025-2026 Adli Yıl Açılış Törenimize hoş geldiniz. Yeni adli yıla başlarken, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın ve 2 Eylül Eskişehir’in kurtuluşunun coşkusunu ve anlamını da yüreklerimizde taşıyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde verilen bağımsızlık mücadelesi yalnızca vatan topraklarını değil, milletimizin onurunu ve özgürlüğünü de kurtarmıştır. O mücadele bizlere şunu göstermiştir: Bağımsızlık olmadan adalet, adalet olmadan özgürlük mümkün değildir” dedi. Adalet arayışının sınırlarla hapsedilemeyecek kadar büyük bir arayış olduğunu aktaran Günaydın, “Bir yerde insanlığa karşı suç işlenirken susmak, suça ortak olmaktır. Buradan tüm dünyaya bir kez daha sesleniyoruz: Hak vardır ve hak güçten üstündür. Filistin halkının yanında olduğumuzu ve insanlık suçlarına karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.
Adalet toplumun ortak vicdanıdır
Yargı bağımsızlığının toplumun adalet ihtiyacının güvencesi olduğunu belirten Günaydın konuşmasını şu sözlerle tamamladı: Adalet, yalnızca mahkemelerin değil, toplumun ortak vicdanıdır. Yeni adli yıl başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak mesleğimizin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini topluma hatırlatma sorumluluğundayız. Hukuk devleti ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Ne yazık ki bugün, yargının bağımsızlığının zedelendiği ve savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfi tutuklama pratikleri yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır. Tutuklama tedbiri adeta bir cezalandırma aracına dönüştürülmüştür. Yalnızca avukatlar değil; gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, öğrenciler de bu keyfi uygulamaların hedefi haline gelmiştir. Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini de tehdit etmektedir. Yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, yargı mensuplarının ve toplumun tüm kesimlerinin adaletle buluştuğu bir yıl olmasını diliyorum.”
