1- Harun Tarhan Yeni Görevine Atandı

Harun Tarhan, eğitim camiasındaki başarılı kariyerine yeni bir adım daha ekledi. 2009-2016 yılları arasında Ali Güven Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Tarhan, 2016-2025 yılları arasında aynı okulda Okul Müdürü olarak hizmet verdi.

Temmuz 2025 itibarıyla Harun Tarhan, Devlet Malzeme Ofisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine Okul Müdürü olarak atanmıştır.

Eğitim alanındaki tecrübesiyle tanınan Tarhan’ın yeni görevinde de başarılı çalışmalara imza atması bekleniyor.

00E6F11E D353 4024 99Ec A3558E0794E8

16F12C1C 4E86 4604 Becf 25B0Ae9F7233

2-Karaçayır Köyü'nde Geleneksel Şenlik Coşkusu

Bozüyük'e bağlı Karaçayır Köyü'nde düzenlenen geleneksel köy şenliği, yoğun katılım ve coşkuyla gerçekleşti. Yıllardır süregelen dostlukların tazelendiği etkinlikte katılımcılar keyifli anlar yaşadı.

Köyün doğal güzellikleri eşliğinde gerçekleşen şenliğe çevre köylerden de yoğun ilgi vardı. Etkinliğe Karaçayır Köyü Dernek Başkanı Mustafa Yılmaz ve Köy Muhtarı Hayrettin Yılmaz ev sahipliği yaptı.

Programda Eskişehir ve Bozüyük Kuzey Kafkas Derneklerinin sergilediği Kafkas halk oyunları büyük beğeni toplarken, müzik ve yöresel ikramlar şenlik havasını pekiştirdi.

Katılımcılar birlik ve beraberlik mesajları vererek, organizasyonun geleneksel hale gelerek her yıl büyümesini temenni etti.

C91B0B6A 9660 4Ffb 953C 6E41563E4893

E1702348 Bf68 4029 97D1 36D705Bed731

3-ZOR MU KÖTÜ, KOLAY MI İYİ ?

Bugünlerde sorgular oldum.

Zor olduğunu değerlendirdiğim bir çok konunun aslında sağlığımızı nedenli koruduğunu, kolay ve konforlu olduğunu düşünüp tercih ettiğimiz, hatta üzerine bir dünya para ödediğimiz çok sayıda eşyanın, malzemenin, hizmetin hayatımızı çok daha kolay ve konforlu hale getirirken kas ve kemik, hatta mücadele gücümüzü zayıflattığını bir çok sevdiğim insanda görür oldum.

Üretkenliğinizin, enerjinizin ve hiç bitmeyeceğini düşündüğünüz işlerinizin en yoğun olduğu, yirmi dört saatin az geldiği yıllarda insan bunları algılayamıyormuş. İşlerini yetiştirmek için asansör beklemeyi zaman kaybı olarak görüp, merdivenleri koşarak çıktığı , yürümek yerine koştuğunun ayırtında dahi olmadığı yıllarda göremiyormuş nasıl bir geleceğe yürüdüğünü. 'Yavaş yürü peşinden atlı mı kovalıyor" diyenleri anlayamıyormuş. Ta ki yıllar geçip te dostlarıyla sevdikleriyle yeniden bir araya gelene kadar. Seksenini deviren sevdiklerinizin hala zeytin ağaçlarına çıkabildiğini görmek, her ne kadar işitme ve duyma kusurları olsa da berrak bir hafıza ve parlayan gözlerle ettikleri tatlı sohbetlere eşlik etmek ne nedenli mutluluk verici ve rahatlatıcı ise, ayaklarındaki şişlikler ve denge sorunları nedeniyle evlerinden dışarı çıkamayan, ihtiyaçlarını karşılayamayanları görmek de o denli üzücü.

Onların geçmiş yaşantılarına bakınca çoğunluğu açık havada yürütülen fiziksel performansı yüksek, yorucu ve yıpratıcı mücadeleler görüyorum. Üretkenlik ve emekle yoğrulan, doğanın kurallarına kulak verilen, hatta onunla sohbet edilen, varlığına sığınılan, doğanın içinde huzur bulunan yaşam öyküleri görüyorum. Gençlik yıllarındaki yaşam şekillerinin onlara bu denli konforlu hayat enerjisi taşıyan bir yaşlılık sunacağını biliyorlar mıydı acaba.

Evlatlarını sevdiklerini pamuklara saran, "ah çok yoruldum Yavrucum. Gel otur biraz" diyen sevgili dostlarım. Lütfen yapmayın! Sevgi bu değil. Bırakın sevdiklerinizi. Koşsunlar, markete pazara ekmek almaya çöp atmaya kendileri gitsinler. Bir, iki, üç... Gençken güçlerinin yettiği kadar, kaç işte birden çalışabiliyorlarsa çalışsınlar. Yorulsunlar. Başlarını yastığa koyar koymaz yorgunluktan uyuya kalsınlar. Üzerlerine güneş doğmadan erkenden güne başlasınlar. En önemlisi bununla çok ama çok gurur duysunlar. Çok çalıştıkları, çok yoruldukları için çok mutlu olsunlar.

Bir gün olsun üzerine güneş doğdurmamış, kimi zaman iki, kimi zaman üç işte birden çalışmış bu sekseni doksanı aşmış halen eli ayağı tutan, tüm işlerini kendisi yapabilen bununla da kalmayıp çevresindeki tüm dostlarına da ürettikleriyle, kazancıyla destek olan bu güzel insanları görünce gurur duyuyorum. Umutlanıyorum.

Gelecekte kendisine işleyen eller ayaklar hediye etmek isteyen tüm sevdiklerinizi lütfen özgür bırakın. Kendi işlerini kendileri görsünler ve güçlü kalsınlar.

Bizlere de onların hayatlarını sevgiyle, varlığımızla, ilgimizle kolaylaştırmak ve bunun gururunu yaşamak kalsın.

Dilek Özfidan

489D037E D235 4D3C B1C1 Ddc7819B67C7

4-Işıklar Mahallesi'nde Aşure Günü Buluşması

Tepebaşı ilçesine bağlı Işıklar Mahallesi'nde, Mahalle Muhtarı Nurgül Laçin’in öncülüğünde Muharrem Ayı dolayısıyla anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Laçin, sevgi ve yardımlaşmayı mahallede pekiştirmek amacıyla Aşure Günü etkinliği organize ederek mahalle sakinlerini bir araya getirdi.

Etkinlikte komşularla bir arada olmanın önemine vurgu yapan Nurgül Laçin, "Eskiden olduğu gibi komşularımızla birlikte olmalı, birlik ve beraberliğimizi sürdürmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Aşurenin paylaşılmasıyla sıcak bir atmosferin oluştuğu etkinlik, mahalle halkı tarafından büyük ilgi gördü. Katılımcılar, geleneksel değerlerin yaşatıldığı bu tür etkinliklerin devam etmesini temenni etti.

Cca307Cc Cb97 4Ddf A486 1C574Fe4E2D7

10361C1E Aa61 47Fc A825 9933D07Ac7D5

5- RİVAYET

Rivayet olanda, âşkla ağlarsın
Asırlar delinir, gönle bağlarsın
Dağlar dile gelir, candan anarsın
Açarda iki gül, çalı olmaya aşk
Ferhat ile Şirin, aşkla hikâye..

FERHAT ile ŞİRİN

Yiğit bir delikanlı, hünerli nakkaş
Fırçası elinde, süslenir bir aşk
Görmüşte bir çift göz, söz dinlemez baş
Şirine divane , çalmıya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye

Şirin dilde destan, pek de güzeldir
Nicesi peşinde, sevda çekendir
Sultan Mehmene'de, gizli sevdadır
Kalbi çalı diken, solmaya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye

Duyulmuş aşkları, nice diyardan
Kara sevda salmış ,Ferhat, Şirin'den
Duvarlara çizmiş, nakkaş aşkından
Gönle dolmuş sevda, çelmeye bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Ferhat Allah emri, , ister Şirin'i
Sultan Banu haset, vermez Şirin'i
"Şartım var Ferhat", git al Şirin'i
Vermiş zora emir, olmaya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Ferhat kara sevda, kabul eder şart
Söyle Sultan hatun, kabul bu, dert
"Dağdan akan suyu, al getir, bent
Ferhat alır emri,kalmaya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Ferhat çıktı dağa, kürek kazmayla
Vurmuşta vurmuş taş, varmış mevlayla,
Ferhat, Şirin için ,"su ver, dağ hakla
Gözden aşkın teri, silmeye bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Günlerce dağ taşla, kırdı kayalar
Şirin, aşkla bekler, Ferhat paralar
Ferhat, yağız yiğit, bilmez yaralar
Hasret olmuş dağı, ,gülmeye bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Ferhat dağı delmis, akıtmış suyu
Artık kavuşmak an, doludur kuyu
Banu sultan duyar, delirir huyu
"Şirin ölmüş bilsin", olmaya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Şirin öldü diye, varmış kötü cadı
"Helvayla ağlanır, Şirin öldü hadi,
Duyunca Ferhat'ım, külüngü attı
Altına tutup başı, ölmeye bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Varmışlar Şirine ,öldü Ferhat"ın
Şirin'de dururmu ,koşmuş dağ atım
Ferhatı görünce, gül olmaz tadım
Atmış dağdan Şirin, bulmaya bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Ferhat ile Şirin, buluşur gökte
Bilmezler ayrılık, sarılır nerde
Kötüler neylese, ayrılmaz serde
Sevgiyle yaşarlar, ölmeye bir aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Amasya illeri,,gezinir sevdalar
Gülleri açarda, duyulur âşklar
Ferhat ile Şirin, dağlara nakkaş
Gül gonca eyleye, ,solmaya aşk
Ferhat ile Şirin, âşkla hikâye.

Eskişehir’de binlerce kişi Gazze için yürüdü
Eskişehir’de binlerce kişi Gazze için yürüdü
İçeriği Görüntüle

Yurdanur İŞLEYEN

Yurdanur-1

Kaynak: İlksen AKKAN