Işıkhan, bir otelde düzenlenen Türkiye Kamu-Sen'in 33. kuruluş yıl dönümü programında yaptığı konuşmada, programda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, konfederasyonun yeni yaşını tebrik etti.

Sendika ve sivil toplum kuruluşlarını her zaman desteklediklerini ve onlara sahip çıktıklarını belirten Işıkhan, hükümet olarak her zaman ilgili taraflarla istişareyi önceleyen, sosyal diyalog mekanizmalarını hassasiyetle işleten bir yönetim anlayışını benimsediklerini söyledi.

Işıkhan, kamu personel yönetimi alanında en önemli paydaşlarının, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonları olduğunu kaydederek, kamu çalışanlarına sendika kurma hakkının 1995'te anayasa değişikliğiyle tanındığını, ilgili kanunun 2001'de yürürlüğe girmesiyle memur sendikacılığının yasal zemine oturduğunu hatırlattı.

MİT Başkanı Kalın, Bağdat'ta temaslarda bulundu
MİT Başkanı Kalın, Bağdat'ta temaslarda bulundu
İçeriği Görüntüle

Bu tarihten itibaren memurların sendikalaşma oranının hep artan bir seyir izlediğini ifade eden Işıkhan, şöyle konuştu:

"Son 23 yılda kamuda sendikalaşma oranı yüzde 47'lerden yüzde 75'e ulaşmıştır. Sendikalı kamu personeli sayısı 650 binden 2,3 milyona ulaşmıştır. Elbette bu sayıları çok daha yüksek seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Ancak maalesef biliyorsunuz ki Türkiye, kamu sendikacılığı başta olmak üzere sivil inisiyatiflerin çalışma hayatında özgürce temsil edilemediği, emek, alın teri, hak, adalet gibi insanlık için evrensel, bizim içinse kutsal sayılan değerli kavramların hiçe sayıldığı karanlık dönemlerden geçmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde işçimizin, emekçimizin, emeklilerimizin ve devlet memurumuzun sendikal özgürlüğünün dahi sağlanmadığı acziyet halinden, sosyal paydaşlarımızla birlikte kamu personel yönetiminde geçmişin 'çözülemez' denilen, kangren olmuş bütün sorunlarını bir bir çözüme kavuşturduğumuz bugünlere geldik."

"EN DÜŞÜK DEVLET MEMURU AYLIĞINI 43 BİN 726 LİRAYA ÇIKARDIK"

İktidara geldikleri günden beri bir taraftan sorun çözerken bir taraftan da milli gelir artışıyla birlikte bütçeden kamu görevlilerine ayrılan payı yıldan yıla artırdıklarına işaret eden Işıkhan, "İş başına geldiğimizde 392 lira olan en düşük devlet memuru aylığını, 2025 yılı itibarıyla 43 bin 726 liraya çıkardık. Memurumuzu da işçimizi de emeklimizi de öğrencimizi de destekledik ve kimseyi göründüğünden daha geri koymadık, daha iyi imkanlara kavuşturduk. Şüphesiz geldiğimiz noktayı nihai olarak yeterli görmüyoruz. Nasıl bugüne kadar çok daha iyisini sağladıysak, bundan sonra da çok çok daha iyisini vatandaşlarımız için sağlayacağız." dedi.

Işıkhan, bugüne kadar ilgilenilmemiş meseleleri çözüme kavuştururken, en büyük motivasyonlarının sosyal tarafların desteği olduğunu belirterek, ülkenin ve milletin menfaatleri söz konusu olduğunda desteğini esirgemeyen sendika ve sivil toplum kuruluşlarının bu ilerleyişe katkısının çok büyük olduğunu vurguladı.

Geriye dönüp bakıldığında hem mali ve sosyal haklarda hem de sendikal hak ve özgürlükler noktasında birçok devrimi hayata geçirdiklerini anımsatan Işıkhan, "2002 ile 2010 yılları arasında kamu çalışanlarımıza bir derece verilmesini sağladık. Disiplin cezalarını affettik, disiplin kurullarında sendika temsilcisine yer verdik. Aile yardımını ve çocuk yardımını artırdık, engelli yakını olan memura tayin kolaylığı getirdik. Refakat iznini tanıdık, banka promosyonlarını kamu çalışanlarına yönlendirdik. Sözleşmeli personelin sendikalara üye olabilmesi noktasında desteğimizi sürdürdük." diye konuştu.

Kaynak: İHA