Eroğlu konuşmasında, geçen yıl 4 Ekim’de önce Ayşenur sonra İkbal’in aynı kişi tarafından, aralarında yaklaşık üç saat bulunan bir süre içinde öldürüldüğü hatırlattı. Konuşmada, ilk cinayetin ardından katilin polisi arayarak konumu ihbar etmesine rağmen ikinci cinayetin işlenmiş olmasının soruşturulması gerektiği; soruşturmanın katilin öldüğü gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandırılmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Eroğlu, “Katil öldü diye dava düştü denildi; bu cinayetlerin sorumluları yalnızca fail değildir bu düzeni besleyenler, ruhsatsız silahların yaygınlığına karşı önlem almayanlar, uzaklaştırma kararlarını uygulamayanlar da suç ortağıdır” dedi.
Basın açıklamasında ayrıca son dönemde artan kadın cinayetleri ve saldırılarına dair örnekler sıralandı. Eroğlu, Boğaziçi Üniversitesi kampüsündeki bir işletmede çalışan 15 yaşındaki bir genç ile Ankara’da 14 yaşındaki Hiranur Şimşek’in silahla öldürülmesi aktardı; Mersin’de de ruhsatsız silahtan yaşamını yitiren başka gençlerin bulunduğu belirtti. Eroğlu, isimlerini andığı Müesser Becerir, Bahar Aksu, Emine Akpınar ve Başak Gürkan gibi kadınların da son bir yılda çeşitli bahanelerle hayatını kaybettiğini söyledi.
Kadınların en çok aile içinde öldürüldüğüne dikkat çeken Eroğlu, “Aile yılı” ilan edip üniversitelerde aile güzellemesi yapanlar, aile arabuluculuğu mekanizmalarını teşvik edenler ve koruyucu önlemleri uygulamayan bakanlıklar eleştirdi. Eroğlu, “Uzaklaştırma kararlarına, elektronik kelepçeye rağmen koruma sağlamayanlar; kadınlar son kez konuşma bahanesiyle öldürülürken sorumluluktan kaçan yetkililer bu cinayetlerin ortağıdır” ifadelerini kullandı.