Atlı Dayanıklılık Yarışması tamamlandı
Atlı Dayanıklılık Yarışması tamamlandı
İçeriği Görüntüle


Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Tepebaşı ve Mihalgazi ilçeleri ile Atalan ve Alpagut köylerini, aynı zamanda Sakarya Vadisi’ni tehdit eden Cengiz Holding’in siyanürlü altın madeni projesine karşı mücadeleyi sürdürüyor. Yönetim Kurulu adına konuşan Başkan Dr. Nazan Aksaray, 4 Temmuz 2025’te Ankara’da yapılacak 2. İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında, projeye neden izin verilmemesi gerektiğini bir kez daha dile getireceklerini açıkladı. Dr. Aksaray, 9 Nisan’da yapılan ilk İDK toplantısında Bakanlığın şirketten Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu revize etmesini talep ettiğini, ancak yasal sürenin dolmasını beklemeden, adeta “yangından mal kaçırır gibi” bir revizyonla sürecin yeniden başlatıldığını ifade etti. “Şirketin revize ettiğini iddia ettiği raporu inceledik. Ancak ortada gerçek anlamda bir revizyon yok. Özellikle sağlıkla ilgili bölümler tamamen eksik; neredeyse ‘yok’ denecek kadar az” diyen Aksaray, halk sağlığı açısından kritik verilerin ÇED raporuna dahil edilmediğini vurguladı.

Sağlık verileri bilinçli olarak paylaşılmıyor

Raporda dikkat çeken bir diğer detayın Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü’nün tutumu olduğunu ifade eden Aksaray, “Şirketin 17 Nisan 2025’te Müdürlüğe gönderdiği resmi yazıyla, bölgedeki endemik hastalıklar, ölüm oranları, kanser ve kalp hastalıklarının sayısı gibi verilere ulaşmak istediği; ancak İl Sağlık Müdürlüğü’nün yanıtında kişisel verilerin korunması gerekçesiyle bilgi paylaşımı yapılmadığı belirtildi” dedi. Dr. Aksaray bu yanıtın kamu sağlığını gözeten bir yaklaşım olmadığını savunarak şöyle konuştu: “Oysa talep edilen veriler anonim nitelikte olup, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) aykırılık teşkil etmez. Tersine, bu bilgilerin paylaşılması halk sağlığı açısından zorunluluktur. İl Sağlık Müdürlüğü ya bu verilere sahip değildir, ya da elinde olan verileri paylaşmak istememektedir.”
Bu tutumun Anayasa’nın 56. maddesi ile çeliştiğine dikkat çeken Aksaray, ilgili maddeyi hatırlattı: “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”

"Devlet ciddiyetine aykırı, görev ihmalidir"

İl Sağlık Müdürlüğü’nün cevabının kamu yararını gözetmediğini ve halk sağlığı verilerinin karartıldığını ifade eden Aksaray, yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı: “ÇED raporunda bulunması gereken hayati sağlık verilerinin paylaşılmaması, gelecekte yaşanacak çevre ve sağlık felaketlerinin üstünün örtülmesi anlamına gelir. Bu yaklaşım, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığı gibi görev ihmali ya da görevi kötüye kullanma ihtimalini de akla getiriyor.” Dr. Aksaray, tüm Eskişehir halkını ve demokratik kitle örgütlerini 4 Temmuz’daki toplantıya dikkat kesilmeye ve doğayı, suyu, sağlığı birlikte savunmaya çağırdı.

Kaynak: Özge Zaim