Madencilik baskısı tarım alanlarını tehdit ediyor
Suiçmez, özellikle Eskişehir’de Alpagut-Atalan ve Sarıcakaya altın ocakları ile ilgili projelerin tarım alanlarına zarar verdiğini belirterek, “Üretim alanlarına yönelik saldırıların temelinde vahşi madencilik baskısı bulunmaktadır. ÇED süreçleri defalarca geri çekilmesine rağmen projeler onaylanmıştır. Bu konu, odamız ve TMMOB tarafından yargıya taşınacaktır” dedi.
Anayasal ve yasal korumalara rağmen tarım alanları, meralar ve ormanların madencilik faaliyetlerine tahsis edildiğini belirten Suiçmez, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı MAPEG’in yetkilendirilmesiyle süreç şirketler lehine hızlandırılmıştır. Mikroklima özelliği taşıyan değerli tarım alanlarımız yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır” ifadelerini kullandı.
Zirai don, kuraklık ve şap hastalığı üreticiyi zor durumda bırakıyor
Suiçmez, Eskişehir’de bu yıl yaşanan zirai don ve kuraklık olaylarının kiraz, elma, buğday ve üzüm üretimini etkilediğini belirtti. Çiftçilerin bir kısmının TARSİM sigortası kapsamında zararının ödenmesine rağmen, kayıt dışı üreticilerin mağduriyetinin devam ettiğini ifade etti.
Hayvancılıkta şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarlarının kapalı olduğunu ve zararların somut olarak giderilmediğini belirten Suiçmez, kuraklığa dayanıklı türlerin geliştirilip yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Tarım destekleri yetersiz, bütçe artırılmalı
Tarımsal desteklerin enflasyon karşısında yetersiz kaldığını dile getiren Suiçmez, “Geçen yıl 135 milyar TL destek verilmişti. Oysa verilmesi gereken miktar 615 milyar TL idi. 2026 bütçesinde öngörülen 168 milyar TL destek, üreticiyi korumak için yeterli değildir” dedi.
Suiçmez, çiftçilerin borç yükünün ağır olduğunu ve devletin kamusal denetim ve destekleri artırması gerektiğini belirterek, “Üretemezsek tüketemeyiz. Et, süt ve temel gıda ürünlerinde artan ithalat bağımlılığı milli güvenlik sorunudur. Tarım stratejik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Çözüm önerileri
Suiçmez, Eskişehir özelinde tarım alanlarının korunması, mühendislerin atanması, DSİ yatırımlarının güçlendirilmesi ve “Köy Hizmetleri” benzeri bir kurumun yeniden kurulması gerektiğini belirtti. Ekonomide üretimi, çiftçiyi ve emeği koruyan politikaların hızla uygulanması halinde tarımdaki sorunların büyük ölçüde aşılabileceğini söyledi.
