Tepebaşı’nda çocuklar matematiği eğlenerek öğreniyor
Tepebaşı’nda çocuklar matematiği eğlenerek öğreniyor
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Meltem Dinleyici’nin açıklaması şöyle: “Dünya Emzirme Haftası, içinde Türkiye'nin de bulunduğu 120’den fazla ülke tarafından her yıl 1-7 Ağustos tarihleri arasında kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı tüm dünyada anne sütüyle beslenmeyi desteklemek ve yaygınlaştırmaktır. Bu hafta yalnız bir farkındalık haftası değildir. Bu yıl emzirme haftası için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ‘Emzirmeye yatırım yapın, geleceğe yatırım yapın’ teması ile aynı zamanda bebeklerin sağlıklı gelişimi, annelerin güçlendirilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi için bir çağrı yapılmıştır. Anne sütü bebeklerin büyümesi ve gelişmesi için gereken tüm besin öğelerini içeren dinamik ve zengin yapısı ile en ideal besindir. DSÖ tüm bebeklerin yaşamın ilk 6 ayında sadece anne sütüyle beslenmelerini ve 6. aydan itibaren ek besinlerle beraber emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesini önermektedir. Anne ile bebek arasındaki emme-emzirme davranışına sadece anne sütü ile beslenme veya karın doyurma gözüyle bakmamak gerekir. Emzirme; anne ile bebek arasında fiziksel ve psikolojik paylaşım sağlayan, anne ve bebeğe de yakın ve uzun vadede yararları kanıtlanmış, iki yönlü özgün bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Anne sütüyle beslenme anne-bebek ve toplum sağlığı için pek çok olumlu katkı sağlamaktadır. Doğumun ilk dakikalarında ten tene temas ile başlayan emzirme, bebek ve anne arasındaki duygusal bağlanmayı desteklemenin yanında, süt salınımını artırarak daha uzun ve etkili bir emzirme süreci sağlamaktadır. Anne sütü özellikle otit, solunum yolu enfeksiyonları, ishali azaltmaktadır. Öte yandan anne sütü zengin içeriği sayesinde sağlıklı bir mikrobiyota oluşturmaktadır. Anne sütü enfeksiyonlardan korumanın yanı sıra alerjik hastalıklar ve astımdan koruyucu etki göstermektedir. Anne sütünün olumlu etkileri çocukluk yıllarında da devam etmektedir. Anne sütü ile beslenme, çocuklarda obezite, diyabet ve çocukluk çağı lösemisinde azalma ile ilişkilidir. Anne sütünün çocukların bilişsel ve davranışsal gelişimi üzerindeki olumlu etkileri giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Ayrıca emzirme anne ve bebeğin daha sakin ve huzurlu hissetmesini sağlamakta, bebeğin uykusunu olumlu etkilemekte, solunum ve dolaşımı düzenlemektedir. Emzirilen bebeklerde ani bebek ölüm riski daha azdır. Emzirme sayesinde anne ve bebek arasında duygusal bağlanma ve güven ilişkisi sağlanır. Emzirmenin, anneler için emzirme dönemi ve sonrasında pek çok faydası olduğu bilinmektedir. Doğumdan hemen sonra emzirme rahmin eski haline dönmesini kolaylaştırır, annenin kanamasını azaltır. Kaygı düzeyleri daha düşük ve postpartum depresyon riskleri daha azdır. Emziren annelerde uzun dönemde meme kanseri, over kanseri ve osteoporoz riskinde belirgin azalma gösterilmiştir. Emzirme aynı zamanda toplum sağlığı ve dünyaya da olumlu etkileri olan evren dostu ve sürdürülebilir bir uygulamadır. Anne sütü; üretimi için enerji, su ve kaynak tüketimi gerektirmez; paketleme, depolama ve taşıma ihtiyacı olmadığı için karbon ayak izi oluşturmaz. Plastik ambalaj, kimyasal atık veya atık su üretmediğinden çevreyi kirletmez. Emzirmeyi desteklemek; gıda güvenliği, halk sağlığı, ekonomi ve çevresel sürdürülebilirlik arasında güçlü bir bağ kurmak anlamına gelir. Sağlıklı bir toplum ve dünya için, emzirme hakkını tüm anne ve bebeklerin kullanabilmesi dileğiyle.”

Kaynak: Bülten