Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, projenin Sakarya Havzası için ciddi riskler barındırdığını belirterek, “Planlama sürecinde yapılan ‘doğal dengenin bozulmasına yol açacak’ düzenlemelerin şehircilik ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır. Sakarya Nehrimiz, Türkiye’nin en önemli dört ana akarsu sisteminden biridir. Patlatma, kazı ve galeri açılması gibi faaliyetler yüzey ve yer altı su kaynaklarını doğrudan etkileyecek, su kaybına neden olacaktır. Bu durum yalnızca çevresel değil; geçimini tarımla sağlayan halkı da ekonomik açıdan zorlayacaktır” dedi. Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru ise, maden projesinin biyolojik çeşitliliğe vereceği zarara dikkat çekti. Kumru, “Alpagut-Atalan altın-gümüş madeni projesi, önemli biyolojik koridorların tam ortasında yer almaktadır. ÇED raporunda belirtilen verilere göre 14 bin 22 ağaç kesilecektir. Ancak faaliyetlerin orman varlığı, canlı yaşamı ve tarımsal üretim üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla ortaya konmamıştır” ifadelerini kullandı.
ÇED süreci sonlanmalı
Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi Başkanı Canan Adılım da Anayasa’nın 56. maddesini hatırlatarak, “Herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır. Maden projesiyle birlikte verimli tarım arazilerimiz geri dönüşü imkânsız bir şekilde kimyasal kirliliğe maruz kalacak, ekolojik bütünlük ve gıda güvenliği tehdit altına girecektir” şeklinde konuştu. Konsey başkanları, Eskişehir halkının talepleri doğrultusunda ÇED sürecinin sonlandırılması gerektiğini vurgularken, Bakanlık tarafından “ÇED Olumsuz” kararı verilmesinin şehir halkını memnun edeceğini dile getirdi.