Eğitimci-Yazar Muzaffer Tekelioğlu kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

Bilecik ilinin Söğüt İlçesi'ne bağlı Küre Köyü'nde doğdum. Doğduğum ve yaşadığım bu topraklar hemen geçiştirilecek yerler değil. Bir rüya ile müjdelenen ve 6 asırdan fazla 3 kıtaya hak, adalet, sevgi ve kardeşlik değerlerinin götürüldüğü Devlet-i Aliyye-i Osmanlı’nın tohumunun saçıldığı, filizlendiği ve kök saldığı topraklardan bahsediyoruz. Seyh Edebali’nin manevi hocalığını yaptığı ve Bilecik ilinde kabrinin bulunduğu, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’ü beslediği, ilk kadı ve Osman Gazi’nin bacanağı ve Şeyh Edebali’nin damadı Dursun Fakıh’ın Küre beldesinde duaları ile can verdiği bu güzel yerlerde doğmanın ve yetişmenin mutluluğunu ve huzurunu yaşan bir kişi olarak ilkokulu Söğüt, ortaokulu Pazaryeri ilçesinde okudum. 1972 yılında Bilecik Öğretmen Okulu'nu bitirerek sınıf öğretmenliğine başladım. 15 yıl sınıf öğretmenliği yaptım. 7 yıl ise okul müdürlüğü görevinde bulundum. 1992 -1994 yılları arasında Ankara Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Teftiş ve Planlama bölümünü bitirerek 1994 yılında Kırklareli ilinde ilköğretim müfettişliği görevine başladım. 1996 yılından itibaren Bilecik ilinde İlköğretim Müfettişliği, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevlerinden sonra 2008 yılında emekliye ayrıldım. Evli 2 çocuk ve 1 torun sahibiyim.

İnsanların hayata tutunması için rehberlik şart

Sizin aynı zamanda hocaların hocası olmak gibi bir özelliğiniz de var. Eğitimcileri eğitmek nasıl bir duygu bu konuda neler söylemek istersiniz?

Hocaların hocası biraz fazla iddialı olabilir. Bilgimi, birikimimi, becerimi öğretmenlerimizle her zaman paylaşan bir kişiyim. Onlara elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Sınıf yönetimi, yönetimde dikkat edilecek hususlar ve velilerimizin okula katkılarının sağlanmasında ne gibi davranış birliği içinde olmamız gerektiği konularda tecrübelerimi öğretmen ve yönetici arkadaşlarımla sohbet havası içinde paylaşıyorum. Parası olan kişi bir bölümünü fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine zekat adı altında vermesi gerektiği gibi bilginin de zekatının olduğu bilincinde olduğum için öğrendiklerimi ihtiyaç sahibi kişilerle paylaşmam güzel oluyor. Başımdan geçen bir olayı da yeri geldiği için anlatmak istiyorum. İlköğretim Müfettişi görevini sürdürürken mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimize adaylık eğitimleri veriyorduk. 35-40 kişilik bir gruba 45’er dakikalık sürelerle dersler işlerken saate bir baktım 1.5 saati geçmiş. Öğretmen arkadaşlardan özür dileyerek zamanın çok geçtiğini tenefüs için çıkabileceklerini söyledim. Tüm arkadaşlar hocam o kadar güzel şeyler anlattınız ki vaktin nasıl geçtiğini anlamadık dediler. Bir öğretmenimiz sınıftan ayrılmadı. Hocam sizinle bir konu paylaşacağım dedi. Anlatmaya başladı; Aile sıkıntılarım sebebiyle hayata küstüm. Yaşamak istemiyorum. Ama size duyduğum saygıdan ötürü bugün dersinize geldim. Öğleden sonra eve gidip canıma kıyacaktım dedi. Hatta ipi bile hazırlamış. Siz o kadar güzel şeyler anlattınız ki benim hayata tutunmamı sağladınız. Ben sizin sözlerinizden sonra hayatı sevmeye başladım dedi. O öğretmenimiz evlendi çocuk sahibi oldu ve zaman zaman beni arayarak beni hayata bağlayan sizsiniz diye söylüyor. Bir kişinin hayata tutunmasına vesile olmak kadar güzel şeyler bizi mutlu ediyor.

Sağlıklı olduğum sürece yazmaya devam edeceğim

Bildiğimiz kadarıyla sizin 15’ten fazla kişisel gelişimi de içine alan kitap yayınladığınızı Yazmak nasıl bir tutku? Yazarken ne hissediyorsunuz?

Emekliye ayrıldığım gün bir hedef belirledim. Kendime de söz verdim. Her yıl için bir kitap yazacağım diye… Bunu da başardığımı düşünüyorum. Emekliye ayrıldığımın 16. Yılı… 15 kitap yayınladım. Kitaplarınızdan çocukların ve gençliğin istifade etmesi güzel bir duygu… Kitaplarımı satışa sunmadım. Ya hediye ediyorum, ya da kurum ve kuruluşlar alarak öğrencilere dağıtıyorlar. Zaman zaman imza günleri düzenliyorum. Bazen çocuklarla ve gençlerle karşılaştığımda ben sizin yazdığınız kitabı okudum diyorlar. Çok mutlu oluyorum. İnsanlığa faydalı olabilmek, fayda sağlayabilmek çok güzel olsa gerek… Kitaplarımdan biraz bahsedecek olursam ilk kitabım Aman Büyükler Duymasın. Başarı ve Mutluluğun Anahtarı Sevgi kitabımda, sevginin, mutlu olmanın ve başarılı olmanın anahtarı olduğunu düşünüyorum. Ecdadımızı ve Osmanlı Padişahları'nın hikayelerini anlatan “Bir Rüyadan Doğan Devlet” kitabım var. Teknolojinin yaygınlaştığı ve çocukların, gençlerin hatta yetişkinlerin esiri olduğu telefon bağımlılığından kurtulmalarını az da olsa uzaklaşmalarını sağlamak için çocukluğumuzda oynadığımız geleneksel oyunları derledim. Velilere yönelik bir kitabım var. Değerlerimizle alakalı 3 kitap yayınladım. Çanakkale'de şehit düşen mehmetçiklerin mektupları ve analarının evlatlarına yazdıkları mektupları derledim. Sonuç olarak bu can tende, irade bende olduğu müddet yazmaya devam edeceğim.

Toplumun her kesimini kucaklıyorsunuz? Onlara nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

Toplumun çoğunluğunun sevgisini ve saygısını kazanmak güven duygusu ve tarafsız olmakla sağlanır. Size güvenen insanları hayal kırıklığına uğratmadığınız sürece ve sözlerinzle davranışlarınız birbiri ile örtüştüğü zaman kısacası özünüz ile sözünüz bir olduğu zaman size hangi düşünceye sahip olursa olsun güvenir. Bunun da en güzel yolu sivil toplum kuruluşlarıdır. Emekliye ayrıldığım gün itibari ile eğitime katkı sağlayacak bir dernek kurdum. Öğrencilere ve eğitim camiasına yardımcı oldum. Kentin dinamiklerini bir araya getirmek için Bozüyük Kent Konseyi'ni kurdum. Şu anda bağımlılıkla mücadele konusunda yardımcı olmak için Yeşilay ‘ı Bilecik ilinde kurdum ve başkanlığını yürütmekteyim. Bilecik Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesiyim. Topluma faydalı olmayı düşünen her fert mutlaka bir işle uğraşmalıdır.

Bilecik Valiliği tarafından BİL-EN Programı'nın uygulamaya konulduğunu sizin de bu programa emekli eğitimci olarak katkı sunduğunuzu öğrendik. BİL-EN Programı hakkında bilgi verir misiniz?

Bilecik Eğitimde Nitelik ve Vizyon Programı (BİL-EN) Bilecik Valimiz Sayın Şefik Aygöl’ün hiç bir ilde olmayan bir proje... Projenin sürdürülebilir olması için proje program şekline dönüştürüldü. İlimizde görev süresi bir yılı henüz dolmadığı halde eğitim başta olmak üzere, tarımda, turizmde, sağlıkta kısacası tüm alanlarda büyük bir özveri ile gayret göstermekte, bizzat kendisi de işin başında bulunarak neticeye ulaşmaktadır. BİL-EN Programı da bunlardan birisidir. 3 gün süren çalıştaya her kesimden 150 kişi katıldı. Bilecik eğitiminde üst seviyelere çıkmak için neler yapılacağı tartışıldı ve sonuçta ortak faaliyetler bir kitap halinde yayınlandı. Tüm eğitim kurumlarında uygulamaya konulmuş ve sonuçları kısa sürede alınmıştır. BİL-EN programını bizzat içinde ve uygulayıcısı olarak ve 36 yıl eğitimin her kademesinde görev yapmış bir kişi olarak samimiyetle ifade etmeliyim ki bu programın Eskişehir ilimiz başta olmak üzere tüm illerimizde uygulanması durumunda özlediğimiz eğitim hedeflerine ulaşmış olacağız.

Bilgiye ulaşmak günümüzde çok kolay

Genç kuşaklara ne gibi önerilerde bulunursunuz? Eğitimin önemini anlatmak isterseniz birkaç kelimeyle anlatır mısınız?

Gençlerimiz Geleceğimizin Teminatıdır. Bizler ülke yönetimini gençlere teslim edeceğiz. Onlara güvenimiz sonsuzdur. Onlara bazı önerilerim ve tavsiyelerim olacak. Öğrendiklerini beceri ve davranış haline getirmeleri ve olmazsa olmaz değerlerimizi benimsemelerini ve günlük hayatlarında uygulamalarını istiyorum. Bilgiye ulaşmak çok kolay. Öğrenmek de çok kolay... Önemli olan o an bilgiyi doğru yerde doğru amaçta kullanılması. Adalet, saygı, sevgi, vatanseverlik, hoşgörü gibi değerlerimizi günlük yaşamımızda kullandığımızda huzurlu, barış içinde yaşayan ve birbirine bağlı insanlar oluruz.

Okullarda ve kurumlarda söyleşiler yaptığınızı söylediniz. Eskişehir ilindeki okullar başta olmak üzere diğer illere de söyleşi için gider misiniz? Son olarak neler söylemek istersiniz?

Eğitim kurumları başta olmak üzere tüm kurumlarımızda söyleşiler yapıyorum. Okulların düzeylerine göre yaptığım söyleşilerde konulara uygun kısa videolar kullanarak renkli hale getiriyorum. Söyleşilerim, "Değerlerimiz", "Başarı ve Mutluluğun Anahtarı Sevgi", "Çanakkale", "Bir Rüyadan Doğan Devlet", "Velinimetim Olur musun?", "Öğretmenim Beni Dinler misin?" söyleşilerimizin sonunda kitaplarımı imzalıyorum. Bilhassa öğrencilerimizin yazarla buluşmasını ve tanışmasını sağlıyorum. Eskisehir’de faaliyet gösteren eğitim kurumlarına davet edildiğimde seve seve gelirim. Aynı şekilde diğer illere de giderim. Öncelikle bana bu fırsatı tanıdığınız için siz başta olmak üzere gazeteye katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. İnsanlar bilgi ve birikime sahip olabilirler... Bu birikimleri topluma aktaracak birilerine ihtiyaç var. Sizlerin sayesinde eğitimle alakalı düşüncelerimi sizin aracılığınızla paylaşmış oldum. Şunu tekrar vurgulamak istiyorum eğitim adına, topluma fayda sağlamaz adına ne zaman ve nerede olursa olsun hazır olduğumu belirtmek isterim.

Kaynak: Tuğba Aktay