Filonun amacının, İsrail’in Gazze’ye yıllardır uyguladığı ablukanın kırılması ve insani yardımın bölgeye ulaştırılması olduğunu hatırlatan Tabanlı, İsrail’in müdahalesinin hem Uluslararası Deniz Hukuku’na hem de Uluslararası İnsan Hakları Hukuku’na aykırı olduğunu vurguladı.
“Uluslararası sularda her devletin seyir hakkı vardır”
1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine göre uluslararası sularda her devletin seyrüsefer hakkı bulunduğunu ifade eden Tabanlı, bu sözleşmeye göre bayrak devleti dışında hiçbir devletin başka bir devletin gemisine el koyamayacağını hatırlattı.
“Askeri teçhizat taşımayan sivil bir hareket olan Sumud Filosu’na İsrail’in açık sularda yaptığı müdahale uluslararası hukuka aykırıdır” diyen Tabanlı, kara sularında dahi zararsız geçiş hakkı bulunduğunu, İsrail’in bu bölgede kıyı devleti gibi davranma yetkisi olmadığını dile getirdi.
“Orantılılık ilkesi ihlal edilmiştir”
İsrail’in gemilere ağır silahlarla müdahale ettiğini ve kimyasal sular sıktığını belirten Tabanlı, bunun uluslararası insancıl hukukta temel bir prensip olan orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığını ifade etti. Sivil hedeflere yönelik saldırıların, insanların zorla yerlerinden edilmesinin ve insani yardıma erişimin engellenmesinin, Cenevre Sözleşmeleri ile düzenlenen uluslararası insancıl hukuka da aykırı olduğunu vurguladı.
“BM kararları da ablukanın kaldırılmasını talep ediyor”
İsrail’in, evrensel nitelikli uluslararası sözleşmelerin işgal altındaki topraklarda uygulanamayacağını savunarak bu normları işlevsiz hale getirdiğini dile getiren Tabanlı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin birçok kararında insani yardımların engellenmemesi, ablukanın kaldırılması ve sınır kapılarının açılması çağrısında bulunduğunu hatırlattı.
“Kolektif kuvvet kullanımı kararı önemli bir adım olabilir”
Uluslararası toplumun bu ihlallere karşı etkili bir mekanizma oluşturmasının zor ama mümkün olduğunu söyleyen Tabanlı, İsrail’in eylemlerinin meşru müdafaa kapsamına girmediğini ve Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 7. Bölümü çerçevesinde Güvenlik Konseyi aracılığıyla kolektif kuvvet kullanımı kararı alınmasının önemli bir adım olabileceğini ifade etti.
“Sumud Filosu uluslararası toplumu harekete geçirdi”
Sumud Filosu’nun yalnızca insani yardım amacı taşımadığını, aynı zamanda “uyuyan uluslararası toplumu uyandırdığını” belirten Tabanlı, bu girişimin ardından Özgürlük Filosu ve Vicdan Gemisi gibi hareketlerin ortaya çıktığını kaydetti.
Dr. Öğr. Üyesi Figen Tabanlı, “İnsanlık bu utançtan kurtulana kadar benzer hareketlerin devam etmesi ve başarıya ulaşması en büyük temennimizdir” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.