Prof. Dr. Kartal, HIV/AIDS ile mücadelede farkındalığın artırılmasının, önyargıların azaltılmasının ve erken tanının öneminin vurgulandığını belirtti. 2025 yılı itibariyle dünya genelinde yaklaşık 40,8 milyon kişi HIV ile yaşıyor. 2024’te 1,3 milyon yeni enfeksiyon ve yaklaşık 630 AIDS-ilişkili ölüm gerçekleştiğini söyleyen Prof. Dr. Kartal, bu verilerin HIV/AIDS’in hâlâ ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkiye’de ise 1985’ten bu yana bildirilen toplam HIV pozitif vaka sayısının 45.835, AIDS vaka sayısının ise 2.438 olduğunu aktaran Prof. Dr. Kartal, 2024 yılında 1.527 yeni HIV vakası ve 40 yeni AIDS vakası tespit edildiğini kaydetti. Vakaların yaklaşık %81,8’i erkek, %18,2’si kadın ve en çok 25-34 yaş grubunda görüldüğünü söyledi.
Prof. Dr. Kartal, HIV ile yaşayan kişilerin yaklaşık %87’sinin durumunu bilmesine rağmen antiretroviral tedaviye erişimin yalnızca %77 civarında olduğunu ve viral baskılanma oranının daha düşük kaldığını belirtti. Erken tanı ve etkili tedaviler sayesinde HIV yönetilebilir bir durum haline gelmiş olsa da, bu hizmetlere erişimin dünya genelinde eşit olmadığını vurguladı.
Türkiye’de 2019’dan bu yana uygulanan “Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı” kapsamında, insan haklarını gözeterek, hastalığın edinilmesinde rol alan faktörlerle mücadele edildiğini ve her bireyin tanı, tedavi, bakım ve desteğe eşit ulaşımının sağlanmasının amaçlandığını belirten Prof. Dr. Kartal, toplumda damgalanmanın azaltılmasının ve HIV riski taşıyan bireylerin korunma yöntemlerini bilmesinin kritik önemde olduğunu söyledi.
Bu yılın teması “Tüm Şartlarda AIDS ile Mücadele Devam” olarak belirlenmiş olup, toplumun her kesiminin erken tanı, korunma yöntemleri ve eşit sağlık hakkı konularında bilinçlendirilmesi çağrısında bulunuldu.




