Nasıl karar verdiniz aday olmaya?
Sonuçta mevcut il başkanıyım ve örgütle iç içe bir çalışma yürütüyorum. Bu nedenle örgütün talepleri, beklentileri benim için çok kıymetli. Aslında kongre süreci resmi olarak açıklanmadan önce bile bu konu örgüt içinde konuşulmaya başlanmıştı. O süreçte örgütümüzden çok net bir talep geldi: Aday olmam yönünde.
Örgütün bu güçlü çağrısı ve isteği üzerine yeniden aday olmaya karar verdim. İl başkanlığı görevimi severek ve büyük bir özveriyle yapıyorum. Bu süreçte örgütümüzden gelen destek ve güven, benim için çok kıymetliydi. Bu nedenle, hem örgütün talebi hem de kendi isteğim doğrultusunda bu yola bir kez daha çıkmaya karar verdim.
“BASKI DEĞİL EKİP RUHU VAR”
Odunpazarı ilçesinde şu anda altı aday var bildiğim kadarıyla. Bir yandan bazı tepkiler de oluştu; örneğin, belediyelerin mevcut adayın arkasında durduğu yönünde. Diğer adaylar bu süreçte yalnızlaştırılıyor mu?
Odunpazarı’nda 11.200 civarında üyemiz var. Buna karşılık belediye personel sayısı 400’ün biraz üzerinde. Dolayısıyla, belediyenin üyeler üzerinde seçime müdahale edecek belirleyici bir sayısal etkisi olduğunu söylemek mümkün değil.
Ancak şunu unutmamak gerekir: Belediye başkanları sadece kamu yöneticisi değil, aynı zamanda siyasetçidir. Bir siyasi partinin adayı olarak seçilmiş, siyasi bir süreçten geçmiş ve bu sürecin içinde hizmet üretmektedirler. Bu nedenle belediye başkanlarının performansını olumlu bulan, liderlik tarzını benimseyen bir örgüt yapısının oluşması gayet doğaldır.
Burada asıl söz konusu olan bir baskı değil; daha çok bir ekip ruhu ve siyasi yakınlık diyebiliriz. Bu da siyasetin doğasında vardır. Önemli olan, bu süreçlerin demokratik bir ortamda, saygı çerçevesinde ilerlemesidir.
“ELEŞTİRİLERİ YERSİZ VE SÜRECE ZARAR VERİCİ BULUYORUM”
Bu durum küskünlük yaratmaz mı sizce?
Cumhuriyet Halk Partisi, bu anlamda üyelerine gerçek anlamda söz hakkı tanıyan, Türkiye’deki belki de tek siyasi partidir. Açık konuşmak gerekirse, AKP’de il veya ilçe başkanları yukarıdan gelen talimatlarla belirlenir; üyelerin iradesi sürece yansımaz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi, mevcut genel başkanını bile değiştirebilecek kadar demokratik olgunluğa sahip bir partidir.
Bu bağlamda yapılan eleştirileri yersiz ve sürece zarar verici buluyorum. Çünkü burada herkes kendi iradesiyle, özgürce sandığa gidiyor. Bu süreci bir baskı değil, gönül birlikteliği olarak okumak lazım. Dolayısıyla bu durum küskünlüğe yol açmamalı. Aksine, demokratik haklarını kullanan partililerimizin, çıkan sonuca saygı göstermesi gerekir.
“ODUNPAZARI’NDA MAVİ LİSTEYİ, RAHMİ ÇINAR’I DESTEKLİYORUM”
Peki, Odunpazarı'nda desteklediğiniz ilçe başkan adayı kim?
Ben bu süreci bir ekip çalışması olarak görüyorum. İl başkanlığına aday bir kişi olarak karşımda demokratik hakkını kullanan değerli yol arkadaşlarım var. Hepsi partimizin emektarları, mücadele arkadaşlarımız. Benimle birlikte aynı yolda yürüyen kadrolarla, doğal olarak bir ekip olarak hareket ediyoruz.
Odunpazarı’nda da Rahmi Başkan’ı ve mavi listeyi destekliyorum. Neden destekliyorum? Çünkü kamuoyunda yanlış bir algı oluştu; sanki Rahmi Başkan’la şahsi bir sıkıntım varmış gibi gösteriliyor. Bu doğru değil. Kendisini şahsi olarak hiçbir zaman hedef almadım. Geçmişte bir danışma kurulu toplantısında bazı parti icraatlarıyla ilgili eleştirilerim olmuştu, bu da basına yansıdı. Ancak sonrasında oturduk, görüştük ve tüm sorunları olgunlukla çözdük.
Rahmi Başkan kendisine verilen görevleri layıkıyla yerine getiriyor. Bu nedenle gönül rahatlığıyla desteklediğimi açıkça ifade etmek isterim.
“İSİMLERİ DEĞİŞTİRMEKLE DEĞİŞİM SAĞLANMAZ”
“Değişim” söylemi bu kadar öne çıkarken neden Rahmi Çınar değiştirilmedi?
Değişimi sadece kişilerin değiştirilmesi olarak görmek bana göre doğru bir yaklaşım değil. Eğer değişimden kasıt bu ise, benim benimsediğim değişim modeline kesinlikle uygun değildir. Cumhuriyet Halk Partisi, üye sayısı artsa da, seçimlerde başarılı olsa da örgütlenme anlamında bazı yapısal sorunlar yaşamaktadır.
Benim anladığım değişim; partiyi iktidara taşıyacak vizyonu ve örgütsel gücü ortaya koymaktır. Günün, çağın ve iktidar olmanın gereklerine uygun bir yapı oluşturmak esas olandır. Sadece isimleri değiştirmekle değişim sağlanmaz. Bu yüzden Rahmi Başkan’ı desteklemem, bir geriye dönüş değil; daha güçlü bir yapı inşa etme niyetidir.
“ÇOK ADAYLI YARIŞLAR PARTİYİ GÜÇLENDİRİR”
Sürpriz bir üçüncü aday çıkarsa sizce tablo nasıl olur?
Tüzüğümüze göre 60 imza toplayan herkes il başkanlığına aday olabilir. Doğal delegelerle birlikte bu sayı 63-64'e denk gelir. Bu imzayı toplayan herkesin aday olması en doğal demokratik hakkıdır. Ben bu konuda çok netim: İl başkanlığına adayım ve örgütün desteğiyle bu imza sayısına ulaşabileceğime inanıyorum.
Hiçbir zaman “tek adayla kongreye gidilmeli” gibi bir düşüncem olmadı. Aksine, çok adaylı yarışlar partimizi daha da güçlendirir.
“KAYBEDECEĞİMİ DÜŞÜNMÜYORUM”
Hiç “Kaybedebilirim” diye düşündünüz mü?
Bu bir seçimdir; kimsenin iradesi ya da oyu ipotek altında değildir. Ancak kaybedeceğimi düşünmüyorum. Çünkü örgütün vicdanının ve desteğinin benim yanımda olduğunu net bir şekilde hissediyorum. Yine de, bir seçim yapılmadan önce sonuç üzerinden konuşmayı partimizin kültürüne uygun bulmam.
“BİRİ PARTİDEN AYRILDIĞINDA BU BİZİ SARSMAZ”
Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesi Eskişehir’de de yaşanır mı?
Eskişehir’de böyle bir şeyin yaşanması kesinlikle söz konusu bile olamaz. Rüzgâr kayadan sadece toz alır. Biri partiden ayrıldığında bu bizi sarsmaz. Aydın halkı, mitinglerde topuklu efeye gereken cevabı verdi zaten.
Eskişehir’deki belediye başkanlarımızın hiçbirinde böyle bir eğilim yok. Bu tür iddiaları ciddiye almam, muhatap da olmam. Bizim belediye başkanlarımız partimize ve ideallerine bağlıdır.
“NEZAKET AÇISINDAN UYGUN DEĞİLDİ”
Kurtuluş Pazaryeri’nde Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hikmet Çelik bazı eleştirilerde bulundu, CHP’lilerin sessiz kaldığı söylendi. Ne düşünüyorsunuz?
O açıklama, nezaket açısından da, açılışın ruhuna da uygun değildi. Kendisi artık bir bürokrat kimliğinden çok siyasi söylemleriyle öne çıkıyor. Eğer siyaset yapmak istiyorsa, istifa eder, çıkar siyaset sahnesine ve hodri meydan der.
Kazım Başkan’a yönelttiği eleştirileri son derece haksız buluyorum. Eğer bir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü, usule uygun işlem yapamıyorsa, kusuru kendisinde aramalıdır. Burası kimsenin babasının çiftliği değil, bir hukuk devletidir. Usulsüz işlem yaparsanız, halk adına görev yapan belediye başkanı da gereken yasal hakkını kullanır.
Siz usulsüzlük yapacaksınız, sonra belediye başkanını suçlayacaksınız? Bu açıkça siyasi bir tavırdır ve yeri orası değildir. Cevabımız nettir: Hukuka ve usule aykırı her işlemin karşısında dururuz.
“AYŞE BAŞKAN ALİ’Yİ, VELİ’Yİ TANIMAZ”
Nebi Hatipoğlu, il danışma kurulunda “İçinizde CHP seviciler var” dedi. Sizce bu Kurtuluş Pazaryeri'ndeki işbirliğine mi gönderme?
Ayşe Başkan seçim çalışmaları sırasında Kurtuluş Pazaryeri’nin gecikmesinden doğan rahatsızlıkları bizzat sahada dinledi. Gözlerinin içine baka baka vatandaşa söz verdi: “Ne olursa olsun, tahsisi yapacağız ve pazaryerini yapacağız” dedi. Ve sözünü de tuttu.
Ayşe Başkan, hizmeti kişisel hesaplarla veya küçük çıkarlarla sınırlamaz. O, Eskişehir için ne gerekiyorsa onu yapar; Ali’yi Veli’yi tanımaz. Bu durumu siyasallaştırmaya çalışmak, iktidar partisinin sıkça başvurduğu ama sonuç vermeyen beyhude çabalardır.
“BAŞARILI BİR SÜREÇ YÜRÜTTÜ”
Tepebaşı’nda kongre süreci başladı. Tevfik Yıldırım aday. Neler söylemek istersiniz?
Tevfik Başkan, Tepebaşı’nda aday ve bugüne kadar çok başarılı bir ilçe başkanlığı süreci yürüttü. Örgütün desteğini arkasına almış durumda. Şu anda 160’ın üzerinde delege desteğine ulaşmış durumda.
Tepebaşı’nda beyaz listeyle Tevfik Yıldırım’ı, Odunpazarı’nda da mavi listeyle Rahmi Çınar’ı destekliyorum. Her iki başkan da hem örgütümüzün güvenini kazanmış hem de partimizin vizyonuna katkı sunmuş isimlerdir.