Ülke genelinde icra dosyalarının çok ciddi biçimde arttığına dikkat çeken Günaydın, “Ülke gündeminde çok ciddi biçimde bir icra dosyalarında artış olduğu verileri paylaşılıyor. Bunlar tabii sayısal bir veriden de öte, borç yükü altında olan insanların, milyonlarca insanın, ailenin, aslında işletmenin hikâyesi. Yani sadece bir sayısal veriden de öte, ciddi bir, sebeplerine baktığımızda ekonomik krizin, işsizliğin, bu enflasyonun, bu gelir adaletsizliğinin açıkçası göstergesi, bir toplumsal alarm olarak görüyoruz bu sayısal verileri” ifadelerini kullandı.
Günaydın, icra dairelerinin alacaklı ile borçlu arasındaki dengeyi koruyan bir mekanizma olduğunu vurgulayarak, “İcra daireleri alacaklıyla borçlunun arasında dengeyi korumak ve alacağını tahsil etme noktasında devletin gücünden yararlanmayı ifade ediyor. Ama göstergeler o ki, sayının çok artması ve bunların tahsil kabiliyetinin olmayışı ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Bir toplumsal ve ekonomik huzursuzluğun, toplumsal yapıdaki çöküşün, ekonomik sıkıntıların da göstergesi” dedi.
Eskişehir’de 270 binin üzerinde dosya var
Eskişehir’deki tabloya da dikkat çeken Günaydın, “Eskişehir'e de baktığımızda bu bahsettiğiniz sayılar anlamında, Eskişehir'deki derdest dosya sayısı 270 binin üzerinde icra dairelerindeki icra dosyası sayısı. 37 tane de iflas dosyası mevcut şu an derdest anlamında. Bu sayı da oldukça fazla Eskişehir ölçeğinde. Bu da göstermekte ki, gerçekten ekonomik zorluk içinde olan bireylerin bu borçları ödeyememesi, ama bir yandan da işletmelerin ve birçok aileyi etkileyen, hani bu sayısal dediğim gibi rakam 270 bin ama bunu etkileyen aile çarpanı çok daha fazla. Bazı durumlarda borçlular aynı borçlular olabilir çünkü bir borçlu borcunu ödeyemiyorsa, işte faturasını da ödeyemiyordur, elektrik faturasını da ödeyemez ya da başkasından aldığı bir borcu da ödeyemez hâle geliyor” şeklinde konuştu.
Onarıcı adalet yaklaşımı gerekli
İcra sisteminde onarıcı adalet yaklaşımının önemine vurgu yapan Günaydın, “Dolayısıyla aslında burada bir adalet sisteminin, onarıcı adalet olarak karşımıza çıkması lazım. Alacaklıyla borçlunun dengesini koruyucu bir yapının ortaya çıkması lazım. Tabii ki ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor” dedi.
Günaydın, en fazla borçluların kredi ve kredi kartı ödemelerinde sorun yaşadığını belirterek, “En çok borçluların yani kredi, kredi kartı ödemesine çünkü bir alım gücünün olmayışı, bu rakamların ağırlıklı olarak bankalara ve daha çok alım, yani mal alımı ya da hizmet alımında ödeyememe durumundaki hâllerde karşımıza çıktığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kefillik ciddi bir sorumluluk
Kefillik konusuna da değinen Günaydın, “Kefillik hukukta çok önemli bir nokta. Yani kefili gerçekten kefil olmak demek bu borcu asıl borçlu ödeyemezse ben öderim demektir. Dolayısıyla kefil olmadan 3 kere 5 kere düşünmek gerekir. Kefillik sonunda başka şeyleri beraberinde getirebilir. Dolayısıyla kefil olma iradesini hukuki kavram olarak çok doğru kullanmak lazım. Çünkü bir borçluyla beraber kefile de aynı borçlu gibi icra takibi yapılır ve bu borçtan kefil de borçlu gibi, asıl borçlu gibi sorumlu olmaktadır” uyarısında bulundu.
İcra daireleri tek çatı altında toplandı
Eskişehir’deki icra dairelerinin yeni sisteme geçtiğini hatırlatan Günaydın, “Eskişehir’de 8 tane icra dairemiz var ve şimdi yeni bir eee faz bire geçildi ve tek bir icra. Bu 8 icra dairesi, tek icra dairesinde toplandı ama tabii ki bir iş yükünü de artıran bir yapıda. Biliyorsunuz, mevcut adliyeden şimdi şehir merkezindeki başka bir binaya taşındı icra mahkemeleri ve icra daireleri. Dolayısıyla tek elden yürütülüyor. Buraların da hızlı sonuç alabilmesi için biraz zamana ihtiyacı var. Bu sebeple tabii ki bu iş gücünü de yani iş yükünü ve iş gücünü de beraberinde getiren temel alanlardan bir tanesi” diye konuştu.
