Eskişehir’de sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve yerel yönetimlerin oluşturduğu “Eskişehir Kıymetlidir Platformu” Cengiz Holding tarafından Tepebaşı ve Mihalgazi ilçeleri sınırında yapılması planlanan altın-gümüş madeni projesine tepki gösterdi. Platform, projenin halk sağlığına, çevreye ve tarıma vereceği geri dönülmez zararları hatırlatarak, 4 Temmuz’da Ankara’da yapılacak ÇED toplantısından “bilimsel ve vicdani” bir karar çıkması gerektiğini vurguladı.
Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu tarafından yapılan açıklamada, projenin içeriğinde yer alan maden ocağı, yığın liç sahası, pasa depolama alanı, zenginleştirme tesisi, hazır beton tesisi ve su temin göletinin, Sakarya Nehri’ne ve bölgenin tarımsal yapısına doğrudan zarar vereceği belirtildi.
“Şu gerçeği asla unutmamalıyız: Ormanlarımız yok edildiğinde, tarım bitirildiğinde, nehirler kuruduğunda karnımızı altın ya da gümüşle doyuramayız” diyen Kapanoğlu, projenin tüm faaliyetlerinin açık havada gerçekleşeceğini ve doğaya geri dönülmez zararlar vereceğini dile getirdi.
Eskişehir'in ortak aklı ve ortak sesi
Aralarında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri, Eskişehir Barosu, Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Çevre Derneği, TEMA Vakfı Eskişehir İl Temsilciliği, TMMOB’a bağlı mühendis odaları (Ziraat, Elektrik, İnşaat, Makine, Jeoloji), Ekoloji Derneği ve birçok sivil toplum kuruluşunun bulunduğu platform, “Eskişehir’in havasını, suyunu, toprağını zehirleyecek bu projeye kesinlikle karşıyız” mesajını yineledi. Kapanoğlu şöyle konuştu: “Bizler doğru alanda, kurallara uygun ve çevreye zarar vermeyen madenciliğe karşı değiliz. Ancak hemşehrilerimizin yaşam hakkını, bölgenin doğal yapısını ve tarımsal üretimini tehlikeye atacak bir projeye asla onay veremeyiz. Sakarya Vadisi’ni yok edecek bu projenin durdurulması için hukuki ve toplumsal mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Gelecek masallara karışmasın
Kapanoğlu, 4 Temmuz Cuma günü Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılacak olan ikinci İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısından, hem bilimsel hem de toplumsal sorumluluk açısından projenin reddedilmesi yönünde bir karar çıkması gerektiğini belirtti. Son olarak Kapanoğlu şu çağrıda bulundu: “İnanıyoruz ki; gün gelip de şehrimizdeki tabiat harikalarının bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallara karışmaması bu çabaya bağlı. Güzel şehrimizin savunuculuğunu yapmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
