Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) yürütücülüğünde hayata geçirilen Türkiye’de Demokratik Yerel Yönetişimin Geliştirilmesi İçin Sivil Katılımın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yürütülen “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir” projesinin sonuçları düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
12 ay süren proje kapsamında Eskişehir’in iklim riskleri mahalle bazında analiz edilirken, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların karar alma süreçlerine katılımının artırılması hedeflendi.
“Bu proje bir kapanış değil, başlangıç”
Toplantıda konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, projeyi bir başlangıç olarak gördüklerini vurgulayarak, Eskişehir’in iklim risklerinin artık net biçimde ortaya konulduğunu söyledi. Ataç, kuraklık ve aşırı sıcaklık risklerine dikkat çekerek, hazırlanan politika önerilerinin belediyeler tarafından uygulamaya geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Proje kapsamında Sıcak Sular’da İklim Eylem Merkezi’nin kurulduğunu hatırlatan Ataç, 26 teknik personele eğitim verildiğini ve bu sürecin devam etmesi gerektiğini belirtti.
Ataç: “Kuraklık riski tüm ili kapsayacak noktaya geliyor”
Yapılan analizlerde kuraklık riskinin özellikle İnönü, Sarıcakaya ve Mihalgazi hattında yoğunlaştığını, kötü senaryoda ise tüm Eskişehir’i kapsadığını aktaran Ataç, aşırı sıcaklık riskinde Mahmudiye, Çifteler ve Sarıcakaya’nın ön plana çıktığını söyledi. Bu bölgelerin aynı zamanda madencilik baskısı altında olduğuna dikkat çekti.
Başkan Ataç: “Bu mücadele süreklidir”
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise iklim krizinin dünyanın en önemli sorunlarından biri olduğunu belirterek, Eskişehir’in çevre mücadelesinde geçmişten bugüne önemli bir duruş sergilediğini söyledi. Alpu Ovası’ndaki termik santral sürecini hatırlatan Ataç, madencilik faaliyetlerine karşı mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurguladı. Ataç, yaşanan su kesintilerinin kuraklığın ciddiyetini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.
Kazım Kurt: “Konuşulanlar artık ete kemiğe büründü”
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, iklim krizinin artık soyut bir kavram olmaktan çıktığını belirterek, proje sayesinde somut çözümler üretildiğini söyledi. Katılımcı ve bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmesi halinde sonuç alınacağına inandığını dile getiren Kurt, Odunpazarı Belediyesi olarak sürece katkı sunmaya hazır olduklarını ifade etti.
Süllü: “İklim krizi bir çevre değil, yaşam meselesidir”
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, iklim krizinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığını ve artık bir “iklim adaleti” meselesi haline geldiğini söyledi. Madencilik faaliyetlerinin Eskişehir’in su ve tarım alanlarını tehdit ettiğini belirten Süllü, yerel yönetimlerin bu süreçte hayati bir rol üstlendiğini vurguladı. Süllü, “Altını yiyemeyiz ama susuz yaşayamayız” diyerek su kaynaklarının korunmasının önemine dikkat çekti.
Ünlüce: “Eskişehir şiddetli kuraklık riski altında”
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, projenin kapanış toplantısında konuşarak, hazırlanan raporun Eskişehir’in geleceği için bir yol haritası niteliği taşıdığını söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Eskişehir’in şiddetli kuraklık riski altında olduğunu hatırlatan Ünlüce, 2023 yılında Sarıcakaya’da kırılan sıcaklık rekoruna dikkat çekti. Ünlüce, bu çalışmaları bir “açılış” olarak gördüklerini ve tüm paydaşları sürece dahil etmeye kararlı olduklarını belirtti.
UNDP: “Bu proje örnek model olacak”
UNDP Türkiye Proje Müdürü ve Baş Teknik Danışmanı Neslihan Yumukoğlu Cankara, iklim değişikliğinin artık bir insan hakları ve iklim adaleti meselesi olduğunu ifade ederek, Eskişehir’de yürütülen çalışmanın örnek proje olarak diğer illerle paylaşılacağını söyledi. Cankara, katılımcılığın ve kapsayıcılığın iklim dirençli şehirler için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Seyitgazi’den çarpıcı uyarılar
Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ise ilçede son yıllarda yaşanan orman yangınları, sel felaketleri ve su kaynaklarındaki ciddi azalmaya dikkat çekti. Baraj doluluk oranlarının kritik seviyelere düştüğünü aktaran Tepe, iklim değişikliğiyle mücadelenin yerel yönetimler, sivil toplum ve vatandaş iş birliğiyle mümkün olacağını ifade etti.
