1- Eskişehir Teknik Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Sismik İzolatör Test Laboratuvarı nedir, burada ne tür çalışmalar yapılıyor ve sismik izolatör tam olarak ne anlama gelir?
Deprem, zaten artık hepimizin bir gerçeği hâline geldi. Herkes, depremle ilgili daha bilinçli bir hâl aldı. Deprem, bildiğiniz gibi bir yer hareketidir. Yerde bir hareket olduğu zaman, bunun büyük bir kısmı yapılara da aktarılır. Yani yapılar titreşim içerisine girmeye başlar. Bu hareketten sonra bizim için önemli olan, bu titreşimin genliği ya da bu hareketin büyüklüğüdür. Eğer bu büyüklükler çok yüksek seviyelere ulaşırsa, yapılarda önce yapısal olmayan hasarlar oluşur. Bundan kastımız, ayırıcı duvarlar ya da kaplamalar gibi elemanlardır. Daha büyük deformasyonlarda ise, yapısal sistemi oluşturan elemanlarda örneğin kolonlar ya da perde duvarlar gibi taşıyıcı elemanlarda hasar oluşmaya başlar.
Biz bu durumu öngörüyoruz. Zaten yapı tasarımı sürecinde, bu tür hasarlar planlı bir şekilde kabul edilebilir sınırlarda bırakılır. Bizim için önemli olan, bu hasarların kısmi veya tamamen göçmeye yol açmadan insanların deprem sonrasında yapının içerisinden sağ bir şekilde çıkabilmesidir. Biz buna "can güvenliği performans seviyesi" diyoruz. Temel amacımız budur.
Sismik izolasyon kullandığımız zaman ise, sismik izolasyon, temel ile üst yapı arasında görece daha esnek bir malzeme yerleştirmemizi sağlar. Bu sayede, deprem sırasında aşağıdaki titreşim hareketi yapıya çok daha az şekilde aktarılır. Yani deprem enerjisinin çok az bir kısmı üst yapıya geçer. Böylece yapının titreşim genliği ve hızı çok daha düşük olur.
ÇOK KRİTİK BİR İHTİYAÇ
Bu durumun sonucunda, az önce bahsettiğimiz hem yapısal hasarlar hem de yapısal olmayan hasarlar yapıda meydana gelmez. Sismik izolasyonun en büyük farkı da burada ortaya çıkar. Çünkü bu sistemler yalnızca can güvenliği performansını değil, aynı zamanda yapının deprem sonrasında kullanılmaya devam edilebilmesini de sağlar. Bu çok değerlidir. Çünkü deprem sonrasında mutlaka aktif kalması gereken kritik yapılar vardır. Örneğin, hastaneler bu kapsamda yer alır. Yine enerji iletim hatları da önemlidir çünkü enerji, deprem sonrasında çok kritik bir ihtiyaçtır. Haberleşme sistemleri de aynı şekilde. Tüm bu koordinasyonu sağlayacak olan afet koordinasyon merkezleri de bu kapsama girer. Bu merkezlerin operasyonel kalması çok önemlidir. İşte sismik izolasyon, bu tür yapıların depremden sonra da kesintisiz çalışmasını sağlayabilen bir teknolojidir.
Bu sistemi anlatmak için şöyle bir benzetme yapılabilir: Arabaların yolda giderken bir çukura ya da tümseğe girmesi durumunda süspansiyon sistemi sayesinde bu titreşimler yolcuya çok daha az aktarılır. İşte sismik izolatörler de aynı mantıkla çalışır. Deprem sırasındaki hareketin yapıya aktarılmasını önemli ölçüde azaltan yenilikçi bir sistemdir.
SİSTEMLERİN TESTLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Biz burada bu sistemlerin testlerini gerçekleştiriyoruz. Testler de şu nedenle yapılıyor: Bu sistemlerin güvenle kullanılabilmesi gerekir. Bu nedenle tasarımlarında öngörülen bazı parametrik değerler vardır. Biz testleri yaptıktan sonra, bu öngörülen davranışların üretilen cihazlarda gerçekten sağlanıp sağlanmadığını kontrol ediyoruz.
Bir de üretim hataları olma ihtimali her zaman vardır. Veya beklenmeyen bazı anomaliler gelişebilir. Biz test sürecinde bunların var olup olmadığını da gözlemliyoruz. Böylece aslında üretilen cihazların, arzu edilen koşullarda çalışıp çalışmadığını burada test edip onaylamış oluyoruz. Laboratuvarın böyle bir misyonu var.
TEK FAALİYETİMİZ SİSMİK İZOLASYON DEĞİL
Ancak buradaki tek faaliyetimiz yalnızca sismik izolasyon testleri değil. Aynı zamanda araştırma ve geliştirme faaliyetleri de yürütüyoruz. Çünkü bu sistemler sürekli geliştirilmeye açıktır. Sadece yapılar değil, enerji sistemleri de buna dâhil. Biz bu alanlardaki AR-GE çalışmalarına da katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Belki de en önemlisi, geleceğin mühendislerini, geleceğin bilim insanlarını burada yetiştirmeye çalışıyoruz.
Yüksek lisans ve doktora öğrencileri başta olmak üzere, zaman zaman lisans öğrencileri de bizimle birlikte çalışıyor. Sadece Eskişehir Teknik Üniversitesi öğrencileri değil, dışarıdan gelen araştırmacılar da laboratuvarımızdan faydalanıyor. Yani burası aynı zamanda ziyaretçilerin de katkıda bulunduğu açık bir laboratuvar yapısına sahip.
TÜRKİYE'DE TEK DÜNYADA AZ
2- Türkiye’de Eskişehir Teknik Üniversitesi dışında benzer bir sismik izolatör test laboratuvarı bulunuyor mu? Bu sistemin bir binaya uygulanması maliyetleri ne ölçüde etkiliyor? Müteahhitler bu teknolojiden nasıl faydalanabilir ve sizce yalnızca hastanelerde değil, okullar ile diğer kamu binalarında da bu sistemin yaygınlaştırılması gerekli mi?
Hayır, bu kapsamda Türkiye'de tek. Dünyada ve Avrupa'da da sayıları oldukça az. O anlamda vizyoner bir yaklaşımla kurulmuş bir laboratuvar burası. Özellikle hastaneler tarafında, belirli bir yatak kapasitesi varsa ve yapı deprem bölgesinde bulunuyorsa, burada sismik izolasyon kullanılması artık zorunluluk hâline geldi. Dolayısıyla testlere yönelik talebin oluşacağı yıllar önce öngörülmüştü. Bu laboratuvar da o boşluğu doldurmak için kuruldu.
Bu laboratuvar yalnızca Türkiye’ye yönelik değil. Ancak en büyük talep Türkiye içerisinden geliyor. Özellikle Sağlık Bakanlığı neredeyse tüm büyük hastane projeleri için buradan test talebinde bulunuyor. Bazen kapasitemizi aşan boyutta cihazlar geliyor. O zaman bu testler yurt dışına yönlendirilebiliyor. Ancak büyük çoğunluğunu burada test edebiliyoruz.
Bunun dışında, köprülerin ve viyadüklerin testleri de burada yapılmakta. Bu taraftan da talep alıyoruz. Yeni yeni bu alanda da testlere başladık ve bu konuda heyecanlıyız. Ayrıca enerji sunum sistemleri tarafında da testlere başladık. Bununla ilgili birkaç teknik değişiklik yaparak bu testleri de gerçekleştirilebilir hâle getireceğiz. Bu alanda da bir talep var. Hatta Eylül ayında testlerin başlayacağını öngörüyoruz.
YAPI DEPREM SONRASINDA KULLANILABİLİR
Gelenlere şunu söylüyorum genellikle: Binanın tamamını düşündüğümüzde, yani kaba ve ince yapısıyla birlikte, sismik izolasyon uygulamasının maliyete etkisi genellikle yüzde on civarında olur. Bazen bu oran yüzde beşe kadar düşebilir. Yapıya bağlı olarak bu oran değişebiliyor. Ancak yüzde beş ile on arasında bir artış, büyük bir yük değildir.
Buna karşılık çok büyük bir performans kazanımı elde ediliyor. Yani yapı, deprem sonrasında kullanılabilir hâlde kalıyor. Kahramanmaraş depremlerinden sonra gördük ki, yeni yapılan binalar büyük ölçüde can güvenliği performansını sağladı. Ancak çoğu hasar gördü. Hasar görünce yıkılıp tekrar yapılmaları gerekiyor. Bu da ekonomik açıdan çok büyük bir kayıptır.
Sismik izolatörlerle donatılmış yapılar bu tür hasarlardan büyük oranda korunmuş olurdu. Dolayısıyla yüzde onluk bir maliyet artışı, aslında çok küçük bir bedel olurdu. Bu şekilde bakmak gerekir.
MÜTEAHHİTLER NASIL YARARLANABİLİR?
Aslında her müteahhit bu sisteme başvurabilir. Ancak süreç tamamen kontrol altında yürütülmek zorundadır. Çünkü sistem karmaşıktır. Bu nedenle, izolasyon sisteminin üst yapıyla birlikte tasarlanması gerekir. Ayrıca, tüm süreci yönetecek olan bir "tasarım gözetim uzmanı" olmalıdır. Bu uzman, tasarımdan başlayarak üretim, montaj ve test sürecinin tamamını takip eder. Cihazların burada test edilmesi ve yerinde uygulama şartlarının sağlanması gerekir.
BU SİSTEM YAYGINLAŞTIRILMALI MI?
Bazı ülkelerde bu sistemin yalnızca hastanelerde değil, tüm kamu binalarında zorunlu kullanımı var. Örneğin Çin’de. Deprem olduktan sonra insanlar dışarı çıkmak zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle kış şartlarında çok zorlayıcı. Eğer spor salonları, okullar ve kamu binaları sismik izolasyonla yapılırsa, insanlar buralarda güvenle barınabilir. Bu nedenle, yalnızca hastaneler değil, diğer kamu binalarında da bu sistemin yaygınlaştırılması gerekir.
3- Bu laboratuvarın önümüzdeki dönem hedefleri neler? Son olarak eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Önümüzdeki dönemde, laboratuvarın teknik kapasitesini sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Daha büyük cihazları test edebilmek için bazı modifikasyonlar planlıyoruz. Bu alanda uluslararası danışmanlık hizmetleri almaya başladık. Aynı zamanda, laboratuvarımıza uluslararası düzeyde akreditasyon kazandırmak istiyoruz. Bu amaçla başvurulara başladık.
YURT DIŞINDAN TALEPLER GELİYOR
Bu, yurt dışı talepler açısından da çok önemli. Çünkü yurt dışından da bize talepler geliyor. Özellikle Güney Amerika ülkelerinden. Burayı gören herkes şunu söylüyor: “Biz böyle bir laboratuvarın Türkiye'de olduğunu bilmiyorduk.” Bu nedenle tanıtım faaliyetleri ve uluslararası akreditasyonla, yurt dışı test taleplerine de cevap verebilmeyi hedefliyoruz.
Bir diğer önemli başlık ise araştırma ve geliştirme projeleri. Örneğin, sürdürülebilirlik temelli bir projemiz var. Burada, atık olarak değerlendirdiğimiz bazı malzemeleri kullanarak (örneğin eski lastikler) izolatör üretmenin mümkün olup olmadığını araştırıyoruz. Bu proje, Birleşik Krallık merkezli. Bir başka projemiz ise TÜBİTAK destekli. Burada da izolatörlerin gerçek yapı üzerine yerleştirildiğinde gösterdiği davranışı simüle etmeye çalışıyoruz. Yani teorik tasarımla gerçek uygulama arasındaki farkları analiz ediyoruz.
BU SİSTEMLERİN TANINMASI ÇOK ÖNEMLİ
Son olarak bizlere bu fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim. Bu sistemlerin daha fazla kişi tarafından tanınması çok önemli. Hem uygulayıcı olan müteahhitler, hem de kullanıcı olan halk tarafından. Maliyet artışının çok büyük olmadığını söyledik. Eğer müteahhitler bu artışı fiyatlara yansıtmadan uygulayabilirlerse, sistem çok daha hızlı yaygınlaşır. Bu, bir sosyal sorumluluk projesi gibi değerlendirilebilir. Ülkemizde bu sistemi uygulayacak bilgi ve altyapı mevcut. Yaygınlaşması hâlinde, hem can kaybını hem de ekonomik kayıpları ciddi oranda azaltmak mümkündür.