Çete iddiası çok ciddi
Ulusal basında üç-dört gündür gündeme gelen sahte diplomalarla ilgili iddiaların büyük bir endişe kaynağı olduğunu belirten Günaydın, özellikle öğrenci ve akademisyenler açısından bu durumun moral bozucu olduğunu ifade etti. Günaydın, “Şu an iki farklı soruşturma devam ediyor. Henüz iddianameler düzenlenmedi. Ancak kamuoyuna yansıyan bilgiler oldukça rahatsız edici. Bazı kamu görevlilerinin de bu sürece karıştığı iddiaları var. Sahte ruhsat ve diplomaların düzenlendiği, parayla meslek edinmenin mümkün hale getirildiği bir yapıdan söz ediliyor” dedi.
Kabul edilemez
6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden bazı hukukçuların isimlerinin bu yasa dışı süreçte kullanıldığını belirten Günaydın, bu durumun mesleğe ve anılara büyük bir saygısızlık olduğunu vurguladı. Günaydın, “Bu vicdansızlık, meslektaşlarımızın hatırasına yapılan bir hakarettir. Barolar Birliği ile yaptığımız görüşmelerde, bu kişilere ait herhangi bir avukatlık başvurusu bulunmadığı da netleşti” şeklinde konuştu.
Hukuki mücadele sürecek
Yaşananların, yıllarca emek vererek akademik başarılar elde eden kişilerin haklarının gaspı anlamına geldiğini belirten Günaydın, “Bu sahtecilikler, akademisyenlerin ve öğrencilerin alın terini hiçe sayıyor. Bu çetelerin ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalandırılması için hukuki sürecin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.
AYM İçtüzük Değişikliği
Baro Başkanı Günaydın, 5 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü değişikliğine de değinerek, bu düzenlemenin bireysel başvuru mekanizmasının etkinliğini artıran olumlu bir adım olduğunu ifade etti.
Günaydın, kararların kamuya açık şekilde yayımlanmasında önemli eksiklikler olduğunu vurgulayarak; “Daha önce yayımlanan 89 tedbir kararına şu anda ulaşılamıyor. Oysa AYM İçtüzüğü'nün 81/4. maddesi, kararların internet sitesinde yayımlanmasını zorunlu kılıyor. Şeffaflık sağlanmadığı sürece hukuki güvenlik zedelenir” dedi.
Şeffaf biçimde erişilebilir olmalı
Günaydın, tedbir kararlarının görünür kılınmasının benzer davalarda öngörülebilirliği artıracağını ve Anayasa Mahkemesi’nin iş yükünü de azaltacağını belirterek şu çağrıda bulundu:
“Özellikle ilkesel nitelikteki tedbir kararlarının ve temel hak ve özgürlükler bazında sınıflandırılmış örneklerin yeniden yayınlanması büyük önem taşımaktadır. Bu hem içtüzük değişikliğinin ruhuna uygundur hem de bireysel başvuru mekanizmasının güçlenmesini sağlar.”