Arslan, milletvekillerine yönelik yoğun gaz ve fiziki müdahaleye rağmen her iki kurumun da sessiz kaldığını belirterek, “Azami özen değil, azami sessizlik gösteriliyor” dedi.

Olay günü yaşanan müdahalede kendisinin de doğrudan hedef alındığını ifade eden Arslan, “O gün ben de dahil çok sayıda milletvekili yoğun gaz ve fiziki müdahaleye maruz kaldık. Milletin vekillerine yapılan bu saldırı, doğrudan Meclis’in onuruna yönelmiştir” şeklinde konuştu.

Arslan, TBMM Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na iki ayrı soru önergesi verdiğini, ancak yanıtların yetersiz kaldığını dile getirerek şunları söyledi:
“TBMM Başkanlığı, önergeme ‘İçtüzük kapsamına girmediği’ gerekçesiyle cevap vermedi. İçişleri Bakanlığı ise süresi içinde yanıt göndermedi. Yani biri susarak, diğeri kaçarak sorumluluktan kaçtı.”

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın önergeye gönderdiği yanıtta yer alan “TBMM ve milletvekillerinin saygınlığının korunmasında azami özen ve hassasiyet gösterilmektedir” ifadesine de tepki gösteren Arslan, “Eğer gerçekten azami özen gösteriliyorsa, milletvekillerine gaz sıkılırken, fiziki müdahalede bulunulurken Meclis neredeydi? Bu süslü ifadeler, gerçeği örtbas etmenin ve sorumluluktan kaçmanın kılıfıdır” dedi.

Arslan, Meclis Başkanlığı’nın asli görevinin milletvekillerinin onurunu ve kurumun itibarını korumak olduğunu vurgulayarak, “TBMM, milletin iradesini temsil eden kurumdur; sessiz kalamaz, kalmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Saadet Partili kadınlardan çocuk hakları için çağrı: “Sesimiz, sözümüz, umudumuz var”
Saadet Partili kadınlardan çocuk hakları için çağrı: “Sesimiz, sözümüz, umudumuz var”
İçeriği Görüntüle

Açıklamasının sonunda siyasi ve hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirten CHP’li Arslan, “Biz susmayacağız, geri adım atmayacağız. Milletvekillerine yönelik bu antidemokratik saldırının hesabını sormaya, Meclis’in itibarını ve halkın iradesini korumaya kararlılıkla devam edeceğiz. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.

Kaynak: Bülten