İl Temsilcisi Osman Emre İnselöz, teklifin halktan gizlenerek, sermayeye hizmet edecek şekilde hazırlandığını belirterek, “Bu bir yasa değil, topyekûn bir doğa ve tarım talanı planıdır” dedi.

“Yasa, toplumdan kaçırıldı”

İnselöz, 16 Haziran’da Meclis’e sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin içeriğinin kamuoyunda hiçbir şekilde tartışılmadan, hızla yasalaştırılmak istendiğine dikkat çekti. Meclis komisyonunda sadece üç gün sonra gündeme alınan teklifin, 26 saatlik kesintisiz bir toplantıyla adeta “dayatma maratonuna” dönüştürüldüğünü ifade etti.

“Meclis halkın değil, şirketlerin oldu”

Komisyon görüşmelerine köylülerin, üreticilerin ve emekçilerin alınmadığını vurgulayan İnselöz, buna rağmen 4 saatlik bir direnişle bazı köylülerin komisyona girerek seslerini duyurmayı başardığını söyledi.

“Bu mücadele yalnızca bir bölgeye değil, tüm Türkiye’ye aittir” diyen İnselöz, Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, İkizdere’den Munzur’a kadar doğayı savunan herkesi selamladı.

“Zeytinlikler taşınamaz, doğa pazarlık konusu yapılamaz”

Yasa teklifinde yer alan geçici maddeyle yaklaşık 36.000 hektarlık bir alanın, adrese teslim biçimde maden şirketlerine açıldığını belirten İnselöz, zeytinliklerin “taşınabilir” sayılarak yok edilmek istendiğini ifade etti.

Bu durumun bilimsel, ekolojik ve tarımsal açıdan kabul edilemez olduğunu belirten İnselöz, şöyle devam etti:

“Zeytinlikler bir ürün değil, yaşam alanıdır. Onları taşımak demek, toprağın hafızasını, mikroklimasını, biyoçeşitliliğini yok etmek demektir. Bu yalnızca bir doğa katliamı değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir yıkımdır.”

“Yasa, enerji ve maden şirketlerine sınırsız yetki veriyor”

Teklifte ÇED süreçlerinin işlevsiz hale getirildiğini, kaçak tesislere af getirildiğini ve bürokratik denetim mekanizmalarının devre dışı bırakıldığını vurgulayan İnselöz, “MAPEG’e olağanüstü yetkiler tanınıyor, yeni kurulacak bir ‘üst kurul’ ile tüm süreçler Cumhurbaşkanlığı’na bağlanıyor. Bu, merkeziyetçi ve halktan uzak bir yönetim anlayışının yeni adımıdır” dedi.

“Gerçek bir enerji politikası doğayı yok etmez”

Doğanın gözlerinde kene sessizliği
Doğanın gözlerinde kene sessizliği
İçeriği Görüntüle

Yasa teklifinin “yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açmak” iddiasını da eleştiren İnselöz, “Gerçek bir yenilenebilir enerji politikası, kırsalı ve tarımı yok etmeden planlanmalıdır. Doğayı yok ederek temiz enerji üretilemez. Zeytinlikleri sökerek sürdürülebilirlik kurulamaz” ifadelerini kullandı.

“Bu yasa geri çekilmeli”

Tarım Orkam Sen olarak taleplerini de sıralayan İnselöz, teklifin derhal geri çekilmesi gerektiğini vurguladı. Öne çıkan talepler şunlar:

Yasa tasarısı iptal edilmeli, Meclis süreci durdurulmalıdır.
Yaşam alanları enerji yatırımlarına kapatılmalı, anayasal güvence sağlanmalıdır.
ÇED süreçleri bağımsızlaştırılmalı, halkın katılımı esas alınmalıdır.
Kaçak yatırımlara getirilen aflar geri çekilmelidir.
Fosil yakıt bağımlılığı terk edilmeli, adil ve ekolojik geçiş planı oluşturulmalıdır.

“Bu sadece enerji değil, demokrasi meselesidir”

İnselöz açıklamasını, kamuoyuna ve milletvekillerine çağrıyla sonlandırdı:

“Bu yasa geçerse sadece zeytin değil, gelecek de kararacak. Bu yüzden susmayacağız, razı olmayacağız. Yaşasın doğa ve emek mücadelemiz!”

Muhabir: Özge Zaim