Kazım Kurt’un net birisi olduğunu ifade eden Başkan Talat Yalaz, “Onun söylediklerini farklı şekilde yorumlama lüksümüz hiçbirimizin yoktur. Yarım asırlık bir siyasi deneyimi vardır. O deneyimden de zaman zaman yararlanmışımdır. 2 yıllık görev sürem boyunca Kazım Kut’la en ufak bir gerilimim dahi olmadı. Biz işimizi yaptık, o da daha önce yaptığı açıklamalarda başarılı bir il başkanlığı yürüttüğümüzü her fırsatta dile getirdi. Gerek yüzümüze gerek basına karşı, en son bir gazeteye verdiği demeçte de birkaç gün önce, mevcutların daha ön planda olduğunu düşündüğünü ve başarılı bir süreç geçirdiğimizi açıkça ifade etti. Ama siyasette, yarım asırdır aktif olan, deneyimli birinden, takvim açıklandığı anda “Benim adayım budur” demesini zaten beklemiyoruz. Dediğim gibi, parti için doğru olanı yapacaklardır. Kazım Başkan da demeçlerinde bunu ifade etmektedir. Ben bu noktada herhangi bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum” dedi.
Yalaz, şöyle devam etti:
“ Aday olmak da, destek vermek de bu partide özgürce kullanılabilir. Cumhuriyet Halk Partisi'nde kongreler hem çekişmeli hem de bir demokrasi şöleni havasında geçer. Türkiye’de bunu yapan tek parti de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu anlamda herhangi bir adayın çıkması benim için bir sorun değil, tam tersine memnuniyet vericidir. Çünkü örgütümüz tercihini alternatifler üzerinden yapacaktır ve ben bunda bir sakınca görmem. 2 yıldır il başkanlığı görevindeyim. Bu süre zarfında ne yaptıysak örgütün gözü önünde yaptık. Örgütle sürekli temas halinde olduk, halkla iç içe olduk. Kazım Başkan’ın da bir programda söylediği gibi, Eskişehir’de AKP’yi tabiri caizse bitirdik. Bugün şehrin %97’si Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından yönetiliyor. Yerel seçim rekorunu hep birlikte, belediye başkanlarımızla, örgütümüzle kırdık. Bugün AKP’nin yönettiği belediyelerin toplam nüfusu 30 bini bile bulmuyor. Bu başarı sadece benim değil, tüm örgütümüzündür. Belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, mahalle sorumlularımız, ilçe başkanlarımız ve üyelerimiz bu başarının birer parçasıdır. Eskişehir’de ciddi bir birlik ve bütünlük sağlanmıştır. Bu bütünlük, yerel seçimlerdeki başarının anahtarı olmuştur. Bu başarıda benim de payım vardır. Bu konuda tevazu göstermeyeceğim ama tabii ki bu sadece benim başarım değildir. Belediye başkanlarımızın olgunluğu, örgütümüzün kararlılığı ve net duruşu bu başarıyı beraberinde getirmiştir. Adaylık süreci başlamıştır. Örgütün tüm bileşenlerinden destek bekliyorum. Destek verecek herkese de kapım açıktır. Kazım Kurt Başkan da süreçte değerlendirmesini yapacaktır. Eğer il başkanlığımda beni başarılı buluyorsa destekleyecektir; başka birini daha uygun görüyorsa onu destekleyebilir. Bu konuda hiçbir sorun görmem. Benim için önemli olan birlik ve bütünlüktür. Bu koltuk kişisel mesele yapılacak bir konu değildir. Tekrar aday olmamın sebebi de örgütten gelen güçlü taleptir. Bugün örgüt net bir şekilde arkamdadır. Örneğin dün Vişnelik mahallesinde bir toplantı yapılmış. Oradaki üyeler "Biz Talat Yalaz’ın il başkanlığını destekliyoruz" demiş. Bunları duydukça gururlanıyoruz. Örgütün desteğini sonuna kadar hissediyorum. Görev sürem boyunca belediye başkanlarımızın, milletvekillerimizin desteğini her zaman yanımda hissettim. Ben kafamda tasarladığım şekilde bir il başkanlığı yürüttüm. Bunu Kazım Kurt Başkan da süreci açıkça ifade ediyor. Elbette yarın ne olacağını bilemeyiz. Siyasette kişisel değil, ekip olarak düşünmek gerekir. Bu yüzden Kazım Başkan’ın sözlerini farklı şekilde yorumlamak gibi bir yola hiçbir zaman girmedim, görev sürem boyunca da buna dikkat ettim. Ortaya koyduğumuz il başkanlığı tarzı ve stratejisiyle kendimizi örgütün takdirine sunuyoruz. Takdir örgütündür ve alınan karar ne olursa olsun başımızın üstündedir. Bazı açıklamalarda belediye başkanlarının sürece müdahil olduğu iddiası var. Bu iddiayı kesinlikle kabul etmiyorum. Neden belediye başkanlarını örgütten ayrı düşünelim? Belediyeler, iktidara giden yolda en önemli kilit taşlarından biridir. Eğer “Belediyeler sadece hizmet yapsın, örgüte karışmasın” dersek, bu Tayyip Erdoğan’ın söylediğiyle aynı olur. Burada bir tahakküm olduğu yönündeki yorumlara da katılmıyorum. 2 yıldır il başkanıyım, seçim tarihinde 2 yıl 1 aylık görev sürem olacak. Açıkça söylüyorum: Bu sürede hiçbir belediye başkanı işime karışmamıştır. Kararları ben aldım, örgüt çalışmalarını ben planladım. Belediye başkanlarımız da her zaman destek verdiler. Görüşlerini sunduklarında çoğu zaman “Sen ne yapacağını bilirsin, sana güveniyoruz” dediler. Dolayısıyla örgüt bir tahakküm hissetmemiştir. Bu, görev süremde hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Bundan sonra da belediye başkanları, örgütün bir bileşeni olarak görüşlerini elbette dile getireceklerdir. İl veya ilçe başkanlığı için destekledikleri adayları ifade edebilirler, bu doğaldır. Bunu tahakküm gibi göstermek ise üyelerimize ve delegelerimize hakarettir. Bunu kesinlikle reddediyorum. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eskişehir örgütünün açık desteğiyle aday oluyorum. Bu desteği de sonuna kadar hissediyorum. Örgütte “Talat’ın karşılığı yok” ya da “Talat’ı desteklemiyoruz” diyen tek bir partiliyle bile karşılaşmadım. Muhalif olarak bilinen kişilerden dahi böyle bir söz duymadım. Bu nedenle örgütün bütün bileşenlerinin desteğini istiyorum. Mesele budur."