Açıklamayı Federasyon adına Hilal Şahin okudu.
“Failin kampüste ne işi vardı?”
Hilal Şahin, Meliha Keskin’in ölümünde ciddi güvenlik zafiyetinin bulunduğunu belirterek sert sözlerle yetkilileri eleştirdi:
“Faillerin kampüse nasıl rahatça girebildiğini, pompalı tüfeği kimsenin nasıl fark etmediğini soruyoruz. Bizleri ‘korumak’ bahanesiyle termoslarımızı bile arayan güvenlik görevlileri, nasıl oldu da öğrenci bile olmayan birini silahla içeri aldı?”
Şahin, Hacettepe Üniversitesi’nde yaşanan benzer olayları hatırlatarak, “Kadın cinayeti failleri kampüslere silahla girebiliyor ama kadın ve LGBTİQ+ topluluklarının kulüp kurması hâlâ engelleniyor.” ifadelerini kullandı.
“Bu cinayet münferit değil, sistematik”
Üniversite yönetiminin olayı “münferit” olarak nitelendirmesine tepki gösteren Hilal Şahin, bu tutumun iktidarın yıllardır sürdürdüğü kadın düşmanı politikaların sonucu olduğunu söyledi:
“Bir kadın öğrencinin kendi üniversitesinde silahla öldürülmesi münferit değildir! Turnike sistemleriyle öğrenciler değil, kadınlar denetleniyor. Bu uygulamalar, failleri değil kadınları hedef alıyor.”
Şahin, rektör ve ilgili yöneticilerin görevden alınması gerektiğini vurguladı.

“Meliha korunabilirdi”
Hilal Şahin, 41 suç kaydı bulunan ve elektronik kelepçeyle izlenen fail Ferhat Karakaya’nın, Meliha’yı defalarca tehdit ettiğini ancak hiçbir önlem alınmadığını hatırlattı:
“Meliha’nın şikayetleri dikkate alınsaydı bugün hayatta olabilirdi. 6284 sayılı kanun etkin şekilde uygulansaydı bu cinayet yaşanmazdı. Failleri cesaretlendiren, adaletin erkek egemen kararlarıdır.”
Şahin, ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’nde öldürülen Hilal Özdemir’i de anarak, “Tıpkı Meliha gibi, kadınlar hayatlarının her alanında eşitsizliğe ve şiddete maruz bırakılıyor.” dedi.
“Cezasızlığa tahammülümüz yok”
Basın açıklamasının sonunda Hilal Şahin şu ifadeleri kullandı:
“Biz genç feministler, en temel hakkımız olan yaşam hakkımızı korumayanlara karşı susmayacağız. Cezasızlığa, ihmale, sessizliğe artık tahammülümüz yok. Kadınlar yaşasın, 6284 uygulansın!”
Şahin, kadınların eve hapsedilmesine, özgürlüklerinin ellerinden alınmasına ve üniversitelerin baskı altına alınmasına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek şu sözlerle konuşmasını bitirdi:
“Yaratılmak istenen düzene başkaldırıyoruz. Meliha Keskin davasının takipçisi olacağız. Unutmayın, asla yalnız yürümeyeceğiz.”





