Utku Çakırözer, sürecin ihmallerle dolu olduğunu belirterek Türk Tabipleri Birliği heyetinin bulgularının savcılık tarafından dikkate alınmadığını ifade etti. Çakırözer, “Bu süreçte maalesef ölümlerle ilgili en kapsamlı incelemeyi Türk Tabipleri Birliği'nin görevlendirerek Eskişehir'e gönderdiği heyet yaptı. Maalesef üzülerek ifade ediyorum Türk Tabipleri Birliği heyetinin üzerinde durduğu sorguladığı bakılsın incelensin açıklığa kavuşturulsun dediği hiçbir husus üzülerek ifade ediyorum ki savcılık tarafından Afyonkarahisar'da yürütülen savcılık tarafından sorgulanmamış bile. En ufak bir şüphe dahi akıllarından geçmemiş” ifadelerini kullandı.

Çakırözer, ayrıca “Bunu şunun için söylüyoruz Biz niye bunun için uğraşıyoruz Niye Türk Tabipleri Birliği buraya geldi Niye siz buradasınız Niye biz buradayız Niye değerli basın mensupları burada İnsanlar insanımız öldüğüyle kalmasın diye. Ne Kartalkaya'da ne Gebze'de ne Dilovası'nda ne de burada Seyitgazi'mizde insanlar kaderinden ölmediler. Bundan sonra da eğer böyle giderse hesabı sorulmazsa yine yeni ölümler yeni katliamlar olması kaçınılmazdır. İşte bunlara bir dur denebilmesi için biz milletvekilleri olarak yaptığımız hem yangından sonra biliyorsunuz soru önergeleri vererek hem de sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ilgili Bakan Tarım ve Orman Bakanı geldiğinde de konuyu aynen buraya gelen Türk Tabipleri Birliği heyetinin raporunda ifade ettiği gibi gündemlerine getirdik” dedi.

Yangın sonrası soruşturmanın yetersizliğine dikkat çeken Çakırözer, “Maalesef büyük bir duyarsızlık var. Tarım Bakanı 'Ben çok üzüldüm Utku Bey bu konuyu gündeme getirince' dedi. Asıl üzülmesi gereken konu benim konuyu gündeme getirmem değil. Asıl üzülmesi sorgulaması gereken kendi orman çalışanlarının nasıl böyle eğitimsiz nasıl böyle 1 aylık bir çalışanının ölüme gönderilmesiydi. Asıl üzülmesi sorgulaması gereken buydu hala da bu” ifadelerini kullandı.

Çakırözer, takipsizlik kararının vicdanları rahatsız ettiğini vurgulayarak, “Sonra Adalet Bakanı çıktı biliyorsunuz 'Takipsizlik diye bir şey yok' dedi. Biz milletvekillerinin vatandaşların gördüğü bir soruşturma var. Önce Ankara'da başlıyor. Sonra Eskişehir'e bir ucu geliyor Afyon'a bir ucu gidiyor. Eskişehir'de ne sorgulanıyor belli değil Afyon'da ne sorgulanıyor belli değil. Sonra biz tesadüfen öğreniyoruz ki takipsizlik kararı çıkmış. Onca isimler sıralanmış şikâyetçi olarak müşteki konumunda hepsi aileler hepsi acılı aileler. Hepsine 1 satırlık bir yanıt 'Takipsizlik kararı'. Bu konunun takip edilmeyeceği kararı. Bunu vicdanlar kabul etmiyor. Bu yüzden sizlerin burada olması vicdanların sesi olarak önemlidir” dedi.

Orman işçilerinin ve gönüllülerin hayatını kaybettiği olayda ihmallerin üstünün örtülmemesi gerektiğini belirten Çakırözer, “Yangına müdahale eden gönüllüler doğru bir amaç için oradaydı kendi canlarını feda etmemeliydi. Bu ihmallerin üstü örtülemez” ifadelerini kullandı.
Mert Yedek, Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamasında şunları söyledi:
“22 Temmuz’da İlimiz Seyitgazi İlçesinde çıkan yangında söndürme işlemleri esnasında 5’i orman işçisi ve 5’i AKUT gönüllüsü 10 yurttaşımız hayatını kaybetti. Biri ağır olmak üzere 20 yurttaşımız yaralandı. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızı unutmadık. Anıları önünde saygıyla eğiliyor yakınlarına sabırlar diliyoruz” dedi.

Yedek, takipsizlik kararına tepki göstererek, “Göz göre göre yaşanan bu cinayete bugüne kadar iktidar tarafından sorumluların hesap vereceğine dair tek bir açıklama dahi yapılmadı. 75 hektarlık verimli orman arazimiz tedbirsizliklerle ihmallerle yok olurken güvencesiz çalışma koşulları altında 10 arkadaşımızı iş cinayetine kurban verdik. Platformumuzun yaptığı önceki açıklamalarda da konunun takipçisi olacağımızı ve sorumlular hesap verene kadar mücadele edeceğimizi belirtmiştik. Bugün de Eskişehir Adliyesi önünden haykırıyoruz aklayamazsınız hesap vereceksiniz diyoruz” ifadelerini kullandı.
Yedek, soruşturmanın eksikliklerini dile getirerek, “Yangının ardından başlatılan soruşturmada sorumluların tespit edilmesi iddiasıyla açılan dosyada Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 Ekim 2025 tarihinde 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verilmesini öfke ile öğrenmiş bulunuyoruz. Takipsizlik kararı verilmesine gerekçe ise yangının çıkışına sebep olan vakıanın tespit edilememesi olmuştur. Fakat yangın gerçekleştikten sonra ihmallerle 10 canımızı yitirdiğimiz arkadaşlarımızın ölümüne neden olanlar soruşturmaya dahil bile edilmemiştir” dedi.
Yedek, orman yangınlarına müdahale sırasında alınması gereken önlemlere dikkat çekerek, “Yangın çıkmadan önce bölgede olası yangınlara karşı ormanın seyreltilmesi zemin bitkilerinin temizlenmesi müdahale yollarının açılması vb. tedbirlerin alınıp alınmadığı yangın müdahale havuzlarının bulunup bulunmadığı var ise yeterli olup olmadığı yeterli gözetleme kulesi ve gözetleme kulesinde yeterli personel bulunup bulunmadığı telsiz mobil ve uydu telefonları ile yangın sahasında yeterli iletişimin sağlanıp sağlanmadığı yangın alanına ulaşımın sağlanıp sağlanmadığı havadan yeterli müdahalede bulunulup bulunulmadığı yangına müdahale sırasında koordinasyon ve yönetimin yeterli ve uygun olup olmadığı yangına müdahale eden kişilere yeterli eğitim verilip verilmediği yeterli mesleki deneyime sahip olup olmadıkları yeterli ekipman verilip verilmediği yeterince yiyecek içecek ve dinlenme imkanı sağlanıp sağlanmadığı soruları cevaplanmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Yedek, iktidarın ihmallerine işaret ederek, “Asgari önlemlerin alınmasına uygun politika bile geliştiremeyen bir düzenin içerisinde göz göre göre orman işçisi ve gönüllü arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Göz göre göre olduğu için biz buna iş cinayeti diyoruz. Yetersiz ekipmanla hava desteksiz iş güvenliğinin bulunmadığı koşullarda yapılan müdahaleler sonucu ihmallerle dolu bir facia yaşanmıştır. Bu ülkenin başına gelmiş en büyük felaket olan mevcut iktidar için bu facianın ne ilk ne de son olacağı açıktır” dedi.
Platform, sorumluların yargılanması gerektiğini vurgulayarak, “Yanan ormanlık alanları otellere teslim edenler sabotaj haberleriyle milliyetçiliği körükleyenler THK yangın söndürme uçaklarını ihaleyle satışa çıkartanlar elektrik dağıtım hizmetlerini özelleştirenler ormancıların yangın söndürme eğitim kamplarını kapatıp eğitimsiz mevsimlik işçileri ölüme sürükleyenler 10 canımızı cinayete kurban edenlerdir. Sorumlular yargılanıp hesap verene kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yedek son olarak, “Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik kararı açıkça yaşam hakkı ihlaliidir. Soruşturmanın yürütülmesinde asıl yetkili olan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığını göreve davet ediyoruz. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın failinin bulunması ve adalet önünde hesap vermesi gerekmektedir. Her yaz ülke gündemine oturan orman yangınlarına müdahale edilememesinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün ağır ihmali bulunmaktadır. Dolayısı ile gerçek sorumlular bellidir. Tarım ve Orman Bakanını ve Orman Genel Müdürü’nü istifaya davet ediyoruz. Ormanlar yanıyor memleketini savunan işçiler katlediliyor sorumlular aklanıyor iktidar seyrediyor bu çürümüşlüğü durduracağız. Mücadelemizle bu felaket iktidarına son vereceğiz. Birleşerek kazanacağız” ifadelerini kullandı.





