Dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde, Türkiye prömiyerini ise İstanbul Film Festivali’nde yapan O da Bir Şey mi?, 2025 yılı boyunca ulusal festivallerde pek çok ödül kazandı. Film, İstanbul Film Festivali’nde En İyi Senaryo, Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Sanat Yönetmeni ödüllerine layık görüldü.
Filmin merkezinde, Söke Film Festivali’nin konuklarından İstanbullu ünlü yönetmen Levent ile kaldığı otelde kat görevlisi olarak çalışan Aliye’nin kesişen hikâyesi yer alıyor. Levent, Aliye’nin varlığından habersizken, Aliye onu ve filmlerini yakından tanımaktadır. Kendi hikâyesini yeniden yazmak isteyen genç kadın, bu tesadüfî karşılaşmayla birlikte gerçek ile kurgu arasındaki çizgide gidip gelir.
“Anadolu Üniversitesine Dönmek Çok Özel”
Filmin başrol oyuncusu Merve Asya Özgür, gösterim sonrası yaptığı konuşmada Anadolu Üniversitesi mezunu olmanın kendisi için özel bir anlam taşıdığını vurguladı: “Oyunculuk eğitimine başlamadan önce burada Sosyal Bilgiler Öğretmenliği okudum. Bu kampüste sinemayla, tiyatroyla iç içe geçen yılların ardından, bu kez kendi filmimle seyirci karşısına çıkmak çok duygusal bir deneyim.”
“Söylediklerimizden çok söylemediklerimizle ilgileniyorum”
Seyircilerin “dış ses” kullanımıyla ilgili sorusuna yönetmen Pelin Esmer şu sözlerle yanıt verdi: “Başkalarının karakterler adına yaptığı konuşmalara ‘dış ses’ diyebiliriz. Burada bahsedilen konuşmaları ise ben ‘iç ses’ olarak yorumlamayı tercih ediyorum. Karakterlerin kendi kendine söyledikleri şeyleri duymak, izleyicinin onlarla daha derin bir bağ kurmasını sağlıyor. Onların iç dünyasını paylaşmak, sessiz ama güçlü bir etki yaratıyor. Başkalarına söylediklerimizden çok söylemediklerimizle daha çok ilgileniyorum. Bu şekilde karakterleri daha yakından tanıyabileceğimizi düşünüyorum. Ancak bu yaklaşım her filmde farklı bir şekilde ortaya çıkıyor.”
Filmin yapımcısı Kerem Çatay ise filmdeki karakterlerin çok katmanlı yapısına değinerek, izleyicinin filmle kurduğu ilişkiye dikkat çekti: “Her izleyici kendi iç sesini bu filmde bulabiliyor. Gerçekle kurgu arasındaki bu geçiş, sinemanın büyüsünü yeniden hatırlatıyor.”
Filmin adı hakkında ise Esmer, ifadenin Türkçedeki çok katmanlı anlamına vurgu yaptı: “‘O da Bir Şey mi?’ ifadesi Türkçede hem meydan okuma hem de tevazu barındırıyor. Başka bir dile çevrildiğinde aynı çağrışımı bulmak mümkün değil. Bu yüzden filmin Türkçe adını korurken İngilizcede “And the Rest Will Follow” demenin en uygun tercih olacağını düşündük.”
Hayal ve gerçeğin sınırında bir mekân
Mekân tercihiyle ilgili olarak ise yönetmen, filmin çekimlerinin yapıldığı Söke’deki tarihi oteli bir videoda görerek keşfetmesi sürecini şöyle aktardı: “Gerçekle hayâlin sınırında bir yer aradım. Söke’de 1950’lerde yapılmış, bugün hâlâ ayakta olan bu otel, hem mimarisiyle hem geçmişiyle filmin atmosferine birebir uydu. Mekânın kendisi neredeyse bir karakter gibiydi. Söke’de yaşayan birçok insanın bu otelde anıları olduğunu gördüm. Aslında bu duruma şaşırmamızı da sorguluyorum. Sonradan birçok küçük şehir ve kasabada buna benzer yapıların benzer etkiye sahip olduğunu fark ettim.” Otelin alt katında yer alan sinema salonundan da oldukça etkilendiğini anlatan yönetmen, otelin karakterinin filmin senaryosunun şekillenmesine yardımcı olduğunu belirtti.
“Filmde görülen kitaplar belli ki bana bir şey yapmış”
Filmde Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabı ve Sait Faik Abasıyanık’ın eserlerinin görülmesiyle ilgili yorumları merak edilen yönetmen, bu kitapların onun hayatında önemli bir yeri olduğunu onayladı. “Belli ki gördüğünüz kitaplar bana bir şey yapmış. Aynı şekilde bu kitapların filmdeki karakterler üzerinde de benzer bir etkileri olduğunu düşünmek mümkün. Düşüncelerimiz izlediğimiz filmleri oluşturuyor ve belki ben de bu kitaplara bu şekilde selam ediyor olabilirim.”
Filmekimi Eskişehir’de Devam Ediyor
Filmekimi’nin Eskişehir ayağı 19 Ekim’e kadar Sinema Anadolu’da devam edecek. Festival programı kapsamında, dünyanın önde gelen festivallerinde ses getiren yeni filmler Eskişehirli sinemaseverlerle buluşmayı sürdürecek. Programda ayrıca 18 Ekim Cumartesi saat 21.00 seansında gösterilecek “Cam Sehpa” filminin ardından yönetmen Can Evrenol seyirciyle bir söyleşi gerçekleştirecek.