Son dönemde sel felaketlerinin küresel ölçekte en büyük sorunlardan biri haline geldiğini belirten Çelik, “Endonezya, Uzak Doğu ülkeleri, Suudi Arabistan, Kuzey Irak, Kıbrıs, Türkiye ve birçok ülkede sel felaketleri yaşanıyor. Birçok ülke bu afetlerle mücadele ediyor. İnşallah Türkiye’de böyle büyük bir felaketle karşılaşmayız” dedi.
“Bilim ve jeoloji göz ardı ediliyor”
Endonezya’da yaşanan felaketlerin, bilimsel yaklaşımın ve özellikle jeoloji biliminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Çelik, “Özellikle Jakarta bölgesine baktığımızda, yerleşimlerin tamamen bataklık ve dere yatakları üzerine kurulduğunu görüyoruz. Rakım ve zemin etütlerine yeterince dikkat edilmemiş, dere yatakları göz ardı edilmiş” diye konuştu.
“Dere yatakları depremden daha riskli”
Yoğun yağışlarda çok ciddi can kayıplarının yaşanabileceğine dikkat çeken Çelik, dere yataklarının sanılandan çok daha tehlikeli olduğunu belirtti. Çelik, “Muhtemel bir yoğun yağmurda milyonlarca insan hayatını kaybedebilir. Dere yatakları, depremden daha tehlikeli ve daha risklidir. Derelerin zaman içinde zikzak çizerek aktığı bilinmeden bu alanlara şehirler kuruldu. Ancak dere, er ya da geç geçtiği yerden tekrar akacaktır” ifadelerini kullandı.
Çelik, yaşanan sel felaketlerinin, bilimsel planlama yapılmadan gerçekleştirilen yerleşimlerin ne denli büyük tehlikeler barındırdığını açıkça gösterdiğini sözlerine ekledi.
