Toplantıda ayrıca partiye katılan yeni vatandaşlara rozet takıldı. Terzioğlu, güvenlik birimleriyle temasta bulunan çocuk sayısındaki artışın “sosyal devlet mekanizmalarının zayıfladığının açık göstergesi” olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “2017-2021 yılları arasında 2 milyon 393 bin çocuk çeşitli nedenlerle güvenlik birimleriyle karşı karşıya kalmıştır. Güncel veriler ise her gün 1300 çocuğun adli süreçlere dahil olduğunu gösteriyor. Ekonomik kriz, derinleşen yoksulluk, aile içi şiddet, göç ve eğitim sistemindeki çözülme; çocukları suça sürükleyen temel etkenler haline geldi.”
ÇOCUK YOKSULLUĞU OECD ORTALAMASININ 2 KATI
Çocuk yoksulluğunun Türkiye’de ciddi seviyelere ulaştığını vurgulayan Terzioğlu, “Çocuk yoksulluğu oranı yüzde 34,6’ya yükselmiş durumda. Bu oran OECD ortalamasının iki katı. Her dört çocuktan biri yetersiz beslenme riski altında. Yaklaşık 700 bin çocuk aile gelirine katkı sağlamak zorunda kalıyor. Bu tablo, çocukların hayatta kalma mücadelesi nedeniyle suça daha fazla temas eder hale geldiğini ortaya koyuyor” dedi.

YARGI CEZALANDIRICI POLİTİKAYA KAYDI
Yargı kararlarında son yıllarda belirgin bir değişim yaşandığını söyleyen Terzioğlu, beraat oranlarının düşmesi ve hapis ile denetimli serbestlik kararlarındaki artışın, sistemi çocukları rehabilite etmekten uzaklaştırdığını ifade etti: “Çocuğun üstün yararı ilkesi çoğu zaman göz ardı ediliyor. Cezalandırıcı yaklaşım, toplumsal eşitsizliği ve suç döngüsünü büyütüyor.”

TOPLUMSAL EŞİTLİK VE İNSAN HAKLARI SORUNU
Türkiye’de ortaya çıkan tablonun artık sadece güvenlik değil, derin bir sosyal devlet sorunu olduğunu vurgulayan Terzioğlu, kimsenin bu meseleye kayıtsız kalamayacağını söyledi: “Bu, siyaset üstü bir meseledir. Suça sürüklenen çocuklar sistemin mağdurudur. Gecikmeden harekete geçmek gerekiyor.”
Terzioğlu, sözlerini “Bu gidişatı durdurmak güçlü bir sosyal devlet anlayışı, çocuk merkezli politikalar ve uzun vadeli reformlarla mümkündür” diyerek tamamladı.




