Buz Ateşi
Yalı Park Balo & Davet
Eskişehir
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2439.6
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    62858.72$

Özlem duyduğumuz eski bayramlar

09 Nisan 2024, Salı 09:47

Şöyle hemen yakın geçmişi hatırlayalım… Samimiyetini, hoşgörüsünü ve sıcaklığını aradığımız çocukluğumuzun bayramları için “Nerede o eski bayramlar?” sorusunu sorduğumuz çok olmuştur. Analarımızın eliyle yorgan iğnesi marifetiyle diktiği entarimizi(Gömleği), babamızın aldığı “cizlavat lastik ayakkabıları”  yastığımızın altına koyup bayram sabahını hayal ettiğimiz günlerdeki komşuluğu, dostluğu, kardeşliği, paylaşmayı hep özledik.

 Aslında özlediğimiz “samimiyet, gerçek hoşgörü ve riyasız sevgi ve saygıdan” başka bir şey değildi. Özlem duyduğumuz o günlere öykünürken, dünyayı etkisi altına alan, gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüsün hepimizi evlerimize hapsettiği günlerde, daha yakın geçmişte; ziyaretlerle,  kucaklaşmalarla, baklavalarıyla, şekerleriyle, ikramlarıyla kutladığımız kentleşmiş bayramlaşma geleneklerimizi bile özler hale geldik. “Candan bayramlaşmalar” yerini ne yazık ki “camdan bayramlaşmalara” bıraktı. İnsanların arasına sosyal medya ve android telefon görünümlü bilgisayarlar girdi.  Dedelerin, babaanne ve anneannelerin, baba ve annelerin çocuklarıyla aralarına ne yazık ki “yapay zeka” dediğimiz köprüler girdi… Bir bayram harçlığı, bir kolonya, ya da küçük bir tabakta her kapıda ikram dilen birkaç dilim baklava, yaprak sarmasının yerini cep telefonlarında yer alan emojiler girdi. İftar sofralarındaki sıcacık bir tas çorba ikramıyla paylaşılan samimiyetlerin yerini ramazan kolileri aldı. Biz eski bayramlara özlemimizi anlatmaya çalışırken burun kıvırdığımız dedelerin torunlarına harçlık verdiği, yanaklarından öptüğü, torunların büyüklerin ellerini öpüp aldıkları harçlıklarla mutlu olduğu bayramları bile özleyeceğiz bu gidişle…

Elektriğin olmadığı, hocaların cami minaresine çıkıp avazlarının çıktığı kadar yüksek sesle okudukları ezanların ardından köy meydanından sokaklara dağılarak “ezan okundu çorba döküldü” nidalarıyla evlerine koşan çocuklar idik. O kerpiç evlerin pencerelerinden tüten buram buram tarhana kokularına duyduğu özlem gibi kentli bayramlaşmalarına da özlem duyacağız galiba… Bağırırdık sokaklarda, “hasta çorbası tasta” diye… O çocuksu mutluluk hiçbir şeye değişilmez sanırdık. Ya davulun olmadığı yerde teneke çalarak insanları sahura kaldırmak için maniler söyleyip gezen köy kahyalarını ne yapacağız…

Neler anlatıyorum değil mi? Bugünkü kuşakların yukarıda tarifini etmeye çalıştığım günlerin terimlerini (tanımlamalarını) bile bilmediğini unutarak nerelere dalıp gittik yine. Kendi dünyamızda bambaşka bayramlar tarif ettik yine… Anlaşılmasak da, anlaşılamasak da biz zihnimizin derinliklerindeki özlemi dile getirdik… Bir ara yakın dostum şöyle demişti, “Her açılan yeni bir kreş aslında gelecek adına temelini attığımız bir huzurevidir.” Biz bugün aradığımız samimiyeti, hoşgörü ve sıcak bayramları modern hayatın getirdiği ağır şartların gereği olarak başka bir dünyaya evirilmesine yol açan yolun kilometre taşlarını kendi ellerimizle döşedik. Aslında kendi özlemlerimizi yine kendi ellerimizle inşa ettik.

Dileğimiz odur ki… Bırakın özlemle andığımız  “eski bayramları”  o çok da modernleşmiş kentli bayramı olarak isimlendirdiğimiz “yeni bayramlara” kavuşmayı nasip etsin… Şimdiden yeni bayramlara kavuşmak ümidiyle hepinize, “camdan görüşmeli, emoji dolu” bayramlar diliyorum… Sağlıkla yine de acıların, zulümlerin son bulduğu mutlulukla bugünleri bile aramayacağımız nice bayramlara…

Yorumlar

  • yorum avatar
    Şevket Bingöl
    09-04-2024 15:37

    Ramazan bayramınız mübarek olsun nice bayramlara sağlıkla huzurla erişmenizi diliyorum selamlar saygılar.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.